Temel Trabzon’da tıka basa dolu belediye otobüsüne biner. Bindiği gibi de bağırır

-Ayakta duranların hepsinin suratına …….., beyazlı sen hariç

Otobüs yol alır bizimki yine bağırır

-Oturanların da suratın ………., beyazlı sen hariç

İlk durağa gelmeden Temel yine seslenir

-Ha bu durakta inenlerin de suratına ……; beyazlı sen hariç

TEMEL BU NE DERSE YUTACAKSIN

Duraktan kalkan otobüse duraktan binenler olur. Temel takılmış CD gibidir artık.

Binenlere de inenlere de oturanlara da oturmayanlara da aynı şeyi söyler; Suratınızı …….. , beyazlı sen hariç.

Daha da ileri giden Temel, bu kez yolcuların giysilerinin renklerine de takar. Kırmızılar, lacivertliler, siyahlılar, kahverengiler; suratınıza ………., beyazlı ben hariç.
Artık sinirlenen beyaz takım elbiseli adam Temel’e döner “Laaa niye ben hariç de bakayım.”
Temel de cevap verir “Çünkü seninle temizlik yapacağım..”

TEMEL’İN ELBETTE VARDIR BİR BİLDİĞİ

Şimdi kıssadan hisse.

Bu takıma Henrique'yi öneren, önerip izleyen, izleyip beğenen, beğenip masaya oturan, oturup tüyü bitmemiş yetimin parasını veren, verip komisyonculara döviz kaptıran, takıma alan, alıp oynatan,oynatırken gören, görüp hala onu takımda tutan, tutup hayal kuran, hayal kurup bizimki ile dalga geçen ne kadar adam varsa; Temel’in dediği gibi yapıyorum.

Burada beyazlı kim olabilir.

Ona da siz karar verin.