Bir hafta önce yaşanan Fenerbahçe travması, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun, acımasızca ve çifte standardın dik alası verdiği 6 maçlık ceza, yönetimi parçalanmış, başkanının tek başına kaldığı, siyasetin sırtını çevirdiği, camiasının uyuduğu, taraftarının yarardan çok zarar vererek yıkılmasına katkı sağladığı Trabzonspor, sahadaki 11 neferiyle birlikte Sivasspor karşısında bir mucize arıyor.

Mucize sözünü özellikle seçtim. Yoksa, ölü Trabzonspor’un bile Sivasspor’u mağlup etmesinin çok doğal bir sonuç olduğunu biliyorum. Ancak her kesim tarafından böylesine dövülen bir kulübün, sahadaki çalışanlarının bu atmosferde amatör bir takımı yenmesi bile artık önemli bir olaymış gibi algılanma süreci yaşıyoruz. Bize bu süreci yaşatanlar utansın!..

Maç zorluydu ve çok da önemliydi; Çünkü rakiple arada 3 puan var. Kazanırsan yakalayacaksın ve Avrupa Kupalarına katılma yolunda bir umut ışığın olacak. Kaybedersen, ‘küme düşermiyiz?’ endişesiyle baş başa kalacaksın. Bamba sakatlanmıştı, ondan hayır yoktu. Emre kalp, Kadir adale sakatlığı yaşamıştı. Bunlar doğaldı ancak Malouda’nın, Adrian’ın, Colman’ın oynamadan sakatlanmalarına anlam vermek mümkün değildi.

Bana göre takım yabancılarının da büyük oranda terk ettiği bir noktaya gelmişti. Nereden tutsan elinde kalacak bir durum yani!

Maç başladığında, Korcan’ın hediyesini geri çevirmeyen Mustafa Yumlu, umutlarımızı yeşertti. Golden sonra Trabzonspor orta alanda rakibinin alanını daraltırken, kalesinde tehlikeye izin vermek istemedi. Kısa süre sonra Olcan-Henrique işbirliğiyle gelen gol, ustacaydı ve rahatlamamıza zemin hazırladı. Ve Henrique aylar sonra attığı golle birlikte, artık maçın geri dönülmez bir şekilde kazanıldığını müjdeler gibiydi. Onur’un kurtardıkları da vardı ama kırılgan bir yapıya sahip olan Trabzonspor’un ilk yarıda yakaladığı skor kimsenin beklemediği bir şeydi ve artık Sivasspor’un teslimiyetinin yaklaştığının habercisiydi.  İkinci yarıda Bordo-Mavili ekip, oyunu rölantide tutma çabası gösterdi. Ancak zaman zaman kalesinde gol tehlikeleri yaşadı. Yine de Özer ile çok usta bir gole imza attı.

Takımın dün en iyileri olarak Henrique, Olcan, Onur, Mustafa Yumlu ve Bosingwa’yı sayabiliriz ama sahadaki her futbolcunun emeği takdire değerdi. Sonuç olarak maç başlarken, neredeyse bir puana bile razı olacağımız bir karşılaşma rahat geçildi. Bu galibiyet, aynı zamanda Avrupa yarışının içinde var olma savaşından galip ayrılma anlamına geliyordu. Camianın neredeyse egemenlere teslim olduğu bir anda bu skoru yaratan teknik kadro ve futbolculara şapka çıkarmak görevimiz.

Tebrikler arkadaşlar.

KuzeyEkspres