Normal havayolu uçaklarıyla pek çok savaş uçağının çıkamayacağı yükseklikte yer alan stratosferde uçan ilk Türk pilot Tufan Sevinçel oldu. Yerküreden sadece Hava Tahmini yapan Meteoroloji balonlarının gönderilen ve yüksekliği 70 km bulan stratosferde su buharı bulunmadığı için pek çok hava hareketi de gerçekleşmiyor.

Yerçekimi az olan stratosferdeki zorlu uçuşa uzun süredir hazırlanan deneyimli pilot Tufan Sevinçel, Moskova’nın 500 km doğusundaki Volga Federal Bölgesi’nin başkenti Nizhny Novgorod’a gitti. Özel izinle girilen Nizhny Novgorod’da soğuk savaş döneminde sadece süpersonik casus uçakların uçabildiği irtifaya çıkmak için Rus Hava Kuvvetleri’ne ait MİG-29 jet uçağıyla tanışan Sevinçel önce Rus pilotların uyarılarını dinledi. Sevinçel, “Bir Gulag’a (II. Dünya Savaşı’ndaki esir kampı) gibi cüzdanınım içine kadar arandım. Bu tesislere girmek için iki ay süren soruşturma geçirdim” dedi. Sevinçel, NATO ülkeleri pilotlarının halen korkulu rüyası olan üstün savaş donanımının yanında manevra yeteneği ile dikkat çeken MİG-29’un kendisini çok heyecanlandırdığını söyledi.

‘Harika bir histi’

Tecrübeli pilot, “Fotoğraf çekiminin yasak olduğu bir MİG fabrikasında soğuk savaş döneminin eşyaları arasında giyindim. Doktor tansiyonumu ölçtü. Uçuş sürecinde yüksek yerçekimi güçlerine karşı vücudumun direncini artıracak ve ‘blackout’ olmamı önleyecek G elbisemden önce termal içlik giydim. Kışlık uçuş tulumu, Sibirya’da pilotlar tarafından kullanılan eksi 60 dereceye dayanıklı 10 kg’lık deri ceketi giydim. Yüksek irtifada nefes almamı sağlayacak ek oksijen sistemi ve özel pilot kaskını da taktım. Turbofan motorlar çalıştığında çıkan gürültü uçağın gücünü gösterdi. Troposferden tropopoza geçişte uçağımız 10 kilometre irtifada supersonik hıza geçti. Bu ana şahit olmak bir pilot için inanılmaz bir tecrübe. Gökyüzünün rengi tarif edilemeyecek ölçüde koyulaşıp mavinin en koyu tonu oldu. Ses hızının iki katına ulaşan bir hızla (2120 kilometre) stratosfere ulaştıktan sonra düz uçtuk. MİG-29’un kokpitinden dünyanın yuvarlaklığını (curvature) görmek harika bir histi” dedi.

‘Eksi 60’a kadar düştü’

Sevinçel, “Artık mutlak sessizliğe dünyanın yuvarlaklığına şahit olma zamanıydı. İnsan mavinin tonlarına, uzayın zifiri karanlık katmanına ve yeryüzünün beyazlığının mükemmel karışımına bakmaya doyamıyor. Gezegenimizi ve yuvarlaklığını iyi görebilmek için lövyeyi bir sağa bir sola yatırdım. Güvenli irtifada uçağın performans limitlerini görmek için 4 akrobasi hareketi (Aleron dönüşü, 4 burgu, 2 fıçı teno ve 1 düşük hız uçuşu) yaptık. Vücudumuzda maksimum 6 g’yi gördükten sonra Nizhny Novgorod üssüne döndük. Üste eksi 27 derece olan hava 30 km yukarıda eksi 60 dereceye kadar düştü. Ama her şeye değecek bir uçuşla dünyanın yuvarlaklığına şahit oldum” dedi.



İlklerin havacısı

15 yıldır havacılıkla ilgilenen Tufan Sevinçel, şimdiye kadar, Airbus 320, Mig-15, L-29, Antonov 2, YAK 52, Ilyushin IL-18 gibi 30’dan fazla uçakla uçtu. Deneyimli pilot Tufan Sevincel’in planör, deniz uçağı, kızaklı uçak, helikopter ve Hava Nakliye Pilot (ATPL) Lisansları bulunuyor. Sevinçel, 2009’da tek motorlu uçakla 12 ülkeyi gezerek dünyanın etrafını havadan dolaşan ilk Türk oldu. 37 günde yaklaşık 35 bin km uçan ve 35 havalimanına inerken 141 saat havada kalan tecrübeli havacı, zorlu hava koşullarında bunu gerçekleştiren ilk Türk oldu.