VE ŞEHİR MÜZESİ SOYULDU…!

Evet yanlış okumadınız.  Trabzon’un şehir müzesi açılışının 3’üncü gününde soyuldu. Kim ya da kimler olduğu, güvenlik kamerasından yakında belli olacak.
Bakır bir sahan, çalındı.

Elbette, bu bakın sahanın çok maddi değeri yok. Ama şehir müzesi için anlamlı bir değeri vardı. Bir toplu iğne bile alınsa, çalınsa bu ayıp. Kuşkusuz o bakır sahanı olan hırsızlık için yapmadı bunu. Kendi evinde antika diye de sergileyebilir belki de satabilir. Ama bir şehir müzesinde açılışından 3 gün sonra eserlerden bakır sahan kayboluyorsa, çalınıyorsa, el konuluyorsa(!) bu koca bir ayıp, ayıp olmakla birlikte o bakın sahanı müzeye verene saygısızlık ve en önemlisi de çok yanlış çok yanlış. Buradan, o bakın sahanı alana çağrıda bulunalım, güvenlik kameraları sizi tespit etti, kapınız çalınmadın gelin o bakır sahanı müzeye teslim edin.

Trabzon Şehir müzesine Trabzon’un yakın tarihi ile ilgili birçok antika eseri veren, yıllar önce sırtladığı siyah beyaz ilkokul önlüğünü de teslim eden gazeteci İpek Cansel Kıyak, şehir müzesinde çalınan bakır sahan ile ilgili olarak bakın nasıl bir tepki koydu.

“Sen müzeye git gezerken eşyayı beğen al git ‼️ Yok böyle bir dünya o müze ne emeklerle hazırlandı haberin var mı”

28 ŞUBAT, KTÜ BAŞÖRTÜSÜ VE HÜSEYİN ÖRS

Dün, AK Parti İl Başkanı Haydar Revi, makamında 28 Şubat döneminin mağduru bir grup bayanla görüştü. O bayanların başındaki isim de Ak Parti’nin Trabzon’da ilk kuruluş dönemindeki kadın kolları başkanıydı. Şimdilerde Türkiye genelinde faaliyet gösteren 28 Şubat platformunda görev yapıyor. O kişi, Aynur Özdemir’di.

Özdemir, 28 Şubat zulmünün yaşandığı yıllarda KTÜ’de öğrenciydi ve baş örtüsünü çıkarmadığı için okuyamadı. Okulu geç bitirdi. O dönem baş örtüsü zulmüne maruz kalanlardan biri de şimdinin kadın kolları başkanı Bahar Ayvaz’dı. İki 28 Şubat mağduru, il başkanı Haydar Revi’nin makamında o günleri konuşurken ilginç bir detaydan bahsettiler. KTÜ’de, o dönem bütün hocalar derslerine baş örtülüleri almıyorlardı. Dersten de çıkartıyorlardı. Ancak biri hariç. Hem Bahar Ayvaz hem de Aynur Özdemir o zulüm günlerinde Hüseyin Örs’ün dersine baş örtülü girebildiklerini, Örs’ün hiçbir tepki göstermediğini söylediler. Hatta Örs, baş örtülü öğrencilerini kendi odasında bile sınav yapabileceğini söylermiş. Şimdilerde AK Parti’nin yılmaz savunucuları (!) olarak ön planda olan hocaların tümü 28 Şubat’ta, baş örtülü öğrencilerine Hüseyin Örs kadar sahip çıkamamışlar. Tarihte yaşanan hiçbir şey gizli kalmıyor.

TTSO'YU KİM GÖZETLİYOR

Trabzon TTSO’da muhtemelen sonbaharda seçim var. Bu konu ile ilgili olarak seçim kulislerini iyi koklayan Tayfun Sezeroğlu’na uğradık birkaç bilgi alabilir miyiz diye. Sezeroğlu bizi yanılttı, çok bilgi sahibi olmadığını söyleri. Dediği şu oldu…”Daha seçime çok var, herkes sessiz sedasız çalışıyor. Ama benim tahminim o ki, bu seçimlerde çok başkan adayı ortaya çıkar.”

