Habertürk’ün başarılı spikerlerinden tarihçi ve sosyolog Ece Üner, geçtiğimiz günlerde Mediacat tarafından düzenlenen “Woman to Watch: Fark Yaratan Kadınlar” etkinliğinde “Medya Lideri” ödülü aldı.

9 yaşından beri şiir yazan ve tam bir şiir tutkunu olan Ece Üner, sunduğu haberlere kayıtsız kalmıyor ve etkilendiği şeyleri gün sonunda defterine döküyor.

SEZEN AKSU KONSERİNDE HAYATA BAKIŞI DEĞİŞTİ
2013’te bir Sezen Aksu konserinde hayata bakışının değiştiğini söyleyen Üner, ertesi gün sistemli bir şekilde yazmaya başlamış. Geçen sürede kaleme aldığı şiirlerini “olduğu gibi” adıyla kitaplaştıran Ece Üner, “Ekranda gördükleri kadın makyajını siliyor ve ‘olduğu gibi’ çıplak kalıyor. Severler, sevmezler bilemem. Ben onlara kendimi açtım” diyor.

"HABERİN ACISI ÜZERİME SİNİYOR"
Ekin Türkantos'un sorularını yanıtlayan Ece Üner duygularını şu şakilde ifade etti; "Çinliler birine beddua etmek istediklerinde; “Umarım ilginç zamanlarda yaşarsın” derlermiş. Biz çok ilginç zamanlarda yaşıyoruz. Acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyabiliyorsan insansın. Haberlerin acısı, duygusu, kokusu üstüme siniyor ve bedenimde zehir etkisi yaratıyor. İşte o zehri akıtmak için bir çatlak buldum, o da kelimeler denizi. Kendimi kelimelerle rehabilite ediyorum."

"BEN KENDİME ŞAİR DİYEMEM"
Ece Üner, kitabın adının neden "Olduğu Gibi" olmasını şu şekilde açıkladı. "Benim Habertürk’te “Olduğu Gibi” diye bir tartışma programım vardı. İsmini babam koymuştu. Geçtiğimiz yıl değer verdiğim bir yakınımla konuşurken dedim ki; “Ben kendime şair diyemem, oldum demek öldüm demektir, ben kelime işçisiyim, iyi bir şairim demek için çok erken.” O da bana “olduğu kadar” dedi. Sonra “olduğu gibi” aklıma geldi. Evet, benim kalbimden, zihnimden dökülen kelimeler onlar. Olduğu kadar, olduğu gibi, benim gibi, samimi, katıksız, çıplak, savunmasız. Ötesi yok.

"ÖLDÜKTEN SONRA DA YAŞAMAK İSTİYORSANIZ.."
Bir kere varlığımı kesinlikle çoğalttığımı düşünüyorum. Zira öldükten sonra da yaşamak istiyorsanız ya yazılacak bir şeyler yapın ya da okunacak bir şeyler yazın derler. Ekranda en kalıcı şey geçicilik. Bu öyle değil; hayatı anlamlandırmak için sevdiklerime bir dost tavsiyesi bu kitap."