Yoksa Ortahisar'a Bıçakçıoğlu mu başkan olsaydı!

Yazımın başlığı bir fanteziden öteye gidecek hali yok.
Kimin nereye belediye başkanı olacağına karar verildi.
Süreç işliyor. Başkanlar çalışıyor.

İlçe Belediye başkanları türlü imkansızlıklarına rağmen canla başla savaşıyor. Kimi coğrafi özelliğinden ve al benisi yüksek vitrininden dolayı bayağı rahat. Kimisi ise çilekeş.

Üstelik henüz ayak uyduramadığımız, yetki karmaşasının verdiği “Arabeks” yapısı ile büyükşehir mantığı, treni zaman zaman raydan da çıkartıyor. O nedenle Orhan Bıçakçıoğlu'nun Ortahiar belediye başkanı olsaydı dahamı iyi olurdu diye düşünmüyor değilim

+++

Hal böyle olunca, belediye başkanlığında; kişisel beceri, yetenek, yaratıcı olmak, ekip ruhu ile çalışmak ve de Ankara ile diyaloğu iyi sağlamak; önemli bir kriter oldu.


+++

Bu kriterlere baktığımızda, Beşikdüzü Belediye Başkanı Orhan Bıçakcıoğlu bana göre mucizeler yaratıyor.
İnatçı kişiliği ile iyi iş kovalıyor

Beşikdağ’a teleferik üç ay içinde faaliyete geçer. Yakında Fransa’ya gidip vagonları teslim alacak. Vagon modellerini de halka sordu, halk neyi tercih ediyorsa onu getirtiyor.

+++

Bıçakçıoğlu’nun başarısındaki bir sır da; siyasi anlamda belediye başkanlığının haricinde bir hedefi olmaması. Belki var ama bunu hiç hissettirmiyor.
İlçedeki “Dilektaşı” tesislerini önce devlete satması, sonra devletten geri alıp işletmeciye kiralaması ve ardından Belediyeli ağır mali yükten kurtarması başlı başına ilginç bir operasyon.

+++

Mesela, Merkez Bankasının yeni başkanının Beşikdüzlü olduğunu bilen var mı? Bıçakçıoğlu bunu taaa başkan beri biliyor. Yakında yanına gidecek.

+++

İktidar partisinin Trabzon’daki belediye başkanlarının hemen hemen hepsinin hedefinde siyasi anlamda daha büyük mevkiler var.

+++

Hal böyle olunca belediyeciliği unutuyorlar. Belediyecilik ile siyasi hedefi aynı teknede yoğuruyorlar ama, ortaya damak tadı olmayan bir pasta çıkıyor.

+++
 
O nedenle, arada bir; Bıçakçıoğlu Ortahisar Belediye Başkanı olsaydı, daha mı iyi olur



AKYAZI HIZLI HIZLI DEĞİL YAVAŞ YAVAŞ…

Akyazı stadının şöyle kötü bir kaderi var.
Muhalefet; bitmeyecek diyor.
Siyasi iktidar; zamanında bitirilecek diye cevap veriyor.
Karşılıklı salvo atışları ve siyasi hamleler; Akyazı’nın kaderini olumsuz yönde etkiliyor.
Nasıl mı?
Gelin anlatalım.
Tane tane.

***

Akyazı özellik arz eden bir stat. Ama erken bitirilmesi için bazı özellikleri rafa kalktı. Mesela ne?
Şu.
Akyazı önceleri kendi enerjisini kendi sağlayan bir mantıkla planlandı. Çatıda, duvarlarda güneş enerjisi panelleri düşünüldü. Sonra bu iş stadın bitirilmesini en ez iki sene öteler denilerek vaz geçildi.
Şimdi, enerji doğal gaz ile gelecek.
İyi de doğal gaz bedava mı?
Bedava güneş enerjisi varken, niye paralı enerji tercih ediliyor.
İnşaat zamanından önce bitsin diye.

***

Bakın zamanından önce stat bitsin diye diye sonra da rezil olduğumuz örnekler var Trabzon’da.
EYOF için yapılan tesisler.
Aman zamanında bitsin dedik, karabalta harç savurduk.
Sonra ne oldu.
Çöktüler, yıkıldılar, döküldüler; şimdi ikinci bir masraf ile yeniden inşa ediliyor.
Korkarız, Akyazı da öyle olacak.

***

Çabuk çabuk bitirelim diye, bir çok teknik detay  göz ardı ediliyor.
Bu mantıkla giderse iki yıl sonra Akyazı da dökülür, bizden söylemesi.
Çabuk çabuk değil, yavaş yavaş yapalım ama iyi yapalım. Her şeyi düşünerek.
Bitsin de nasıl biterse bitsin mantığı doğru değil.
Canlı örnek EYOF tesisleri.
 
Bu örnek varken Akyazı’ya kıymayın beyler.