Temiz futbol alın teri, hak adalet, bekleyenler hüsrana uğradılar.
 Trabzonsporlular bir kez daha haklarını alanları Allah’a havale ettiler. Yapabilecek bir şeyleri yok. Baş ağrıları ilk değildi bana göre son da olmayacak.
Bu kara mizah Trabzonspor üzerinde hep oynanıyor.
Ne yapsınlar, onlarda seyir etmek düşüyor. Ahlarla vahlar arasında böyle maçlar gelip geçiyor. Sözü fazla uzatmayalım dün akşam ki kora kor mücadelenin konuşulması yerine ne yazık ki hakem müsveddesi Mete Kalkavan’ın futbol kuralları yerine kendinin icat etiği acayip kurallarla Trabzonspor’un canını nasıl yaktığını konuşuyoruz.
Beşiktaş daha maçın başında 1-0 öndeyken “ne olur ne olmaz” dercesine ev sahibi lehine çaldığı penaltı düdüğü çok gülünçtü. “Yok böyle bir penaltı” dedirtti, adeta “ben güçlüden yanayım arkadaş “diyerek sazı iyiden iyiye eline alan hakem N’Doye’a yapılan bariz faule “hadi oradan” dedi.
Oğuzhan’ın Mehmet’in yüzüne vurduğu dirseği sarı kart ile geçiştirdi. Trabzonspor’a karşı adeta böylesi hareketleri sabıkalı olan Quaresma’nın Yusuf’un kaval kemiğini kırarcasına üsten aşağı taramasına yine kırmızı göstermedi.
Aziz’im bu hakemin kurallarında her halde burunsa kırılmalı ayaksa da kırılmalı ki kırmızı kart çıksın “yok öyle çatlağa patlağa kırmızı kart” olur mu yetmedi Trabzonspor’un bariz penaltısını da vermedi.
Oldu olacak, Yusuf ile Mehmet’i kırmızı kartla oyun dışı bıraksaydı “niye dayak yediniz” diye o zaman görevini tam anlamıyla yapmış olacaktı.
Bana göre her şeye rağmen bu zat gidip rahat uyumuştur dün akşam. Neden bu kadar kesin konuşuyorum, böyle bir vicdanın sahibine ne yakışır?
Şimdi bakalım MHK ne yapacak yine bakalım bizimkiler de ne yapacak. Merak ediyorum. Son söz Trabzonsporlular, sevgili taraftarlar, üzülmeyin başta demiştik ya bu baş ağrısı ne ilk ne de son olacak bu hep böyle oynanacak görünüyor.
Galiptir bu yolda mağlup olanlar sözü her şeyi anlatıyor sanırım.