Nicedir sorar dururum kendime.

Neden bu memlekette kimsenin yüzü gülmüyor?

Neden herkes öfke kusuyor?

Neden bu kadar bezginler?

Neden insanlar birbirlerinin gırtlağına yapışmak için fırsat kolluyorlar?

Bu ne tahammülsüzlük!

Velhasıl.

Ne oldu ki bize?

*

Normal şartlarda memlekette şu an yaz mevsiminin bu güzellikleriyle haşir neşir olmamız lazım.

Masmavi gökyüzü, berrak bir deniz, rengârenk çiçekler, börtü böcek falan filan.

Ama nerde, bunları gören kim!(?)

*

Profilimiz ortada.

Teşhisimiz net.

Toplum olarak asabiyiz, gerginiz, üstüne üstlük bir de şiddet yanlısıyız.

Pek farkında değiliz ancak, kabullenmekten imtina ettiğimiz bu durum, ahlaki yapımızı da giderek erozyona uğratmakta, toplumumuzu gözü dönmüş, azgın bir kavimmiş gibi göstermekte.

Teşbih ağır mı oldu dersiniz?

Bence değil.

Öyle ki, haber manşetleri gündelik yaşantımızdan sıyrılan anormalliklerle dolu...

Yok yok desek, yalan olmaz.

Seyir haldeki metrobüsün şoförüne şemsiye ile vuran mı ararsın, sırf çayını açık döktü diye karısını doğrayan mı ararsın, ders notları kötü diye intihar eden çocuklar mı ararsın, hastası öldü diye doktorunu kurşunlayan mı ararsın!..(?)

Ekle ekleyebildiğince.

Acı ama bu garipliklerin hepsi bizim ülkemizde yaşanıyor.

*

İçler acısı halimizi tek cümle ile özetlersek;

Öfke kusuyoruz vesselam.

*

Sorsanız her şeyi de biliyoruz.

Fakat.

Konuşarak halleşme gibi alışkanlığımız pek yok.

Ben haklıyım diye hüküm veren herkes, bu hükümle birlikte etrafındakilerin hakkını gasp etmek için var gücüyle savaşıyor.

*

Çevrenizde şöyle bir göz gezdirin.

Kanun, nizam, toplum çıkarı dinleyen, bir elin beş parmağını geçmez.

Mesela çarşı pazar...

Ahlaki yapının olmazsa olmazı dürüstlüğü mumla arıyoruz.

Dahası var.

Yapılan istatistik çalışmalarına göre son yıllarda hırsızlık, gasp, saldırganlık, intihar vakaları, çocuklara yönelik cinsel istismar gibi adli olaylarda patlamalar yaşanıyor.

*

Felaket tellalı değilim.

Lakin.

Diğer ülke vatandaşlarına kıyasla kaotik bir yaşam sürdürdüğümüz yargısını da yok sayamayız.

*

Peki ne yapmamamız lazım, sorusunun cevabına gelince.

Biran önce başımızı ellerimizin arasına alıp, neyimizin var olduğundan ziyade, neyimizin eksik olduğuna odaklanmamız lazım.

Her şey bir kenara, çocuklarımız için bu çok önemli.

*

Saygıyla kalın...