“Mesleğe başladığı ilk günden  bu yana kafasında iyi niyetten başka bir şey olmayan, arkadaşlarına, dostlarına elinden geldiğince destek olmaya çalışan, bazen hatalar yapan, mesleğinde başarıya konsantre olan ve belki de bu yüzden özel hayatından çok taviz vermek zorunda kalan temiz bir çocuk.”
Acun Ilıcalı’ya söyleşinin sonunda şöyle  bir soru yönelttim:
Bu söyleşinin girişini sana bıraksam, ne yazardın Acun’la ilgili?
O da bunları söyledi. Acun Medya’nın bulunduğu Levent’teki villada 1.5 saat süren söyleşide birçok konuyu konuştuk Acun’la.O renkli söyleşinin ilk bölümü bugün, ikinci bölümüyse yarın.



* Kaç kişi çalışıyor yanında?
150’yi bulmuştur her halde.

* O insanları bizzat kendin mi alıyorsun işe, yoksa insan kaynakları birimin var da onlar mı yapıyor bunu?
Ben bizzat alırım. Görmediğim, bilmediğim insanla çalışmam. Mutlaka belli bir süre beraber geçiriyoruz, bizim ailemize uygun olup olmadığına bakıp, öyle karar veriyoruz.

* Show TV, Acun Ilıcalı’nın üç programı  ve ‘Muhteşem Yüzyıl’ sayesinde Kanal D’nin ardından ikinci sırada. O yüzden Show TV’ye Acun TV diyenler bile var. Acun TV ya da başka bir kanal açmak, aklından geçmiyor mu?
Öyle bir düşüncem yok ama açıkçası son altı ay içinde ciddi iki teklif aldım bununla ilgili. Fakat ikisi de beni mutlu edecek ve buradaki aile yapımızı koruyacak gibi gelmedi bana. O yüzden sıcak bakmadım.

* Biraz açsak şu teklifleri. Yeni kurulan bir kanal için “Gel ortak olalım” şeklinde mi, yoksa mevcut kanallara ortaklık mı teklif edildi? 
Karşı tarafa saygısızlık etmemek adına çok da bilgi vermek istemiyorum bu konuda. İki tarafın da birbirlerine karşı olan güvenleri üzerine  konuşulmuş şeyler var. Show TV’yi kastetmiyorum, başka bir kanal için ortaklık teklifi aldım. Fakat 
beni çok mutlu etmedi. Kafamda istediğim şartlar oluşmadığı için kabul etmedim.

* Bu biri, ya diğeri?
Şimdi gazetecilik damarını kabartıp şıkıştırma beni. Söylersem ayıp olur çünkü. O teklifte başka bir grubun    televizyon kanalı için geldi deyip, geçelim bu konuyu.

 

“Başarıya alışkanlık var, ne yapayım?”

* Sadece sunucu olarak bakma olaya. Yapımcı olarak üç farklı günde zirve için yarışıyorsun. Reyting stresi diye de bir şey var? 
Zoru severim. Zora karşı bir iştahım var. “Bu zor olur” denen olay daha çok çekiyor beni. “Üç gün program olur mu? Başarılı olabilir mi?” Bu benim için iyi bir hedef. Ben başarı için yaşayan bir insanım. Hayattaki tek konsantrasyonum başarı. 

* Başarı için yaşamak çok bir şey değil mi?
Kesinlikle. İnanılmaz derecede tehlikeli. Bir de başarıya alışkanlık var. O da insanın üzerine belli bir yük bindiriyor. Şöyle anlatayım, her sabah 10’da reytingleri alıyoruz. Mutlu olarak kalkıyorum, vücudum mutluluk hormonu salgılıyor. Geçen gün bir psikologla konuştum, o da bunun belli bir riski olduğunu söyledi. Yapımcılığa başladığımdan bu yana beş yıl oldu. Haftada ortalama üç gün reyting alıyorum ve yüzde 95’te iyi reyting alıyorum. Buna bir alışkanlık var tabii. Yapacak bir şey yok!

* Güne böyle bir gerilimle başlayıp, reytingler iyi gelince mi rahatlıyorsun?
Rahatlamıyorum işin komiği. Reytingler geldikten sonra önce ‘up’ oluyorum. 1-2 saat mutlu geziyorum. Öğleden sonra normala dönüyorum hafif. Rahatlama bir “Ohhh” değil yani. O daha motive ediyor bizi.

* Üç program içinde Acun’a en yakın hangisi?
‘Yetenek Sizsiniz.’

“Selma Abla,  bir sorunu olduğunda beni arardı”

* Peki o ‘Yetenek Sizsiniz’de   az önce “Hülya’yla ben işi götürüyorum,  o da bize destek oluyor” dediğin  Sergen Yalçın’ın Ali Taran’dan sonra ideal bir jüri üyesi olduğuna emin  misin? Ayrıca Ali Taran’la neden ‘düşman’ oldunuz?
Aslında bu konuları konuşmak istemiyorum. Bazı özel konularımın bende kalmasını tercih ediyorum.

