Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'nin sadece ekonomik ve siyasi bir birlik değil, insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesi olduğunu belirterek, ''Ama kıtasal bir projedir. Bu kıtasal projeyi küreselleştirecek olan adım Türkiye'nin üyeliğidir'' dedi.

Egemen Bağış, Marmara Grubu Vakfı'nın İstanbul'daki toplantısında, sorunlarına rağmen yarının Türkiye'sinin bugünden iyi olması için uygulanması gereken bir yol haritası bulunduğunu kaydetti.

Bugünün Türkiye'sinin AB standartlarına en yakın Türkiye olduğunu söyleyen Bağış, bu ifadenin, her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmediğini aktardı.

Bağış, bugün AB'nin kendi kurallarına uymadığı için son yüzyılın en ağır ekonomik buhranını yaşadığını aktararak, asıl sorunun ülkelerin birbirinin açığını kapatmasından kaynaklandığını belirtti.

-''AB, çok ciddi süreçlerden geçiyor''-

AB'nin son günlerde çok ciddi süreçlerden geçtiğini söyleyen Bağış, şöyle konuştu:

''Önümüzdeki 7 yılın bütçesi üzerine müzakereler devam ediyor. Bu müzakerelerde yaşanan tartışmalar belki de bir kurumsal değişikliğe neden olacak. Düne kadar bize kapalı bir şekilde önerilen ayrıcalıklı ortaklığı şimdi kendi üyeleri için de talep eden ülkeler, bunu kurumsallaştırma sürecine girecekler. Bazı ülkeler ekonomik olarak AB'nin Brüksel'de aldığı kararlara bağımlı olmak istemiyorlar. Bazı ülkeler de kendi para birimlerinden avroya geçtikleri için pişmanlık yaşarken, artık sıkı denetimle kendi ekonomilerini yönetme ihtiyacını ortaya koyuyorlar.''

Bağış, Türkiye'nin son 5 yıldır AB ülkelerinin hepsinden daha hızlı büyüyen bir güce sahip bulunduğunu, bunun kolay olmadığını söyledi.

AB üyesi ülkelerin Ankara'daki büyükelçileriyle yediği yemekte kendisine, ''Türkiye AB konusunda samimi mi?'' diye bir soru geldiğini kaydeden Bağış, ''Ben de 'Yarın getirin üyelik anlaşmasını, imzalayıp imzalamadığımızı test etmiş olursunuz' dedim'' ifadesini kullanarak, Türkiye'nin AB konusundaki isteğinin devam ettiğini vurguladı.

Bağış, AB sürecinin Türkiye için bir demokratikleşme, şeffaflaşma süreci olduğunu aktararak, ''O yüzden de bugün Meclis'te Darbeleri Araştırma Komisyonu, geçmişle ilgili her şeyi didik didik edebiliyorsa, o AB sürecinin sağladığı imkanların bunda büyük payı var. Bu, AB için de çok önemli bir süreç. Bugün Avrupa'nın da birçok açıdan Türkiye'ye ihtiyacı var'' dedi.

Avrupa'nın en büyük ekonomik gücü Almanya'nın ortalama yaşının 45, Türkiye'nin ise 29 olduğunu söyleyen Bağış, ''Almanya'nın bu seneki ihracatı bizim 2023 hedefimizin 3 katı, muazzam bir ekonomik güç ama yaşlanan nüfusla nereye kadar gidecek?'' diye konuştu.

Bağış, OECD'nin son yayınladığı 2050 projeksiyonunda Türkiye'nin gelecekte AB'nin 2. büyük ekonomisi olacağına işaret ettiğini belirtti.

-Enerji krizi-

Bugün Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 75'inin Türkiye'nin ya doğusunda ya kuzeyinde ya da güneyinde olduğunu kaydeden Bağış, ''Yani birileri enerji kaynaklarının mobil iletişimini sağlayacak bir teknoloji icat etmedikçe, Türkiye'nin katkısı olmadan AB üyesi ülkelerin o enerji kaynaklarına ulaşabilme imkanı yok'' dedi.

Nabucco projesini hatırlatan Bağış, yakında TANAP projesine de kazma vurulacağını aktararak, ''10 yıl evvel iktidara geldiğimizde, 'Türkiye'yi bir enerji merkezi yapacağız' dediğimizde, uluslararası toplantılardaki muhataplarımız gülüyordu. Ama bugün o iddiamız da gerçekleşiyor. Enerjide Türkiye bir merkez oluyor. Bu açıdan bakıldığında da Türkiye AB için, Avrasya coğrafyası için çok büyük bir ülke olacak'' şeklinde konuştu.