Başbakanlık Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı ile Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından “Cemil Meriç 100 Yaşında” başlıklı anma etkinliği düzenlendi.
MKÜ Atatürk Konferans Salonunda düzenlenen etkinlikte konuşan Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, fikir adamlarının ülkelerin hayatında kutup yıldızı gibi parlayan toplumların vicdanı olan ve onlara yol gösteren sembolleşmiş kişiler olduğunu söyledi. Fikir adamlarının hayatları bitmez, tükenmez, şafak elçileriyle dolu olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Kaya, “Toplum hayatında hem çağda hemde gelecek çağlara hitap eden düşünürlere fazla rastlanmaz. Çoğunlukla da bu kişilerin sağlıklarında yeterinde kıymeti bilinemez. Ülkemizde 20. Yüzyılın önde gelen fikir adamlarından bilim ve Hatay’ımızın yüz akı gurur kaynağı olan hemşerimiz Cemil Meriç, bu tanıma uyan gerçek bir fikir adamıdır” dedi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurum Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ise Cemil Meriç’i her şeyden önce büyük yapan yerli ve milli bir kafa olması olduğunu kaydetti.

“OKUMAK SIRADAN BİR EYLEM DEĞİLDİR”
Türkiye’de yaşarken kıymeti bilinmiş insan sayısının bir elin parmaklarını geçmeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Örs, şöyle devam etti:
“Biz büyük insanlarımızı ne kadar anlıyor, ne kadar değerlendiriyor, onların kıymetini nasıl tatbik edebiliyor ve biliyoruz. Açıkça ifade etmek gerekirse, dünyanın çok az ülkesinde bu büyüklükte düşünen, düşündüklerini yazabilen kendi yazdığına inanan ve inandığıyla amel eden insanlar çok azdır. Cemil Meriç, Batıyı Doğuyu herkesten daha iyi tanıdığı halde kendi milletinin öz değerlerini iyi anlamış, iyi özümsemiş ve bir ömür boyunca sağcıların bizden değil, solcuların bizden değil dediği bir dönemde arafta bırakılmış muhteşem bir aydın. Türkiye’de yaşarken kıymeti bilinmiş insan sayısı herhalde bir elin parmaklarını geçmez. Ancak öldükten sonra da kıymeti bilinen insan sayısı konusunda benim bir kültür kurumu, bir akademiyanın başkanı olarak çok ciddi tereddütlerim var. Cemil Meriç okumakla ilgili eylemi kendi eserlerinde tarif ederken okumanın bir anlamı eylemi olduğunu üzerinde devamlı durarak vurgular. Okumak sıradan bir eylem değildir. Okumak kitapla bir başkasının zihin dünyasıyla bir insanın buluşması, kavuşması demektir. Bu kavuşmada mutlaka muhakeme ve tefekkür yapılması gerekir, tezekkür yapılması gerekir, tederrür edilmesi gerekir. Günümüz okuyucusu ise sadece bir tüketici gibi davranmaktadır. Okuduğunu düşünmemektedir. Günümüz insanın düşünmeye vakti yoktur. Ne yazık ki günümüz insanı modernizmin modern araç gereçlerinin ve büyük şehirlerinin kendine dayattığı bir hayatı yaşamaktadır.”

“ANLATMAYI KORSAN BİR GÖREV OLARAK GÖRMÜŞTÜR”
Hatay Valisi Erdal Ata da Cemil Meriç’i iki kültür arasında sıkışıp kalmış toplumun kendisini bulması için çok yerinde tespitler yaptığını çözüm önerileri ve doğru bildiklerini hiçbir karşılık beklemeden dinlenip dinlenmeyeceğini düşünmeden anlatmayı korsan bir görev olarak gördüğünü söyledi. Vali Ata, Cemil Meriç’in doğumunun 100. yılını kutladıklarını da sözlerine ekleyerek, “Cemil Meriç’in doğumunun 100. yılında bir kere daha anmak, onu zihinlerde yarattığı meşaleyi yeni nesillerimize anlatmak amacıyla düzenlenen konferans vesilesiyle aranızda bulunmaktan büyük mutluluk duyduğumu ifade ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Günlüklerinin yer aldığı "Jurnal" kitabında kendisini kimim ben, hayatını Türk irfanına adayan münceliyle, müncesesiz bir fikir işçisi sözleriyle tanımlayan yazar çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç, 100 yıl önce bu topraklarda doğdu. Savaşın işgalin, bağımsızlık mücadelesinin içinde kitaplarıyla büyüyen Cemil Meriç, sonsuz öğrenme arzusu ile durmaksızın hakikatin arayıcısı olmuş, onu bulup tüm insanlığın hayrına ülküsünü, hayatını adamış bir aydındır. Cemil Meriç, tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen 100 yıl öncesinin Hatay’ından kendisini yetiştirebilmiş, batıyı da doğuyu da tanımış ve bu iki medeniyetin çekim alanında kalan kendi kültürünün ve kendi insanının buhranını görmüş, anlamış bir düşünürdür. ’Başlıca işin düşünmek ve düşündüklerini cemiyete sunmaktır’ diyen Cemil Meriç, iki kültür arasında sıkışıp kalmış toplumun kendisini bulması için çok yerinde tespitler yapmış, çözüm önerileri ve doğru bildikleri hiçbir karşılık beklemeden dinlenip dinlenmeyeceğini düşünmeden anlatmayı korsan bir görev olarak görmüştür. Hayatının belki de en verimli olacağı dönemde gözlerini kaybetmiş, ancak buna rağmen ne okumaktan ne de yazmaktan vazgeçmemiştir. Hatta denilebilir ki görme yetisini yitirdikten sonra yazarlık hayatının en üretken çağı başlamıştır" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından “Cemil Meriç 100 Yaşında” anma programında söz alan Ümit Meriç ise Cemil Meriç’i anlatarak onun eşsiz bir kişilik ve fikir adamı olduğunu belirtti. Daha sonra Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurum Başkanı Prof. Dr. Derya Örs; Hatay Valisi Erdal Ata, MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya ve Ümit Meriç’e kitap hediye etti.
Konferansa, protokolün yanı sıra akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.
(İHA)