Yine basketbol konuşmanın mümkün olmadığı bir maç, yine bir hezimet Trabzonspor Medical Park adına. Hayri Gür’de kalabalık bir taraftar grubunun çıt bile çıkarmadan izlediği maçtan 79-87 mağlup ayrıldık. Maça Koç Hakan Demir’in takımı kötü yönetmesi ve hakem hataları damga vurdu.

 İki haftadır nedir bu hakemlerden çektiğimiz?

Aslında bu izlediğimiz filmin ikinci kısmıydı. Geçen hafta deplasmanda oynadığımız Anadolu Efes maçında bizi adeta ‘’doğrayan’’ hakemlerin ardından bu hafta da evimizde, taraftarların sessizliğinde aynı senaryo vardı. Hakemler maç boyunca aleyhimizde kararlar verdi. Son çeyrekteki rakip takım oyuncular Murat Can Güler’in ve Mehmet Yağmur’un 24 saniye süresi dolmuşken attığı üçlükler geçerli sayıldı ve basketbol takımımız tam maça geri dönmeye başlamışken hem moral olarak, hem skor olarak ciddi şekilde geri düştü. Herkes hata yapabilir, ama Trabzonspor’a yapılan peş peşe ikinci haftadaki bu denli kritik hataları ‘’hakemlerin gözünden kaçmış’’ diye nitelendirmek gerçekten yanlış ve trajikomik olur.

 ‘’Hakan Demir maçı ‘’sadece’’ izledi’’

Hakemleri bir kenara bırakırsak bugün sahada gerçekten kötü bir Trabzonspor Medical Park vardı. Ama farkın açıldığı dakikalara bakarsak koç Hakan Demir’in büyük hatalarını görmek mümkün. Üçüncü çeyrekte farkı 2 sayıya indirmişken sahadaki oyuncularımız yorulmuştu, hatta savunmaya dönmeye zorlanıyorduk. Tam o dakikada koç Hakan Demir yorulan oyuncuları oyundan almak yerine yorulan oyuncularla devam etti ve fark birden 12 sayıya fırladı. Beşiktaş Integral Forex karşısında Hakan Demir ve teknik ekip maçı sadece izleyerek sınıfta kaldı ve maçı rakibe teslim etti. Hakan Demir’in transfer ettiği Stoll’ün ve Nihat Mala’nın transfer ettiği Stipanovic’in de bugün etkisiz olduğunu çok net söyleyebiliriz.

 ‘’Taraftar tiyatro izlemeye gelmişti sanki’’

Maça damgasını vuran bir diğer faktör, taraftarın sessizliği… Hayri Gür tribünleri doluydu aslında, ama taraftar takımına destek vermek yerine susmayı tercih etti, bir an kendimi tiyatroda hissettim. Hakemler aleyhimize yanlış karar verirken o kadar rahattı ki, sanki seyircisiz Trabzonspor’a karşı oynuyorlardı. Maçı kaybetmemizin üç ana nedeninden üçüncüsü de taraftarın ruhsuzluğudur bana göre. Geçen hafta Anadolu Efes deplasmanındaki müthiş taraftarı, Trabzon’da, Hayri Gür’de bulamadık, gerçekten yazık...

 ‘’İstesek bu kadar nefret edilen bir takım olamazdık’’

Önce Fenerbahçe baş antrenörü Obradovic oyuncularımıza holigan dedi, sonra Anadolu Efes baş antrenörü Vangelis Angelou takımımızın sert basketbol anlayışı ile oynadığını söyledi ve oyunumuzu protesto etti. Son olarakta Beşiktaş koçu Ahmet Kandemir ‘’rakip sert oyunuyla bizim basketbol düzenimizi bozmak istedi’’ dedi. Rakiplerin bizden bu kadar nefret etmesinin nedeni sert oynamamız mı yoksa başka sebepler mi? Federasyon ve diğer kulüpler ile hiçbir bağlantısı olmayan, içine kapanan asosyal bir kulüp olan ve kötü yönetilen Trabzonspor Medical Park’ın bu kadar eleştirilmesinin, bu takımdan bu kadar nefret edilmesinin sebebi acaba oynadığı oyun mu gerçekten?

Taraftarı antremandan kovan bir oyuncuya sahip olan, deplasman tribününde kavga çıkartan bir idare menajere sahip olan, taraftarla haddini aşarak hakaret düzeyinde konuşan bir genel menajere sahip olan ve taraftara adeta küfür eden bir genel menajer yardımcısına sahip bir basketbol kulübünün sevilmemesinin nedeni ne olabilir?