Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Kürtçe okullarla ilgili başvurulara ilişkin, “Bu tür başvuruların yapılması için okul yakmak gerekmez. Okul yakmak terördür ve bununla bir sonuç almak mümkün değildir” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, Medya Okuryazarlığı Dersi Tanıtım Toplantısı ve Yenilikler Paneli’ne katıldı. Bilkent Otel’de gerçekleşen toplantı sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Avcı, Kürtçe okullarla ilgili dün resmi başvurunun yapıldığını ve bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğinin sorması üzerine Avcı, “Bu tür başvuruların yapılması için okul yakmak gerekmez. Okul yakmak terördür ve bununla bir sonuç almak mümkün değildir. Bununda apaçık bir provokasyon olduğunu özellikle bölgede yaşayan halkımız çok iyi biliyor. Okul yakmak doğrudan doğruya o bölgedeki halka düşmanlık etmek demektir. Oraya çocuklarını gönderen vatandaşlarımızın haklarını gasp etmektir. Bu işin yolu yordamı yasalarla belirlenmiştir. Müracaat ettik, Milli Eğitim Bakanlığı bahane üretiyor denilecek. Bahane değil, yasal bir zorunluluğu hatırlatıyorum. Özel okul açmak için Milli Eğitim Bakanlığına yapılacak müracaatların en geç o yılın 1 Eylül’e kadar yapılması gerektiği konusu yasada yazıyor. Biz o yüzden pek çok okul müracaatını kabul edemedik. İstanbul’da, Urfa’da başka illerimizde. 1 Eylül’den sonra yapılacak müracaatlar bir sonraki ders yılında değerlendirilir” karşılığını verdi.

“MEDYA OKUR YAZARLIĞI DERSİ BİZİM EN ÖNEM VERDİĞİMİZ SEÇMELİ DERSLERDEN BİRİ”
Medya okuryazarlığı dersinin önemine dikkati çeken Bakan Avcı, şunları söyledi:
“Medya okur yazarlığı dersi bizim en önem verdiğimiz seçmeli derslerden biri. Geçmiş yıllarda bunu 4 milyonu aşkın öğrencimiz seçti. Bu ders seçmeli. Biz zorunlu derslerin sayısını olabildiğince azaltmak istiyoruz. Çünkü 4+4+4 uygulamasının en temel ilkelerinden bir tanesi öğrencilerimizin önünde yeteneklerine, becerilerine, eğilimlerine göre farklı kulvarlar açmak. Dolayısıyla seçmeli derslerin sayısını ve niteliğini ne kadar arttırırsak öğrencilerimizin önündeki seçenekleri o kadar arttırmış oluruz. Haftada 40 saat ders yapabiliyoruz. Mümkün olsa daha az ders, daha çok spor, daha çok sanat ama şuanda 40 saatlik program var. Bu 40 saati zorunlu derslerle doldurmamız gerekiyor. Bu dersle ilgili bir kampanya var. Bu dersin zorunlu ders olmasını isteyen. İletişim Fakültesi mezunlarının ciddi talepleri olduğunu biliyorum. Zorunlu derslerle seçmeli dersleri bir denge içerisinde yürütmek zorundayız.”
(İHA)