“Aziz Nesinlik” deyimi,
Nesin’in yazarlık yaşamıyla başlar, acıyı,
güldürüyü birlikte çağrıştıran bir deyim olur.
Altmış yılda dilimize iyice yerleşir.
Bütün halklar gibi üretici, yaratıcı bir halkız.
Mizahta ise birkaç adım bütün ulusların önündeyiz.
Eskilere gitmeden Aziz Nesin’e, Rıfat Ilgaz’a,
Muzaffer İzgü’ye borcumuz büyüktür.
İnsanımıza öyle olaylar yaşatılıyor ki, dünya şaşıp kalıyor.
Öküz altında buzağı aramak” sözü hiç kalıyor.
Aziz Nesinlik anında tohumlanıyor.
1930’lu, 40’lı yıllarda bu deyimi dilimizde göremezsiniz.
O yıllarda yönetim güvenilir, ölçülü, ağırbaşlı
olduğundan Aziz Nesinlik ortam yaratılmamıştı.
Adı geçen deyim güvensiz, ölçüsüz, sulu,
kuşkulu ortamın ürünüdür.
Tuzaklar rafa kaldırılmış, alicengiz oyunları durmuş,
hinoğlu hinler henüz türememişti.
Şimdilerde varlığı tartışılan “devlet”,
o yıllarda “devlet baba” idi.
Yalancının yankesicinin izi yoktu.
Aziz Nesin’in yazdıkları,
yaşadığı dönemin birer belgesidir.
O bize öykü diye, roman diye, oyun diye sunuyorsa,
siz bakmayın, yaşadıklarımızın özüdür.
Örneğin, Hazinedeki Paslı Teneke öyküsü.
Hiç bir şeyi olmayan bir ülkenin kralı ve hazinesinde saklanan,
korunan çok değerli, ünlü mücevheri varmış.
Kral, halkı yılda bir kez toplar,
hazinedeki mücevheri koruyacağına ant içirirmiş.
Bir gün kral bu değerli varlığı görünce aklı başından gitmiş.
Onu kendine almış, yerine bir altın koymuş.
Ant içmeyi yılda ikiye çıkarmış.
Yerine gelen kral, hazinedeki altını alır, gümüş koyar.
Anlaşılmasın diye andı yılda dörde çıkarır.
O kralın yerine gelen gümüşü alır,
bir teneke parçası bırakır.
Ant içmeyi ise, her güne…
Bu kez halk kuşkulanır.
Önceleri yılda bir kez ant içilirken şimdi her gün..!
Merak büyür.
Hazine basılır, paslı teneke ele geçirilir, durum anlaşılır.
Bizim paslı teneke dönemi 12 Eylül Kenan Evren yönetimidir.
Ama halkımız henüz hazinedeki nesnenin ne olduğunu
merak etmiyor.
Aziz Nesinlik yanı burası.
Hani Aziz Nesin bir gün “Halkımızın yüzde 60’ı aptal
deyince homurtular başlamıştı.
”Peki peki, halkımızın yüzde 40’ı zekidir”
sözüyle sesler kesilmişti.
Yeni deyimlerle dilimiz zenginleşiyor ya, siz ona bakın.
Halkımız, gün gelecek hazinede neyin saklandığını da
merak edecek.
Esas Aziz Nesinlik bir konu da, derin uykuda oluşumuz.
Birileri ,aniden zenginleşirken, çoğunluk neden geri gidiyor?
Atatürk’ün aydınlık yolundan sapmayı, gidip emekli imamlara
tapmayı, ırkçılığa sarılmayı…Aziz Nesinlik sözü çok iyi açıklıyor.
Ah Aziz Nesin ah..!Sen yine bizi güldürüyorsun.
Ya bugünleri yaşasaydın..!
İlk defa bir Genelkurmay Başkanı tutuklandı…
Suçu neymiş biliyor musun ???
Cumhuriyeti ortadan kaldırmak için terör örgütü kurmak…
Gülermisin, ağlarmısın…