ALİ KAYA, 1997 yılında amcası Celal Kaya’yı öldürdü. 5 yıl hapis yattı. Cezası bitince, Zeynel Abidin Gümüş’ü öldürdü. Akli dengesi bozuktur denilerek rapor verildi, serbest kaldı. Alanya’ya gitti, 5 kişiyi daha bıçaklayarak öldürdü. Kafayı iyice sıyırdı denilerek akıl hastanesine yatırıldı. Hızını alamadı, orada da Ayhan Kartal’lı bıçaklayarak öldürdü. Şanlıurfa yarı açık cezaevine konuldu. Bir yıl yattı, firar etti. 2004 yılında yakalanıp tekrar cezaevine konuldu.

Sonuç: Sekiz cinayeti bulunan seri katil yaşıyor!

+

SÜLEYMAN AKTAŞ, 1986 yılında Başkomiser Nuri Keskin’i öldürdü. Mahkeme, cinayetin şekli nedeniyle Aktaş’ın akıl hastanesine yatırılmasına karar verdi. 4,5 yıl süren tedavinin ardından sokağa salıverildi. Memleketi Denizli’ye, köyüne döndü. 1994 yılında 4 komşusunu boğarak öldürdü. Mahkemeye çıktı, tekrar hastaneye yatırılmasına karar verildi.

Sonuç: Beş cinayeti bulunan seri katil yaşıyor!

+

ADNAN ÇOLAK, 1992-1995 yılları arasında Artvin ve ilçelerinde, yaşları 68 ile 95 arasında değişen 6 yaşlı kadını öldürerek tecavüz etti. Yargılanması 5 yıl süren Çolak, 112 yıl hapse çarptırıldı.

Sonuç: Onbir cinayeti bulunan seri katil yaşıyor!

+
HAMDİ KAYAPINAR, İlk cinayetini kardeşini öldürerek gerçekleştirdi. Mart 1998 – Şubat 2001 yılları arasında Kayseri’de 6 kişiyi daha vahşice öldürdü. Mahkemece 169 yıl 7 ay hapis cezasına mahkûm edilen ve Ankara’da yarı açık(!) cezaevine koyulan Kayapınar, 2016 yılının Şubat ayında firar etti. Birkaç ay sonra Kayseri’de yakalanan katil şu an cezaevinde.

Sonuç: Yedi cinayeti bulunan seri katil yaşıyor!
+
SEYİT AHMET DEMİRCİ, 1998 yılının Temmuz ayında İstanbul’da 3 mobilyacıyı öldürdü. Yakalandı, cinayet nedeni soruldu. Cevabı; “Mobilyacıları sevmiyorum.” Oldu.

Sonuç: Zevk için 3 kişiyi katleden cani yaşıyor!

+
CEM GARİPOĞLU, bir dönem Türkiye’nin gündemine oturan Münevver Karabulut cinayetinin mimarı… Olay nasıl mı olmuştu? Şöyle efendim. 3 Mart 2009 akşamı Münevver Karabulut'un cansız bedeni çöp toplayıcı bir kişi tarafından çöp konteynerinde parçalanmış halde bulundu. Yapılan adli tıp incelemesi sonucunda tecavüze uğramamak için direndiği, başı gövdesinden ayrılmadan önce 29 bıçak darbesiyle yaralandığı, daha sonra acılar içinde öldüğü tespit edildi. Hayli zengin katil zanlısı Cem Garipoğlu cinayetten 197 gün sonra teslim olmuş, yargılama süreci 18 Kasım 2011 tarihinde 24 yıl hapis cezası kararının verilmesiyle sona ermişti.

Sonuç: Bu vahşi cinayeti işlemiş olan Cem Garipoğlu, 10 Ekim 2014 tarihinde Silivri’de cezasını çektiği 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde kendini asarak intihar etmemiş olsaydı eğer, yatacağı 13 yıl hapis cezasının ardından serbest kalacaktı.

+

HİMMET AKTÜRK, Türkiye’nin beddua yağdırdığı yaşlı sapıklardan…
Manisa Alaşehirli olan Aktürk, ilk olarak kendi öz yeğenine cinsel istismarda bulundu. Çıkarıldığı mahkemece kendisine hediye edilen 1,5 yıllık hapis cezasını yattıktan sonra tahliye oldu. Sonra mı? Sonrası malum… Evlerinin önünde oynayan 3,5 yaşındaki Irmak Kopal’ı tecavüz edip öldürmüş ve Sarıkız Çayının kenarına bırakmış. İşlediği bu cinayet sonrası hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi katıldığı televizyon programında tutuklanarak cezaevine gönderilen bu yaratık, şimdilerde yaptığı garip hareketlerle kendisine deli damgası vurdurup, cezai ehliyetini ortadan kaldırmaya çalışmakta.

Sonuç: Hikmet Aktürk yaşıyor!

+
Ve sıra geldi katillerin en ballısına…
ABDULLAH ÖCALAN, Türkiye’nin baş belası PKK’nın bir numaralı elebaşı…
1999 yılında Nairobi'de Kenya güvenlik birimlerince yakalanması sonrasında, 15 Şubat 1999 günü Türk güvenlik görevlilerine teslim edilerek Türkiye'ye getirildi. 28 Nisan 1999'da, Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre vatana ihanet suçu gereğince hakkında idam cezası istendi. 29 Haziran 1999'da "Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçuyla idama mahkûm edilse de, Avrupa Birliği uyum yasaları(!) gereğince cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi.

Sonuç: 2009 yılında 5 milyon dolar harcanarak yaptırılan İmralı Cezaevinde bulunan ve 700 jandarma komando tarafından özenle korunan “Bebek katili” Abdullah Öcalan, buradaki günlerini dergi-kitap okuyarak sağlık-sıhhat içerisinde geçiriyor.

+++
Yaptığım araştırmalar esnasında karşılaştığım ancak, buraya yazmaktan imtina ettiğim onlarca örnek dava daha var.
Bu kadarı bile sinirlerinizi bozmaya yetti, bunun farkındayım.
Lakin...
15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin bastırılması sonrasında gündeme gelen ve ülkemizde 1984’te fiilen, 2004’te hukuken kaldırılan idam cezasının Meclis’e tekrar getirilmesinin ne denli önem arz ettiğini sizlere başka nasıl anlatabilirdim ki?
+
Avrupa uyum yasalarıymış!
Bunlar bizi bozar aga!...