Tayfun Sezeroğlu’nun verdiği bu bilgi tabi ki bizi tatmin etmedi. Biliyoruz ki, TTSO için şimdiden seçimlere çok zaman olsa da hazırlıklı olanlar vardır.
Kulislerde biraz derin sondaj yaptığımızda şu bilgiye ulaştık.


MÜSİAD Trabzon Şubesi, bu sefer TTSO’yu yakından takip edecek. Etmekle kalmayacak yönlendirici de olacak. Yönlendirmekle kalmayacak, başkan adayı belirlediği gibi artık başkan da bizden olmalı diyecek.
MÜSİAD Trabzon’un, TTSO’yu takibi elbette bu kulvarda çok hareketli anların yaşanmasına neden olacak.
Bakalım neler olacak, göreceğiz.

KENDİLERİ GİTTİ, ODALARI KAPALI!

KTÜ’den çalışma süreleri ve yaş haddi nedeni ile emekliye ayrılan ya da KTÜ’den ayrılarak şehir dışındaki bazı Üniversitelere giden profesör hocalarımızın bölümlerinde odalarını hala boşaltmamaları, bölümlerde oda krizinin yaşanmasına neden olduğu iddiası var. Rektör Baykal, böyle bir sıkıntının olmadığını söylese de dekanlar yeni öğretim üyelerine, ayrılan hocaların odalarını vermek istiyor ama odalar kilitli. Hatta öyle ki bir yıldan fazla odası kilitli emekli hocalar. Ne odalarını boşalttılar ne de anahtarlarını teslim ettiler.

Bu arada KTÜ’den en son ayrılan isim de Ahmet Ulusoy’du.

Ulusoy Beykent Üniversitesinde göreve başladı. Ataması da yapıldı. Hocamız, KTÜ için bir kayıptır. Bu arada Ulusoy’un Avrasya’yı değil de Trabzon dışında bir üniversiteyi tercih etmesini, mali sebebe bağlayanların aksine biz, hocamızın, bilim adına verimli olabileceği bir üniversite seçtiğine inanıyoruz.


SERDAR BALİ’NİN ŞAMPİYONLUK FORMÜLÜ

Futbol hayatını tümünü “İçerde” adlı kitapta toplayacak olan Serdar Bali, kitabında yer alacak iki fotoğrafı dün paylaşarak şu mesajı verdi. Bulursak bunlardan, şampiyon oluruz.
Bali’nin paylaştığı fotoğraf Turgay Semercioğlu ile Necati Özçağlayan’a ait.

Her ikisi de tekmeye kafa koymuşlar, maçı kan revan içinde bitiriyorlar. O dönemin efsane futbolcularının hemen hemen hepsinin böyle kan revan içinde bitirdiği 90 dakikalar çoktur. Hele, Şenol Güneş’in İtalya’da İnter maçı. O maçta harikalar yaratan Güneş’in kafası yarılmış ama maça devam etmişti.

Serdar Bali’nin dediği gibi.

Bulursak bunlardan, şampiyonluk kesin.
Bulursak ama.



TRABZON ALO 170 DE YAPRAK DÖKÜMÜ

Süleyman Soylu’nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde Trabzon’da istihdam oluşturmak için kurulan Alo 170 hattında adeta yaprak dökümü var.

Çağrı merkezinde çalışmak için olmadık torpiller ile araya aracı koyanların birçoğu, işi bıraktı. Çağrı merkezinde çalışmanın zorluklarını görenler adeta yaprak dökümü gibi işten ayrılırken, çağrı merkezindeki isten ayrılma ve işe girmelerdeki sirkülasyon merkezin verimli çalışmasına da engel oluyor gibi.

Önce her işi yaparım diyenlerin sonra çağrı merkezinde çalışamayacaklarını belirtmeleri ve işten ayrılmaları dikkat çekici. Bu arada çağrı merkezinde herkesi gözü, ekip başı kadrosunda. Hem maaşı yüksek hem de mesaisi rahat olan telefon karşısında durmayan bu kadroda çalışanlardan kimse henüz işinden ayrılmadı.