23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocukların bayramını kutlayarak başlamak istiyorum yazıma nice bayramlara.

Geçen yıl aynı stadyumda tarihinin en farklı skoru ile mağlup olurken kümeye sesleri arasında sahayı terk eden Trabzonspor özellikle 2. yarı izleyenlere futbol resitali sundu.

Birde 7-0 ile sevinenlere Trabzonspor belki 40 yılda bir böyle bir boşluğa düşer ama sevinenler 4 yılda bir yerlerde sürünürler herkes haddini bilecek. Evet ilk yarısı top Trabzonspor’da iken her alanda pres yapmaya çalışan Antalya Bordo Mavililere pas imkanını vermediler denebilir.

Özellikle Salih Dursun bana vefasızlık yapıldı dercesine var olan yüreğini ortaya koydu. Belki 1 belki 2 gol pozisyonuna izin vermedi.

Ancak inandığım bir realite vardır. Futbol güç dengesidir. İşte o denge gerçekleşti. Oyunun 2. diliminde pas trafiği başladı. Sonuna kadar da enfes 3 golle devam etti.
Dün ki Trabzonspor’u hatırlayınca bugün ki Trabzonspor rüya gibi geliyor bana. Zira Bordo mavililer paslarla atağa çıkıyor çoğalıyorlar bilinçliler yardımlaşıyor. Rakiplerini kendi alanına hapsedebiliyorlar.

Hataya zorlayan varyasyonlar üretiyorlar. Top kayıplarında aynı güzellikte geri gelebiliyorlar. Bir adama olduğu gibi bir topa da 2 kişi birden koşuyorlar.

Ne diyelim yolunuz açık olsun.

Taraftar şölenleri ile birlikte galibiyetlere devam. Buraya kadar her şey güzel maçın kötü tarafı sözüm ona adalet dağıtıcı olarak sahaya çıkan hakem Yaşar Kemal Uğurlu’nun abeste iştigal eden kararları idi. Kayseri adana maçlarında yazdığım gibi yineliyorum. Trabzonspor ezilmişliğin takımıdır. 2. Ligdeyken de çok canımızı yakmışlardı lige çıkarmamak için.


Ancak hiçbir Trabzonsporlu hiçbir takımın hakkını almayı içine sindiremez.

Bildiğim bir realite vardır. Ne hakkımızı başkasına verin ne de onların haklarını bize verilmesini asla tasvip etmeyiz dün olduğu gibi..

Trabzonspor’un bu tür bağışlara ihtiyacı asla yoktur.