Karşılaşmanın favorisi Akhisar takımı deyince bazıları bozuluyordu.
Alınacak bir puanın kıymetinin birden büyük olacağını anlatamıyorduk.
Bozulmak yok, gerçekler böyle, takım olmak öyle iki günlük iş değil...
En az bir tarafınızın, biriminizin istikrarla anılması gerekiyor, yani sende olmayan temel şey. Bunun için de sabır gerekiyor, Trabzonspor camiasında en olmayanından olan hani. Ne kadro istikrarı, ne hoca ne yönetim... Hal böyle olunca sonuçta bu oluyor...
***
Akhisar takımı senin yerden yere vurduğun Kadir Keleş, Caner Osmanpaşa'larla takım gibi takım görüntüsü veriyor o nedenle. Kupada ortaya konan oyun zaten ortadaydı, öyle olunca da favori olan kazanmış oldu.
Hami Mandıralı sahaya sürdüğü kadro ve tercih ettiği isimlerle tıpkı kupada olduğu gibi yine risk aldı.
Aldığı risk sonrası da kaybetmiş oldu.
Sezon başı değil geldiği dönem... O nedenle denemeler, arayışlar normal karşılanabilir...
Lakin saha sonuçları pozitif ya da negatif yorumların yönünün dozunu belirleyen şeyler olunca işi daha da zorlaşabilir, panik durumu söz konusu olabilir. Ki en tehlikeli durum da bu olur Trabzonspor için. 
***
Daha bir kaç gün önce pozisyon dahi üretemeden elendikleri Akhisar karşısında bir takım değişikliklere gidilmesi normaldi.
Değişiklikler de radikaldi... Erkan, Özer ve Aytaç'ı kesmek ve hiç kullanmamak gibi... Ön tarafta Marin'i doksan dakika sahada tutma anlayışı, geçmiş maçtan ders almışlıkla izah edilebilir durumdu bana göre. Marin, defans ve orta alan disiplininden taviz vermeyen Akhisar karşısında dengeleri adam eksilterek lehine çevirecek tek isimdi.
Trabzonspor adına ne yaptığın en iyi bilen ve yapan oyuncu da o oldu nitekim...
Hami hocaya bu aşamadan sonra tavsiyem, paniklemeden doğrularının üzerine gidip ısrar etmesi olacak.
Ön tarafta doğru işler yapıldı... Arka tarafta ise bu iş Mustafa Yumlu ile Aykut Demir'in dönüşüne bakar.
Kayıp kötü, ders ise alabilene çok fazla...