* Tamam da Ali Taran, Acun   Ilıcalı için “O benim dostum değil, düşmanım” dedi. Eski eşinin cenaze töreninde senin en önde olmana tepki gösterdi. Bu konuda hiç hata yaptığını düşünmüyor musun?
Ben rahmetli Selma Abla’yla  ölmeden önce görüşüyordum. Kendisine hastalığı sürecinde destek oldum. Bir sorunu olduğunda beni arardı. Rahmetliyle son gününe kadar konuştum, ona yardımcı oldum. Arardı, konuşurduk. Gayet de güzeldi ilişkimiz. Her şeyden bağımsız olarak cevaplamak istiyorum bu soruyu. Sevdiğim, değer verdiğim, hastalığında destek olduğum bir insanı kaybettim. Cenazesine gittim. Cenazede de üçüncü sıra mı, beşinci sıra mı onları kovalayacak değildim. Gittim, cenaze namazını kıldım, o kadar.

“Ali Taran’la görüşmüyorum”

* Selma Hanım’la tanışıklığın Ali Taran’ı jüri üyesi yapınca mı başladı?
Evet. O zamandan bir tanışıklığımız var. Son üç ayında da devamlı görüşüyorduk. 

*Ali Taran’la ona yeni programda yer vermeyeceğini açıkladıktan sonra görüşmüyorsun galiba?
Görüşmüyorum.

* Ali Taran’ın senin için “O artık benim dostum değil, düşmanım” dedi. Bu sözü hak ettiğini düşünüyor musun?
Bu konuda açıkçası basına sitem ediyorum. Ortada bir vefat varken,  bir cenaze varken Ali Taran’a “Yakın dostunuz Acun Ilıcalı evine gitti” gibi  bir cümle kullanıp, ondan böyle cevap almaları bence basın adına bir talihsizlik. Ortada bir vefat var ve ölümden ötesi   de yok.

“Kendimi değil, yarışmacıyı ön plana çıkarmayı severim”


* Üç ayrı programla haftanın üç günü ekrandasın. Bu bir televizyoncu için teklikeli değil mi?
Düşüncesiz bir televizyoncu için tehlikeli ama işine kafa yormuş bir televizyoncuysa değil. Ben hiçbir zaman projeyi yaparken başrolde olayım, bütün ilgi bana yönelsin derdinde olmadım. O sayede zaten 450 bölüm ‘Var Mısın Yok Musun?’ yaptım prime time’da. ‘Var Mısın Yok Musun?’u yaparken geride durmayı, yarışmacıyı ön plana çıkarmayı ve konuyu onun üzerine yoğunlaştırmayı başardığımı düşünüyorum. Bu da benim muhabirliğimden geliyor aslında. Bir muhabir kendisinin başrolde olmaması gerektiğini ve oradaki malzemeyi ön plana çıkarmayı bilir. Ben muhabirlikten gelen bir sunucu ve yapımcı olduğum için projelerimde ön plana çıkayım güdüsü içinde olmadım. Dikkat edersen ‘O Ses Türkiye’de bazen hiç konuşmayarak sadece seyretmeyi tercih ettim. ‘Yok Böyle Dans’ta sunuculuğu Burcu’ya (Esmersoy) verdim. ‘Yetenek Sizsiniz’de daha ön plandayım. Hülya’yla ben işi götürüyoruz, Sergen de bize destek oluyor gibi bir durum var. Ekranda kendimi yıpratacak şekilde kullandığımı düşünmüyorum. Benim programlarımda “Acun şunu yaptı, Acun bunu yaptı” değil, programda olanlar konuşulur genelde.

 

“Plakada AF olmazsa olmaz”

* Kapıda gördüğüm otomobillerinin plakalarındaki rakamlar 7777 veya 4444. Niye? 
‘Acun Firarda’ zamanında bir otomobil almıştım,  AF plakalı, bana uğurlu geldi. Benim için   AF olması önemli, devamındaki rakamlar değil.

* AF plakalı kaç otomobil var dışarıda? 
Dört tane falan.

10 iSMiN ÇAĞRIŞTIRDIĞI
HÜLYA AVŞARPozitif enerji
NİHAT DOĞAN
Değişik
SERGEN YALÇINYetenek
ALİ TARAN
Reklamcı
İLKER YASİNİlk patronum
OKAN BAYÜLGEN
Geçelim, sormamış ol onu bana
ŞANSAL BÜYÜKABüyük adam
BURCU ESMERSOY
Kardeşimiz
RIDVAN DİLMENAbim
UĞUR DÜNDAR
Duayen

YARIN:* Para hayatında neleri değiştirdi?
* Neden özel uçak aldı?
* Şöhret ona nasıl bir bedel ödetti?
* “Dişi Acun” için ne dedi?
* Kuracağı vakıfla neler yapacak?

ALi EYÜBOĞLU/MİLLİYET