AK KADINLAR FOKUR FOKUR

AK parti kadın kollarında teşkilatta görevli olsun olmasın eskiden görev alanlar halen iş başında olanlar dahil geniş kitle içinde müthiş bir gruplaşma olduğu kesin. Kadın kolları fokur fokur desek yeridir.

Başkan Bahar Ayvazoğlu’nun bu karmaşada veya çekişmede kadın kolları kulvarında  başarısına bazı kesimlerin aklı şaşıyor.

Kadın kollarında gruplaşmalar var dedik ya, bu gruplaşmalar bazen aleyhte konuşmalara ile tasfiyelere bile zemin hazırlıyor.

 Son olarak, Cumhurbaşkanının il danışma toplantısında salona giren Çiğdem Ertem’in (ki, kendi kadın kolları başkan yardımcısıydı sonra istifa etti. İstifası da hiç duyulmadı. Medyada tartışılmadı) listede ismin yok diye dışarı çıkartılmasındaki gerekçe, kadın kollarındaki gruplaşmadan kaynaklandığına dair iddialar var. Ertem’e cephe alan iki üç kadın kolları yöneticileri, Ertem’i salonda görünce, şikâyet edip dışarı çıkarttılar. Bu arada salonda Cumhurbaşkanı da birlikten beraberlikten kucaklaşmadan parti ilkelerinin öne çıkartılmasından bahsetti. Bir partili salondan çıkartıldı. 

Eğer bu iddia doğruysa ki, doğru olduğuna dair kesin emareler var, Kadın kolları fokur fokur demek doğru bir tahlil olsa gerek. Bu arada bakan Soylu’nun bir seçim maratonu boyunca yakın çalışma ekibinde yer alan Çiğdem Ertem’in salona girdiği halde çıkartılmasından haberdar olunca son derece üzüldüğü ve yetkilileri de uyardığı kulağımıza kadar geldi.

Salondan çıkartılan Çiğdem Ertem’in sosyal medyadan verdiği bu sert mesaj ise çok tartışılacağı benziyor. İşte o mesaj

“Kendini bilmez iki kadının gazına gelip beni İl danışma meclisinden dışarı çıkaran Sayın İl yöneticisi ne size yakışanı yaptınız ne de bana yakışanı. Dedikoducu, fesat, ikiyüzlü, insanların arkasından konuşup yüzlerine gelince yalakalıkta çığır açmış iki kadının çirkinliğine ortak oldunuz. AK Parti kişilerin kişisel egolarını bulunduğu mevkii kullanarak kişiler üzerinden tatmin edeceği basit bir yer değildir. Partimize yakışmayan o iki kadına söylüyorum! Varsa zorunuz buyurun er meydanı ortada ama siz insanları arkadan vurmaya alıştığınız için karşısına çıkmaya cesareti olmayan zavallılarsınız…”

PAZAR GÜNÜ BURAK YILMAZ…!

Elbette en çok merak edilen, Konya maçında Trabzonspor’un ilk on birinin nasıl olacağı. Ve tabi, Burak Yılmaz’ın ilk on birde olup olmayacağı. Yanal bu konuda hiç sır vermiyor. İdmanlarda basına kapalı olduğu için taktik çalışmalarda Burak Yılmaz’ı ilk on birde düşünüp düşünmediğini bilemiyoruz. Ancak Burak Yılmaz’ın günün moda deyimi ile bir metal yorgunluğu var. Düşensel olarak da. Bu nedenle, ilk on bir için Burak Yılmaz’ı Yanal düşünmeyebilir. Belki de taktik olarak düşünmeye bilir. Rakip hocanın Burak Yılmazlı on bire karşı bir savunma planı yaptığını varsayarak, Yanal böyle bir sürpriz yapabilir.

YUSUF YAZICI ÖZGÜR OLMALI

Ersun Yanal takımı nasıl oynatıyor. Rakibe göre mi, kendine göre mi? Yanal, der ki biz kendi oyunumuzu oynarız, rakip ne oynarsa oynasın. Yanal, futbol dünyasında yeni çağdaş oyun düzenini benimseyen teknik adam olarak bilinir. 

Ona göre, sahanın her bölgesinde pres, topa hakim olmak var. Bunun için Trabzonspor Konya maçında tam saha pres mantığı ile çıkacak. Ve, elinde Burak Yılmaz gibi santrafor olduğundan; özellikle o beslenecek. Ve aldığım bilgileri göre Yanal, Yusuf Yazıcı’ya Burak Yılmaz’ı topla buluşturması için görevlendirdi… 
Bu mantık bence tehlikeli. 


