Türkmen, darbeden bir gün önce, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in yanında olduğunu, Demirel'in telaş içinde telefonla Genelkurmay Başkanı'nı aradığını, ancak ulaşamadığını anlattı.

12 Eylül'de, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yaptığını belirten Türkmen, darbenin yapıldığı gün bir albay eşliğinde Bakanlığa gittiğini söyledi. ''O dönem komik talepler de oluyordu'' diyen Türkmen, albayın kendisine, ''Bütün büyükelçilere talimat verin, bulundukları yerlerdeki garnizonlarla irtibata geçsinler'' gibi bir taleple bile karşılaştığını ifade etti.

Kısa bir süre sonra Dışişleri Bakanlığı görevine getirildiğini anımsatan Türkmen, öncelikli amaçlarının, Türkiye'nin, Avrupa Ekonomik Topluluğu'ndan uzaklaşmamasını sağlamak olduğunu kaydetti. Ancak Avrupa ülkelerinin, Türkiye'ye bir an önce demokrasinin hakim kılınması için baskı yaptığını anlatan Türkmen, ''ABD, bu konuda Avrupa kadar baskı yapmıyordu. Darbe döneminde Avrupa Konseyi'nde, özellikle tutuklamalar, işkenceler konusunda baskı altında kalıyorduk'' diye konuştu.

Türkmen, ''Türkiye, darbe döneminde dış siyasette nasıl bir bedel ödedi?'' sorusuna, ''Hiçbir bedel ödemedi. Demokrasinin gelmesi konusunda baskı yapıyorlardı ama resmi ziyaretlerimiz, temaslarımız devam ediyordu Avrupa ile. Bizi iyi karşılıyorlardı'' dedi.

Yunanistan'ın, darbe döneminde NATO'nun askeri kanadına geri dönmesi konusuna değinen Türkmen, bunun Türkiye için bir zararı olmadığını, aksine, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki komutası son bulduğu için faydası olduğunu söyledi. Türkmen, bu konuda Türkiye'nin bir kaybının söz konusu olmadığını ifade etti.

İlter Türkmen, ABD'nin, Türkiye'deki darbe konusunda etkili olduğu yönündeki iddiaların tamamen ''şehir efsanesi'' olduğunu savundu. Türkmen, ''Darbede dış ülkelerin payı zinhar yoktur. ABD, Türkiye'de neden darbe yaptırsın ki?'' diye konuştu. Türkmen, Ortadoğu politikasında da ABD'nin Türkiye üzerinde etkisinin bulunmadığını dile getirdi.

Darbeyi savunmadığını, ancak 12 Eylül darbesi öncesinde Türkiye'de yaşananların da göz ardı edilmemesi gerektiğini anlatan Türkmen, şunları söyledi:

''Asker, neden kendisi darbe için zemin oluştursun? Bu tamamen dedikodudur. Darbe öncesi 3 yılda 5 bin kişi öldü. Ülke, yönetimden mahrumdu. Her gün 15-20 kişi ölüyordu. Siyasi çözüm artık kalmamıştı. 12 Eylül, sağ ya da sol ayırımı da yapmadı. Ben, darbe oldu diye sevinmedim ama o gün eşim çok sevinmişti. Nedenini sordum, 'Bugün oğlum okuldan gelirken rahat edeceğim' dedi. Darbe olduğu için halkta bir galeyan yoktu.''

Türkmen, bundan sonra Türkiye'de bir darbe olacağına inanmadığını sözlerine ekledi.