Mardin’in Nusaybin ilçesinde incelemelerde bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Çatışma yaşanan bütün bölgelerde en geç 1 seneye kadar evi yıkılmış herkesin evini yapabilecek ve ev verebilecek durumdayız” dedi.
Bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak için Mardin’e gelen ve kentte düzenlenen toplantının ardından Nusaybin ilçesine geçen Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, burada sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderleriyle yaptığı toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. İlçeye, bakanlık ekibiyle birlikte geldiklerine dikkat çeken Özhaseki, “Mardin milletvekillerimiz bizlere eşlik ettiği gibi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız da bir gönül köprüsü kurmak amacıyla Nusaybin’e geldi. Bugün burada muhtarlarımızla, sivil toplum örgütlerinin ileri gelenleriyle, kanaat önderleriyle bir araya geldik. Bizim Nusaybin için düşündüklerimizi kendileriyle paylaştık. Aslında Nusaybin’de çatışma yaşanan alanlarda temizlik işleri biraz uzun sürdüğü için herhangi bir can kaybı olmasın diye çok hassas çalışıldığı için biraz gecikilmiş gibi oldu. Dışarıdaki birçok bölgede biz hasarları giderebilmek, insanların yaralarını tamir edebilmek, onların acılarını hafifletebilmek için işe başladık” dedi.
Çatışma yaşanan bütün bölgelerde en geç 1 seneye kadar evi yıkılmış herkesin evini yapabilecek ve ev verebilecek durumda olduklarını vurgulayan Bakan Özhaseki, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Aslında birkaç ay sonra, 3-4 ve 5 ay sonra bazı ilçelerimizde evleri de teslim edecek vaziyete de geliyoruz. Yani Sur’da yaşayan bir vatandaşın evini 3 ay sonra verebiliriz. İdil’de 5-6 ay sonra evleri teslim edebiliriz. Silopi’de birçok yerde teslim edebilecek duruma geliyoruz ve bunlar çok hızlı devam ediyor. Bugün de buraya gelmemizin amacı özellikle bizim Ankara’da yaptığımız bölge üzerinde yaptığımız çalışmaların doğru olup olmadığını yerinde kontrol etmek. Sonra buranın yerel dinamiklerini bir kere dinlemek, sivil toplum örgütlerini dinlemek, muhtarlarını dinlemek, ileri gelen kanaat önderlerini dinlemek, olan isteklerini tespit etmek, sonra yaptığımız işin doğru olup olmadığı noktasını bir kere de kendileriyle tartışabilmek.”
(İHA)