Yusuf Yazıcı sahada özgür olmalı. Yetenekleri istediği biçimde özgür şekilde sahaya yansıtmalı. Ve de takım oyunu gibi bir mantığın içine hapsedilmemeli. Trabzonspor’un sahadaki 9 futbolcusu takım oyunu oynasın. Yusuf Yazıcı kendi oyununu.. Bir de Yusuf Yazıcı ile ilgili şu tartışla var. Satılır mı? Parasını bulunca pek ala satarsın. Futbolun piyasa gerçeği budur. Barcelona, Neymar’ı nasıl sattıysa, Yusuf Yazıcı da öyle satılır.

YİNE 20 DAKİKALAR BAŞLADI 

Ersun Yanal’ın Trabzonspor idmanlarını medyadan uzak tutma, yasaklama ve gizleme geleneği bu yıl da devam edecek. Hocamız elinden gelse, maçları da gazetecilerden uzak tutacak ama olmuyor! Bu sezon da 20 dakikalık medyaya açık idman geleneği devam ediyor. Yanal bu konuda hiç taviz veriliyor. Elbette bir bildiği var ama şampiyonluk mücadelesinde camianın bir bütün olması gerekiyor. Bunun için de idmanlar kamuoyu oluşturma, rakiplere korku verme açısından önemli bir kulvar, bu kulvarı Yanal hiç kullanmıyor. Bakalım sonuç nereye varacak. 

 MADEM OYLATTIN GEREĞİNİ YAPSANA! 

Trabzonspor Basket takımında deyim yerindeyse yönetim salatalık gibi ikiye ayrıldı. Bundan yaklaşık bir ay önce başkan yönetim kuruluna menajer Nihat Mala’yı oylattı. Görevinde kalsın mı gitsin mi diye. Başkan, aslında görevde kalacak  sonuç çıkacağını sanıyordu ama öyle olmadı. 6’ya 5 görevinden ayrılsın sonucu çıkınca şok oldu. Şimdi görevinden ayrılsın diyen yöneticiler başkana soruyor. Madem bu işi oylattın gereğini yap yapmayacaksan bizi niye böyle bir oylatmada figüran yerine koydun. Bizim de bir ağırlığımız saygınlığımız var. Evet aynen, gitsin diyenler gerçekten haklı... Başkandan oylama kararını hayata geçirmesine bekliyorlar.

GİZLİ KAPALI BİR ŞEY DEĞİL Kİ

Trabzonspor’un son on yılda menajerlere ödediği para ile ilgili olarak gündem oluştu. Bu gizli bir şey değil ki. Trabzonspor transferleri borsaya açık şirket üzerinden yapıyor. Her mali ve normal genel kurulda, bir kitapçık dağıtılır.

Kitapçığı incelediğinizde menajerlere giden paraları görürsünüz. Gizli kapalı olay değil ki. Burada tartışılması gereken bu menajerlik sistemi. Sistem öyle bir işliyor ki, kaçmanız etrafında dolanıp kurtulmanız mümkün değil mümkün. En basit örneği ile Yusuf Yazıcı.

Yazıcı’nın ücreti konusunda iyileştirme yapılacak ya bunda bile menajerler payına düşeni alacak. Sistem böyle işliyor. Haaa, bu sisteme takılmadan transfer yapılabilir mi? Belli ölçülerde evet. Bunu da Türkiye’de sevmese de beğenmesek ve şikeci de olsa Aziz yıldırım yapıyor.

GANİTA’DA PURO KOKUSU 

Ganita’ya üstten girdiğinizde eğer burnunuza puro kokusu geliyorsa bilin ki, o Trabzonspor alt yapı teknik sorumlusu İhsan Derelioğlu’nun içtiği puronun kokusudur. Çünkü purosu özeldir. Kokusu da özel oluyor doğal olarak.
 Derelioğlu, göreve gelmeden önce Ganita’nın müdavimlerindendi. Şimdi de öyle. Mesai dışı zamanlarını yine Ganita’da purosunu içerek geçiriyor. Derelioğlu’nun Ganita arkadaşları var ki, hepsi futbolun içinden gelmiş bilgi birikimli olan dostları. Şu sıralar Trabzonspor alt yapısı öyle bir masaya yatırılmış durumda ki, Ganita’da herkesin odaklandığı konu, Trabzonspor alt yapısı…