Türkiye-AB Siyasi Diyalog Toplantısı, İstanbul Four Seasons Oteli'nde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, AB Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin katılımıyla gerçekleştirildi.

Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin sadece ikili entegrasyon süreci olarak değil, uluslararası sistemde barışı ve istikrarı sağlamak açısından da önemli olduğunu söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda çıkarılan siyasi engellerin ve bazı ülkelerin iç gündemlerinin, Türkiye-AB ilişkilerini esir almasını istemediklerini kaydetti. Toplantıda ele alınan konuları değerlendiren Davutoğlu, şunları söyledi:

"Vize muafiyeti, Türk vatandaşlarının gecikmiş bir hakkıdır. Gümrük Birliği sürecinden bu yana aslında sürekli ertelenmiş, zamana yayılmış bir süreçtir. Tekrar zamana yayılan bir yaklaşım değil, bir an önce mümkün olduğu kadar objektif kriterler çerçevesinde vize muafiyet diyalogunun başlamasını, bu konuda bir yetkilendirmenin yapılmasını, sonra da AB üyelik sürecindeki diğer ülkeler hangi esaslar içinde bu diyaloğu yürütmüşlerse aynı esaslar içinde bunun tamamlanmasına büyük önem veriyoruz. Gerçekten bazı önemli mesafeler alındığı kanaatini de taşıyoruz ancak önümüze vize muafiyeti konusunda net ve açık hedefler konması ve beraber yürüyeceğimiz bu yolun her aşamada açık ve net olması bizim için büyük önem taşıyor."

Toplantıda Kıbrıs sorunun da gündeme geldiğini kaydeden Davutoğlu, "AB'nin Kıbrıs Rum Yönetimi dönem başkanlığı ile ilgili tutumuz açık ve sarihtir. Biz bu konuda Sayın Ashton'a ve Sayın Füle'ye pozisyonumuzu bir kez daha aktardık. Tabii, AB-Türkiye ilişkileri ve bizim birlikte yürüttüğümüz temaslar devam edecektir ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiçbir organı, hiçbir kurumu veya bakanlığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi dönem başkanlığını ilgilendiren herhangi bir faaliyette AB tarafıyla temas içinde olmayacak. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi orada olduğu sürece bu konuda tutumuz bilinmektedir" diye konuştu.

Kıbrıs konusunda BM müzakere sürecindeki son gelişmelerin gözden geçirildiğini belirten Davutoğlu, özellikle Rum yönetiminin son dönemde başlattığı sondaj çalışmalarının Doğu Akdeniz'de yol açtığı siyasi meseleleri de AB tarafıyla paylaştıklarını söyledi. Davutoğlu, Rum yönetiminin AB dönem başkanlığının başlayacağı tarih olan 1 Temmuz'a kadar Kıbrıs'ta bir çözüm olmasını ümit ettiklerini ancak KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a yazdığı son mektupta yaptığı öneriye rağmen mesafe alınamamış olmasının istenilen neticelere ulaşılmasını engellediğini sözlerine ekledi.

Toplantıda Balkanlar ve Ortadoğu'daki gelişmelerin de ele alındığını belirten Davutoğlu, Türkiye ve AB'nin ortak çabalarının bu konularda çok önemli sonuçlar doğuracağına inandıklarını ve bu konudaki çabaların sürdürüleceğini aktardı.

CATHERINE ASHTON

Basın toplantısında konuşan Catherine Ashton, "Ortak muhitlerindeki çıkarları göz önüne alındığında, dış politika alanında AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler mükemmel" dedi. Suriye konusunda Türkiye ile çalışmaya kararlı olduklarını belirten Ashton, "AB, Türkiye'yi mültecilere sunduğu yardım konusunda ve diğer tüm çabalarında desteklemeye devam edecek" diye konuştu.
Türkiye'yi İran konusunda oynadığı arabulucu rol için teşekkür eden Ashton, "Türkiye ile stratejik ilişkilerimizin ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve en azından benim görev sürem boyunca bunların daha da geliştirilmesi konusunda kararlıyım" ifadelerini kullandı.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise, Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri yeniden canlandırmayı hedeflediklerini belirtti. Gerek Türkiye ve AB arasında başlatılan Pozitif Gündem'in gerekse bugün yaptıkları toplantının sorunları birlikte çözme isteğinin bir göstergesi olduğunu kaydeden Füle, "İlişkilerimizi yeniden canlandırmak, ilişkilere enerji katmak istiyoruz. Şu anda da tam olarak bunu yapıyoruz. Diyalog kurmayı, ortak çözümler yaratmayı ve Pozitif Gündemi hak ediyoruz" diye konuştu.

Vize konusuna şimdiye kadar açıklık kazandırılamamış olmasının, Türk vatandaşlarının yararına olacak bir çözüme ulaşmakta geç kalınmasına neden olduğunu kaydeden Füle, bir yandan geri kabul anlaşmasının imzalanması ve yürürlüğe konması, bir yandan da Türklerin vizesiz seyahat etmesine olanak sağlayacak bir düzenleme yapılması konusunda çok geçmeden adımlar atılmasını ümit ettiğini dile getirdi.

Görüşmede ifade özgürlüğü ve Türk Ceza Kanunu'nda yapılması gereken değişiklikler konularının da gündeme geldiğini kaydeden Füle, "Tutuklu milletvekilleri, akademisyenler ve öğrenciler ile basın özgürlüğü konusundaki kaygıları toplantıda ilettik. Görüşme genel olarak iyimser bir atmosferde geçti. Türkiye'nin AB üyelik sürecine yeni bir ivme kazandırmayı ümit ediyoruz" dedi.

BAKAN BAĞIŞ

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Pozitif Gündem'in, Türkiye’nin kararlılığının bir göstergesi olarak komisyon tarafından da takdir edildiğini görmek bizleri mutlu ediyor" dedi. Bu kapsamda siyasi sebeplerle engellenen 8 ayrı fasılda çalışma gruplarının oluşturulmasının kararlaştırıldığını; vize, siyasi reform, enerji, terörle mücadele ve AB Komisyonu’nda Türk uzmanlarının görevlendirilmesi imkanları üzerinde çalışmaların devam ettiğini belirten Bağış, "AB içerisinde Türkiye’yi engelleyebileceğini zanneden belki dar vizyonlu siyasiler vardır. Onların da kendi seçmenleri tarafından tatile gönderildiğini, emekliye ayrıldıklarını hep beraber takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.