Hayatımın en zor sorularından bir tanesiydi, ziyaretimize gelen öğrenciler sormuşlardı, “Bir kaza anında siz önce kazaya müdahale mi edersiniz yoksa fotoğraf mı çekersiniz”  

 Ben başımdan geçen bir olay ile cevabımı vermiştim.
Bir araç yangınında aracın içinde aile vardı, olay yerine koşarken bir yandan makinemin diyafram ve asa ayarını yapıyordum.

Olayı görür görmez deklanşöre bastım birkaç kare...
Makinemi yanımdakilere verip araca koştum bir tarafta polis bir tarafta ben bir tarafta itfaiye, araca sıkılan sular altında kapıları açmaya zorluyorduk, fakat araç birden parladı kaşımız gözümüz yandı ve nihayetinde acı manzaraya engel olamadık”

 Darbe gecesi işte o an geldi aklıma.

O günden bu yana da sizlerle buluşamadık. Çünkü önce devlet dedik, önce millet dedik, alanlara koştuk, kışlalara koştuk, valiliğe koştuk.

Bir canımız var feda olsun dedik.
İşmiş güçmüş, bir tarafa dedik. Her şeyimiz ile bu hain operasyondan kurtulmanın mücadelesini verdik.

Masa başında oturup o nasıl öyle olur bu nasıl böyle olur demek yerine neyin nasıl olacağına milletimiz ile birlikte meydanlarda karar verdik.

 Darbe gecesi Türkiye büyük bir uçurumun eşiğine geldi. O uçurumdan döndü mü dönmedi henüz net bir şekilde cevap veremiyoruz.  Özellikle FETÖ’nün sağ kollarının yaptığı açıklamalar endişe verici açıklamalar nedeniyle konuşamıyoruz.

 İnşallah Allah bir daha memleketimizde böyle büyük acılar yaşatmaz...

Darbe gecesi meslektaşlarım ile namlunun ucundaydık, bir tarafta asker bir tarafta polis. Hemen sonrasında yine meslektaşlarımla bu kez Maçka ilçesinde kurşunlar arasındaydık. Orada da yine milletimiz sahadaydı.

Sabahın ilk ışıklarına kadar olayları saniye saniye takip ettik. Uyku, izin, yemek, sosyal hayat. Herkes hepsini bir kenara bıraktı.

 Çok şükür “olağan bir, Olağanüstü Hal” dönemi yaşıyoruz. 

Şimdilerde herkes ‘Ben darbe gecesi şunu yaptım, ben bunu yaptım diyor ya...

Kim ne derse desin, Allah bu milletimizden sizlerden, binlerce kez razı olsun. Millet bu ülkenin gerçek sahibi olduğunu siyasi partilerin değil, millet iradesinin ülkeyi yönettiğini herkese gösterdi ama herkese.

Herkese güzel bir ders verdi. En başta o hainlere,  milletine silah doğrultan alçaklara.

 Türkiye Cumhuriyeti’nin halkın kendi kendisini yönettiği bir rejimden artık taviz vermeyeceğini herkes gördü.

 Sonrasında başlayan operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar, serbest kalmalar. İşte Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan  ve devlet kademesinde karar mekanizmasındaki kişilerin ve bizlerinde burada çok dikkatli, hassas ve özenli davranmamız gerekiyor.

Hemen yapalım da bitsin diyerek birilerinin sırf karalama yapmak adına insanları ekmeğinden işinden makamından etmek adına yaptığı ihbarların özenle incelenmesi gerekiyor.

Çünkü bu öylesine çirkin, öylesine hain, öylesine kirli bir yapı ki. Bu yaftayı yiyen bir insan ömür boyu bu kara leke ile yaşayacak.

Trabzon’daki operasyonlarda Trabzon Valisi Yücel Yavuz’un bu konudaki hassasiyeti taktir edilecek cinstendi.

Kendisi Trabzon’a yeni gelmesine rağmen, yöneticilik tecrübesi ve organizasyon kabiliyeti ile Trabzon’da hataya meydan vermedi.

Tüm siyasi parti başkanları,. temsilcileri, milletvekillerimiz, STK’ler, Büyükşehir Belediyesi, Ortahisar Belediyesi ilçe belediyeleri yani tüm Trabzon bu hain girişimde gereken dinamikliği göstererek adına yakışır bir şekilde süreci atlattık.

Artık herkesin, “Türkiye’nin Türkiye’den başka”, “Türk Milletinin Türk Milletinden başka” dostu olmadığını gördü, ve bir gecede neler olabileceğinin farkına en acı tablo ile vardı.

Dileğim odur ki bu saatten sonra herkes işine, gücüne, ailesine, devletine, milletine daha sıkı bir şekilde sarılarak, bu ülke toprakları içinde kardeşçe, ailece dostça yaşamanın mücadelesi içinde olsun.

Ufak meselelere takılıp kalmadan, birbirinin açığını, birbirinin kaçığını, bir birinin ayıbını ifşa etmek değil örtme cihetine giderek samimi bir şekilde birbirine sarılsın.

Biz böyle olduğumuz sürece, “değil katil bir imam bir dünya dolusu insan gelse” bu milletin önünde duramaz.

HAFTANIN SÖZÜ:  Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez.
Mustafa Kemal Atatürk

HAFTANIN EN İYİSİ: Türk Milleti

HAFTANIN MEKANLARI: Yenikapı ve Trabzon Meydanı