Başbakan Binali Yıldırım, “Ben de muhalefet partilerine yönelik davalarımı çektim. Çok sayıda var, hepsini çektim. Genel olarak 3 lidere yönelik değil, birçok yazar, gazeteci, onlara yönelik. Bin 500 davam varmış. Bizim topluma örnek olmamız lazım” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk Televizyonu’nda Hande Fırat’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Yıldırım, TSK’nın yapısının değiştirilmesine ilişkin olarak, “Sadece cemaat değil TSK’nın yapısını, savunma kabiliyeti, caydırıcılık kabiliyetini azaltacak her türlü tehdide karşı yeniden yapılanma ihtiyacı var. Bu ihtiyaç yeni çıkmış değil, yıllardan beri var. Bunu yapmak mümkün olmadı. Keşke böyle bir olay arkasında olmasaydı. Hantal yapı, bürokrasi, Genelkurmay’ın birçok işle uğraşması, hastane işletmesi, fabrika, tersane, atölye. Bunların harbe hazırlıkla, ülke savunmasıyla doğrudan bir alakaları yok. Bunları Milli Savunma Bakanlığı rahat yapar. Şu anda yaptığımız silahlı kuvvetlerin yapmak istediği reformları, yaşadığımız bu hain darbe teşebbüsü sonucu ortaya çıkan tablo belli. Bu şartlarda kim garanti edebilir bu darbecilerin bu işi tekrarlamayacağını. Okullarda okuyanların yüzde 95’i, generallerin yarısından fazlası atılmak mecburiyetinde kalmış. Dolayısıyla burada yaptığımız şey, bir biz buluş yapmadık, icat yapmadık, dünyanın gelişmiş ülkelerinde ordunun nasıl bir fonksiyonu var, görevi var, o görevi esas alarak bu yapılanmayı gerçekleştirdik. İkincisi de bu terör örgütünün bundan sonra ordu içinde tahribatının olmaması, darbe teşebbüsünün meydana gelmemesi için yapılması gereken işler var, onları yaptık” ifadelerini kullandı.

“Neticede bakarız ederiz, uygulamada eksik varsa değerlendirmeleri ele alırız”
Kanun Hükmünde Kararnameler için getirilen eleştirilerin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, “Bütün bu eleştirileri saygıyla karşılıyoruz, gerekirse burada düzeltmeler de yapılabilir, nihayet yapılan bir kanundur. Neticede bakarız ederiz, uygulamada eksik varsa değerlendirmeleri ele alırız. Yapılan işte silahlı kuvvetler zaafiyete uğramamıştır, asli görevlerde daha etkin çalışmasına zemin hazırlanmıştır. Milli Savunma Bakanı kuvvet komutanlarının üstünde gözüküyor ama kuvvet komutanlarına bir şey yaptıramıyor. Kendi yaşadığım bir şeyi söyleyeyim, ben o gece Eskişehir’i arıyorum, uçaklar halkın üzerine bomba atıyorlar bir şey yapın, efendim işte şöyle böyle. Yapacağınız iş bir yerden uçak kaldıracaksınız, insanları öldürenlerin üzerine de siz gideceksiniz. Buna rağmen bu sefer diyorlar ki uçaklarımız yüklü değil. Yüklü hale getirilmesi için 2 saate ihtiyaç var, bir sürü mazeret. Yazılı emir verin. Ya kardeşim gecenin yarısında adamlar çatır çatır insanları öldürüyor ne yazılı emri? Kardeşim bu telefon bak, yazılı emirdir dedik, ondan sonra yaptırtabildik” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın kuvvet komutanlarından bilgi alabileceği hükmünün çıkartılan KHK’da yer almasına ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, “Ülke bir krizdeyse, darbe tehdidiyle karşı karşıysa, 15 Temmuz’da oldu mu, CHP, MHP, bir gün sonra darbenin kınanmasında HDP de aynı görüşte birleştik. Öyle bu her gün canım sıkıldı, şuradaki komutana emir vereyim, uçakları bir dolandırsın şeklinde emir verilecek bir şey değil. İhtiyaç halinde, milli iradeye yönelik, meşru hükümeti yok etmeye yönelik herhangi bir girişimi önlemeye yönelik bir tedbirdir. Bundan rahatsız olacak olan varsa, kafasında darbe yapma fikri olanlar rahatsız olabilir” dedi.

