CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “ Sayın Davutoğlu’na yine buradan açık ve net çağrı yapıyorum. Gel 4’üncü güç olarak medyayı Anayasa’ya ilave edelim ve medyanın özgürlüğünü koruyalım" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısında partililere hitap etti. İnsanın en temel özelliğinin hayatı sorgulaması, düşüncesini açıklaması, tartışma zemini yaratması olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Siz bunu darbe Anayasası ile sınırlarsanız, Türkiye’ye birinci sınıf demokrasiyi getiremezsiniz. Eğer Sayın Davutoğlu diyorsa ki biz de düşünceyi açıklama özgürlüğünden yanayız o zaman kendisine açık çağrı, gel kardeşim, bak Türkiye’yi darbe Anayasası’ndan arındırma komisyonunu kurduk, şu darbe hukukunun tamamını değiştirelim ve birinci sınıf demokrasiyi kendi ülkemize getirelim” ifadelerini kullandı.

“DARBE YASALARINDAN YANA TAVIR ALANLAR, ASIL DARBECİ ONLARDIR”
Basın özgürlüğü ve tutuklu gazetecilerin durumuna değinen Kılıçdaroğlu, “Darbe Anayasası dedikleri Anayasa’nın 28’inci maddesi, ‘Basın hürdür, sansür edilemez.’ Peki Türkiye’de basın hür mü? Bir tek Allah’ın kulu çıkıp Türkiye’de basın özgürlüğünden bahsedemez. Yok öyle bir şey. Peki Anayasa’nın bu hükmüne rağmen neden basın hür değil. Çünkü darbe döneminde çıkan ve sonraki iktidarlar tarafından tahkim edilen, darbeyi güçlendiren mantıkla hazırlanan yasalar nedeniyle bu hale gelmiştir. O yasalar değişmeden siz Türkiye’ye demokrasiyi de, özgürlüğü de, katılımcı çoğulcu demokrasiyi de getiremezsiniz. O yasaların değişmesi lazım. Bakın biz özgürlükçü demokrasi diyoruz, bakın biz darbe yasalarına karşı olduğumuzu açıkça ilan ediyoruz. Yine ben açıkça şunu söylüyorum; darbe yasalarından yana tavır alanlar, asıl darbeci onlardır. Onlar değişmediği sürece Türkiye’ye özgürlükçü demokrasi gelmez. Kaldı ki böyle ama daha garip bir şey var. Doğru haber yaptı diye gazeteci hapse atılıyor. Doğru haber bakın yanlış demiyorum, yalan da demiyorum. Doğru haber yaptı diye gazeteciler hapse atılıyor. 2 gazeteci arkadaşımız şu anda Silivri Cezaevi’nde. Sayın Can ile Sayın Gül. Niye cezaevindeler, hangi gerekçeyle? Haberin yalan olduğunu kimse söylemiyor. Herkesin bildiği bir şey neden hapisteler? Hani basın hürdür sansür edilemez diye Anayasa maddesi vardı. Hani bu da evrensel bir kuraldır. Sayın Davutoğlu’na yine buradan açık ve net çağrı yapıyorum; Anayasamızda güçler ayrılığı ilkesi var, yasama, yargı yürütme açıkça söylüyorum, uygar dünyada bir de dördüncü güç var o da medya. Gel 4’üncü güç olarak medyayı Anayasa’ya ilave edelim ve medyanın özgürlüğünü koruyalım. Medyanın özgürlüğü bizim için çok önemli değerli arkadaşlar. Eğer siz medyaya sınırlama getiriyorsanız, halkın doğru haber alma kanallarını kapatmış oluyorsunuz. Vatandaşın özgürlüğünü elinden almış oluyorsunuz. Kaldı ki bugün ki ortamda isteyen istediği gazeteyi gidip alabilir. Parasını verip alacak. İsteyen istediği televizyon kanalını izleyebilir ama siz televizyon kanallarını belli platformlardan çekiyorsunuz, alıyorsunuz, yasak getiriyorsunuz. Gazetecileri hapse atıyorsunuz. Bu kabul edilemez” şeklinde konuştu.

“TRT BENİM ÖDEDİĞİM VERGİYLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ALEYHİNE YAYIN YAPIYOR”
TRT’nin yayın anlayışı hakkında eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Benim vergimle, vatandaşın ödediği vergiyle iktidar partisinin şakşakçılığı yapılamaz. Bakın biz diğer televizyon kanallarına bir şey diyor muyuz? Hayır, istedikleri gibi yayın yapabilirler. Yanlışsa da tekzip göndeririz. Neden kendi parasıyla yapıyor adam. Benim ödediğim vergiyle yapmıyor. TRT benim ödediğim vergiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhine yayın yapıyor. Bu ülkenin kurucu iradesinin aleyhine yayın yapıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Sayın Davutoğlu’na da açık çağrımız yine; TRT’yi de bu rezil durumdan kurtaralım. Bakın İngiltere’de de devletin televizyonu var BBC. Hükümeti istediği gibi eleştirir. Kimse de kalkıp onun yayın haklarını kısıtlamaz, ona cesaret bile edemez. Bizden topladığı paralarla açıkça taraflı yayın yapıyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu.
(İHA)