CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Şiddetle, öfkeyle, kavgayla devlet yönetilmez. Biz muhalefetiz, biz sağduyu çağrısı yapıyoruz. Onlar iktidarlar şiddet çağrısı yapıyor. İşler tam tersine dönmüş” dedi.
CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantı öncesi açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, geçen PM’den bu PM’ye kadar Türkiye’de önemli olaylar olduğunu belirterek, tuzun koktuğu bir süreçte olunduğunu ve artık AK Parti’nin Türkiye’de yolsuzlukları soruşturma gibi bir iradesinin olmadığını kaydetti.
“Demokrasiyi yeniden getirmek, Türkiye’yi tek parti devletinden kurtarmak CHP’nin görevidir” diyen Kılıçdaroğlu, “Görevimizin zorluğu açıktır ama bunu yapmak zorundayız. Parti ile devletin iç içe geçtiğini görüyoruz. Valisi, emniyet müdürü, kaymakamı. Biz diyorlar ki ‘Hükümetin memuruyuz’, geldikleri nokta bu. Savcı ve hakimler de böyle. Bu çok tehlikeli bir süreç” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, etnik kimlik ve inanç siyasetiyle yasalarda siyasetin yapılmasının yasak olduğunu fakat Türkiye’de bu alanların siyasette kullanıldığını anlattı.
Dış politikayı eleştiren Kılıçdaroğlu, BM Güvenlik Konseyi için yapılan oylamada Türkiye’nin 60 oy almasına ilişkin, “Bu ağır bir diplomatik yenilgidir. Diplomatik darbedir bu” dedi.

“ŞİDDETLE, ÖFKEYLE, KAVGAYLA DEVLET YÖNETİLMEZ”
Çözüm sürecinde de başarısız olunduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bir iç isyan yaşadık. 40’a yakın insanımız öldü. Çıktı Valisi, Kaymakamı şu açıklamayı yaptı. ‘Bu ölenler güvenlik güçlerinin müdahalesiyle değil. Vatandaşlar birbirini öldürmüş.’ Sormadan edemiyorum sen seyirci misin, bakan mısın? Böyle bir devlet yönetimini asla kabul etmiyoruz. O bakanda o koltukta oturmamalıdır. Şiddete misliyle karşılık vereceğiz ne denemektir. Almanya’ya baksınlar tarihine baksınlar. Şiddete misliyle karşılık verilen o ülkede Führev döneminin Almanya’sındaki tabloya baksınlar. Aynı süreci Türkiye’ye yaşatmak istiyorlar. Şiddetle, öfkeyle, kavgayla devlet yönetilmez. Biz muhalefetiz, biz sağduyu çağrısı yapıyoruz. Onlar iktidarlar şiddet çağrısı yapıyor. İşler tam tersine dönmüş. Neden biz sağduyu çağrısı yapıyoruz. Çünkü biz ülkemizi seviyoruz. Çünkü biz insanımızı seviyoruz. Çünkü bizim kişisel gizli ajandamız yok. Bizim iktidar koltuğuna yapışma gibi bir düşüncemizde asla olmadı ve olmayacaktır.”

“ŞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİNİN GELDİĞİ NOKTAYI NASIL İÇİNİZE SİNDİRİRSİNİZ”
Olayların büyüdüğünü ve önlenilemediğini belirten Kılıçdaroğlu, İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmelerin sağlanmasının ardından olayların bittiğini anlatarak, “Şu Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin geldiği noktayı nasıl içinize sindirirsiniz. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Ben buna itiraz etmeyeceğim de kim itiraz edecek. Ben konuşmayacağım da kim konuşacak. Bana sen sus diyor. Önce sen sus” şeklinde konuştu.
Sanatçı Fazıl Say’a getirilen yasağa değinen Kılıçdaroğlu, “Hangi gerekçeyle yasak getiriyorsunuz. Fazıl Say eline silah mı aldı? Molotof kokteyl mi aldı? Yüzünü kapattı mı? Aydınlık bir yüzü var. Tek çaldığı piyano” ifadelerini kullandı.

“KUVVETLİ ŞÜPHEYİ EVİ, İŞİ, FABRİKAYI ARAMAK İÇİN KUVVETLİ ŞÜPHEYİ MAKUL ŞÜPHEYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ”
Parlamentoya yeni bir teklif getirildiğini bildiren Kılıçdaroğlu, “Ne var bu teklifte? Kuvvetli şüpheyi evi, işi, fabrikayı aramak için kuvvetli şüpheyi makul şüpheye dönüştürülmesi. Bütün işverenlerin beni dikkatle dinlemesini isterim. Taşınmazlarına el koyma için olayı çok daha kolaylaştıracak. Sonra bu da yetmiyor. Dava dosyası görüşülürken mağdurun avukatına hakim isterse dava dosyasını göstermeyecek. Oradaki bilgileri vermeyecek. Bütün vatandaşlarım ellerini vicdanlarına koyup düşünsünler doğrusu hangi acaba. Türkiye nasıl yönetiliyor acaba” diye konuştu.

“SAVCI NEYMİŞ TAZMİNAT DAVASI AÇACAKMIŞ, AÇMAZSAN NAMERTSİN SEN”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için davetler geldiğine değinen Kılıçdaroğlu, “Biz AK Sarayda bekliyorlarmış. Orada Cumhuriyeti kutlayacaklarmış. Biz Cumhuriyeti meydanlarda kutlayacağız. Fener alaylarıyla kutlayacağız. Halkımızla kutlayacağız. Coşkumuzu yaşayacağız. Onlar da oraya gidenler de kimliği ne olursa olsun, ister sanatçı ister iş adamı mahkeme kararıyla yapımı durdurulan ama mahkeme kararı dinlenmeyen kaçak bir yapıya gidip Cumhuriyeti kutlamak istemek için Erdoğan’ın dizinin dibine çöken insanları tarih affetmeyecektir. Bırakın kendi kendilerine kutlasınlar. Bunun takipçisi olacağız. Sanıyorlar ki bir cumhuriyet savcısı çıktı, dosyayı kapatacak biz de onu unutacağız. Ne o savcıyı unutacağız. Ne o dosyaları unutacağız. Savcı neymiş tazminat davası açacakmış, açmazsan namertsin sen” ifadelerini kullandı.
(İHA)