Trabzonspor'un oyun stratejisi kendi alanında oyunu kabul etmek ve rakipten kazandığı topları Adrian'da toplayıp, onun atacağı paslarla Olcan ve Yusuf gibi rakip savunmanın arkasına koşu yapan oyuncuları topla buluşturarak pozisyon yaratmaktı.

İlk yarıda G.Saray topa daha fazla sahip olan takımdı. Özellikle (Olcan'ın da savunma görevini yapmamasından) Sabri, Telles ve zaman zaman bunlara yaklaşan Sneijder ile Trabzonspor'un sağ kenarından atak girişimlerinde sıkça bulundular. Eğer ilk yarıda G.Saray golle buluşmamışsa bunda en büyük etken Bosingwa ve Mustafa Yumlu'nun aralarındaki uyumdan kaynaklandı.

Orta alanda Özer'in şanssız bir şekilde sakatlanması, Zeki Yavru gibi mücadele gücü ve dinamizmi ile takıma katkı veren bir oyuncunun cezalı oluşu ve Özer'in yerine giren Abdulkadir'in de gerekli katkıyı yapamamasından dolayı bu bölgede üstünlük tamamen G.Saray'ın oldu.

İkinci yarıda ise Yusuf kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonu değerlendirebilse Trabzonspor için oyunun rengi daha farklı olabilirdi.
İkinci golde Selçuk topa mükemmel vurdu ama barajın başındaki Mustafa Yumlu'nun sıçraması gerekirdi.

Olcan'a yapılan hareket sonucunda Adrian'la kazanılan penaltı golü sonrasında ise durumu 2-2'ye getirebilecek pozisyonlar yakalandı ama final pası yetersizliğinden ve önde oynayan Henrique'nin çok kötü gününde olmasından dolayı ikinci golü bulamadılar.

AYDINUS ÇOK KÖTÜYDÜ
Sonuç Trabzonspor adına büyük bir hayal kırıklığı...
Yalnız kabul etmek gerekir ki her iki takımın kadrolarını ve oyun anlayışlarını düşündüğümüzde arada büyük fark var. Ama yine de Adrian, Olcan, Yusuf ve Henrique'nin bu kadar etkisiz bir görüntü ortaya koymamaları gerekiyordu. Hakem Fırat Aydınus iyi değildi. Çünkü öyle bariz faul pozisyonları var ki, bunları vermemek eyyamcılıktan başka bir şey değil.