“Sistem konusunda CHP ile AK Parti ayrı düşünüyor”
CHP ile AK Parti arasında başkanlık sistemi konusundaki görüş farklılığına ilişkin olarak Başbakan Yıldırım, “O bir sistemle ilgili temel bir ayrılıktır. Sistem konusunda CHP ile AK Parti ayrı düşünüyor. Onlar parlamenter sistem devam etsin, AK Parti de başkanlık sistemi diyor. Şu da olabilir, her iki sistem de halka sorulabilir. Millete sorarız, millet hangisini tercih ediyorsa. Yeter ki millete soracak noktaya getirelim. Yöntem, Meclis’e teklif şeklinde gelecek, Meclis’te oylanacak. 330’un üzerinde kabul olursa referanduma gidiyor, vatandaş ya kabul ediyor ya da reddediyor” diye konuştu.

Anayasa çalışmaları
Anayasa çalışmalarında daha önce başlatılan sürecin devam edeceğini belirten Yıldırım, ona devam etmekle birlikte daha az maddeyi içeren bir değişiklik konusunda da partilerle birlikte çalışma kararı aldıklarını söyledi. Yıldırım, “Şöyle bir takvimimiz olabilir, biz genel başkanlarla dün bir görüşme yaptık. Bu görüşmenin amacı, bir OHAL sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu, kafalarda sualler varsa cevaplandırmak. Çok güzel, verimli görüşme yaptık her iki parti başkanıyla. Burada onlar bu son KHK ile ilgili endişelerini dile getirdiler, biz de bunları dikkatlice not ettik. Gereken düzeltme ihtiyacı varsa, bunu her zaman yapabiliriz dedik. Ayrıca, o görüşmede büyük anayasa uzlaşmasını beklemeden, daha önce başlattığımız bir süreç var, 60 maddeye geldi. Ona devam etmekle birlikte, daha az maddeyi içeren bir değişiklik konusunda da birlikte çalışma kararı aldık. 60 madde, o çalışma devam edecek. Sonunda bir noktaya gelecekler. Onu beklemeden, daha küçük bir paket, hepsini ortaya koyacağız, bunlar içinde ortak istediklerimiz hangisi onları tespit edeceğiz. Diyeceğiz ki bunu Meclis’te kabul edelim” şeklinde konuştu.
“Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay’ın kaldırılması, yargı birliğinin sağlanması bunda sanıyorum bütün partilerin mutabakatı var” diyen Yıldırım, “Buna benzer, devlet memuru konusunun, tanımının daha da anlaşılır hale gelmesi yönünde bir teklifimiz var. Genelkurmay Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmasını arzu ederiz. Amaç, partilerin ortak paydada birleşeceği maddeleri gündeme getireceğiz” açıklamasında bulundu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
“Ben gerek CHP, gerek MHP genel başkanlarının da bu konuda samimi olduklarını düşünüyorum. Birçok konuyu konuşarak çözebiliriz, bu ülke hepimizin. Bu milletin güvenliği hepimizin konusu, o yüzden paylaşacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum. Türkiye, bölücü bir terör tehdidiyle karşı karşıya. Yine partilerimiz, hedeflerimiz ayrı, vaatlerimiz, programlarımız ayrı olabilir, bunlarda bir beis yok ama tüm bunlara rağmen bu fedakarlığı ülkemiz için yapmamız lazım. Hele hele bu hain darbe teşebbüsü ile başlayan süreçte zannediyorum vatandaşlarımız çok mutlu. Cumhurbaşkanımız bu konuda büyük nezaket gösterdi. Sağolsun parti başkanları da bu davete icabet ettik, bunlar Türkiye’nin vatandaşlarımızın özlediği tablolar. Bu şu demek değildir, biz zaten her şeyde ortak olsaydık farklı partiler olmazdık. Konu memleket meselesi olunca gerisi teferruat olması lazım.”

“Ben de muhalefet partilerine yönelik davalarımı çektim”
Başbakan Yıldırım, “Ben de muhalefet partilerine yönelik davalarımı çektim. Çok sayıda var, hepsini çektim. Genel olarak 3 lidere yönelik değil, birçok yazar, gazeteci, onlara yönelik. Bin 500 davam varmış. Bizim topluma örnek olmamız lazım. Maalesef siyasetçi olmanın da ağır bedeli var. Herkes hakareti hak sanıyor ve maalesef yapıyorlar. Yoksa bu davalar kendi kendimizi tatmin etmek için açtığımız davalar değil. Size verilen sorumluluğun itibarını korumak mecburiyetindesiniz. Ümit ederim, bundan sonra dava açacak düzeyde bir olayla karşı karşıya gelmeyiz” ifadelerini kullandı.
657 Sayılı Kanun’un değişmediğini, temel teşkil eden anayasa hükmünde değişiklik yapılacağını anlatan Yıldırım, anayasaya uygun kanunun yapılabileceğini işaret etti.
(İHA)