Trabzonspor Galatasaray'dan beş yediği maç sonrası Çaykur Rizespor deplasmanına çıktı. Dün akşam çok kötü bir zeminde oynanan maçın favorisi elbette ev sahibi takımdı. Moralsiz Bordo Mavililer'in Rize'de galip gelmesi zor gözüküyordu. Rize-Trabzon maçları, genelde hep tatlı bir rekabet şeklinde geçer.
     Abdullah Avcı'nın takımı maça daha iyi başlayan taraftı. Gol atmayı beceremeyen taraf da Karadeniz Fırtınası'ydı. İlk yarıda Rizespor'un net pozisyonlarını bertaraf eden Uğurcan Çakır, ikinci yarıda yediği hatalı gole kadar çok iyi bir performans ortaya koydu. Abdullah Avcı'nın takımı maçı kazanmayı rakibinden daha çok istemedi ve Karadeniz Bölgesi derbisini ev sahibi takım kazandı. Trabzonspor ise camiasını hem oynadığı futbolla hem de aldığı sonuçlarla üzmeye devam ediyor. Kendisinden katbekat düşük bir bütçeyle oluşmuş komşu şehrin takımı karşısında etkili olamayıp mağlup olmak Trabzonspor gibi büyük bir takıma yakışmıyor. İlhan Palut ismi Çaykur Rizespor'a değer katmış, lig sıralamasında da takımını üst sıralara taşımış. Otuz beş puanla beşinci sıradaki Çaykur Rizespor, bulunduğu konuma bileğinin hakkıyla gelen bir takım. Trabzonspor ise oynadığı futbolla hayal kırıklığı yaratan bir takım.
     Yirmi ikinci hafta tamamlanırken, lig üçüncüsü Trabzonspor'un Fenerbahçe ve Galatasaray ile arasındaki puan farkı yirmi. Oynanılan futbol farkı ise daha fazla. Trabzonspor başkanı şapkasını önüne koymalı. Hatalar üzerine hatalar yapılmış yapılmaya da devam ediyor. Problem sadece hoca ya da oyuncularda deyip işin içinde sıyrılmak kolaycılık olur. Şampiyonluk sonrasındaki Trabzonspor başkanları ve yönetimlerinin yanlışları Trabzonspor'u bu hale getirdi. Hatta daha da öncesi. Halihazırdaki yönetim bir türlü sıkıntıyı çözemiyor, çözemeyecek gibide... En kötüsü de, camianın yönetimin saha içi ve dışındaki bu sorunları çözemeyeceğine inanmaya başlaması. Sorun işin içinden çıkılmaz bir hal aldı. Trabzonspor sahada tel tel dökülüyor. Kadro verimsiz. Yedek kulübesi yetersiz. Takım ne savunma yapabiliyor ne hücum. Oyuncular teker teker ayrılıyor, ihtiyaç olan mevkilere gelen yok. Gönderilmesi gerekenler becerip bir şekilde yollanamıyor. Özetle Trabzonspor yavaş yavaş eriyor. Dur diyen yok. Trabzonspor yönetim kurulunun genel kurula gidip güven tazeleme vakti geldi de geçiyor.