CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz şehitlerine fazla para verilecek, dağda PKK ile çarpışıp şehit olana daha az para verilecek. Böyle bir ahlaksızlık olabilir mi?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmasına Erdal İnönü’nün ölüm yıl dönümü olduğunu hatırlatarak başladı. Çorlu’da 24 yıldır bitmeyen bir kültür merkezi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sayın Binali Yıldırım’a çağrıyı kültür merkezleri için yapıyorum. İki kültür merkezini de Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığına verin, tahsis edin beraber kullanalım ve bu kültür merkezlerini Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi bunları yapmaya hazır. Hiçbir sorunumuz yok. Bütçeden para çıkmayacak belediye kendisi yapacak. Bu kültür merkezini açmak ve yapmak bizim boynumuzun borcu olsun. Yeter ki izin verin. Bunu açıkça çağrı yaparak Binali Bey’e duyurmuş olayım” diye konuştu.

“BÜTÜN ŞEHİT ANNELERİNE VE YAKINLARINA SESLENİYORUM, O KHK’YI DÜZELTMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Dün Dağlıca’da 3 askerin şehit olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şehit haberlerinin özellikle anneleri üzdüğünü ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Son 1 yılda verdiğimiz şehit sayısı 800’ü aştı. Kıbrıs harekâtında şehit sayımız 498. Terör olayında biz 800’ü aşkın şehit verdik. Üstelik bu askerler güle oynaya vatan savunması için giderken askere umutla dönüşü bekleniyordu hepsinin. Şu soruyu bütün annelerin kendisine sormasını isterim; PKK terör örgütüyle kim masaya oturdu? Defalarca söyledik, meşru bir alanı bir hükümeti terör örgütüyle muhatap etmeyin diye. Kim İmralı’da bunlarla masaya oturduysa bu şehitlerin sorumlusu onlardır. Şehirler cephaneliğe dönüştürüldü. Tonlarca patlayıcı yerleştirildi. Valilere kaymakamlara sakın bunlar dokunmayın diye talimat verildi. Kamyonların üstünde silah dağıtıldı. Güvenlik güçleri müdahale etmek istedi. Valisi kaymakamı bunlara müdahale etmedi. Bu talimatı kim verdi? Bu talimatı kim verdiyse bu şehitlerin sorumlusu da onlardı. Bugün iktidar olanlardır. Bunun hesabını her annenin sorması lazım. PKK vergi dairesi kurdu ses çıkarmadılar, mahkemeler kurdu, askerlik şubeleri kurdu ses çıkarmadılar. Şehirlerin merkezinde trafik kontrolü yapıldı ses çıkarmadılar. Onun bedelini şimdi şehitlerimiz ödüyor. Analar ağlamasın diye bas bas bağırdılar PKK’ya en büyük yardım ve yataklığı bunlar yaptılar. Şimdi şehitlerimizin arasında ayrım yapıyorlar insanlığa sığmaz, ahlaka sığmaz bu, inancımıza sığmaz. 15 Temmuz şehitlerine fazla para verilecek dağda PKK ile çarpışıp şehit olana daha az para verilecek. Böyle bir ahlaksızlık olabilir mi? Bütün şehit annelerine ve yakınlarına sesleniyorum. O Kanun Hükmünde Kararname (KHK) bu Meclis’e gelecek. O KHK’yı düzeltmek, eşitlemek bizim boynumuzun borcudur” ifadelerini kullandı.

“HÜKÜMET ONLARI GAZİ SAYMIYOR AMA BİZ GAZİ SAYIYORUZ”
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Aramızda gazi arkadaşlarımız var. Hükümet onları gazi saymıyor ama biz gazi sayıyoruz. Şimdi anneler diyecek ki nasıl gazi sayılmıyorlar? Terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanlar derneği. Başkanı Kadir Erhan Tuna’nın bir açıklama yapıyor aynen okuyorum, ‘1999 yılında Tunceli’de askerlik yaparken çatışmada kalbimden yaralandım. Kalbimde şuan kurşunla yaşıyorum. Alınırsa ya felç olacağımı ya da masada kalacağımı söylediler. Ama yinede gazi sayılmıyorum. Gazi sayılmam için devlet benden uzuv, organ kaybı bekliyor. Çatışmada parmağı kopan arkadaşlarımız var. Ama gazilik unvanı vermiyorlar. En az üç parmağın kopması gerekiyormuş gazilik unvanı alması için. Arkadaşımızın birinin yüzde 95 görme kaybı var. Yüzde 100 görme kaybı olması gerektiği için ona da gazilik unvanını vermediler. Birçok arkadaşımızın ruhen çalışır ama bedenen çalışamaz raporu var. Ama gazilik onurunu alamıyorlar. Bu şekilde Türkiye genelinde yaklaşık 10 bin kişiyiz. İstediğimiz gazilik maaşı değil gururla göstereceğimiz gazilik madalyası’ diyor. Gazi olamazsınız çünkü ‘yasalar yönetmelikler var’ diyor hükümet. Kendi çocuklarının bir parmağına kaç lira değer biçebilir benim üç parmağımın yok olması için. Sizin haklarınızı sonuna kadar arayacağız. Bu ülke için cumhuriyet için bağımsız Türkiye için çaba harcayan terörle mücadele eden askerlerimizi güvenlik güçlerimizi her zaman saygıyla anacağız.”

“DÖRDÜNCÜ DEVRİM CUMHURİYETİ TAM DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRACAĞIZ"
Geçen hafta Cumhuriyetin ilanının 93’üncü yıl dönümünü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “1. Meclis’ten Anıtkabir’e yürüyelim diye bir program yapmıştık. Arabayla gittiğimde bütün kavşakların büyükşehir belediyesine ait hafriyat kamyonlarıyla kesildiğini gördüm. Bundan daha büyük bir ayrımı Türkiye Cumhuriyeti yaşamamıştır. Niye hafriyat kamyonları? İnsanın onuruyla bu kadar oynanmaz. Cumhuriyeti kuranlar bütün mazlum ülkelere örnek olmuştur. Sadece bağımsızlık savaşında örnek olmadılar. Cumhuriyet’te de örnek oluyorlar. Türkiye Cumhuriyeti 1923’te kurulduktan sonra da bütün mazlum ülkelerde de cumhuriyetin kurulduğunu görüyoruz. Çünkü cumhuriyet aydınlanmadır. Cumhuriyet padişahın kulu olmak değildir, sultanın kulu olmak değildir, führerin kulu olmak değildir, reisin kulu kölesi olmak değildir, Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür bireyi olmak demektir. Cumhuriyet fırsat eşitliği demektir. Hiçbir zümreye imtiyaz tanınamaz der cumhuriyet. Cumhuriyeti tam demokrasiyle taçlandırdığımız zaman cumhuriyet bizim anladığımız anlamda cumhuriyet olacaktır. Tam demokrasi için hepimizin ortak mücadelesi gerekiyor. Kadın erkek eşitliği için özgür medya için hukukun üstünlüğü için, düşünceyi özgürce açıklamak için üniversitelerde özgürce bilimin üretebilmesi hep birlikte mücadele etmemiz lazım. Türkiye’deki mevcut darbe hukukunu darbe hukukundan arındırmak için mücadele etmemiz gerekiyor. bunu yaptığımız zaman Türkiye Cumhuriyeti bölgesinde dünyada saygın bir ülke konumuna gelmiş olacaktır. Asıl amacımız cumhuriyeti kurduk çok partili yaşamı getirdik sosyal demokrasiyi bu ülkeye getirdik. Şimdi dördüncü devrime hep beraber hazırlığı yapmak zorundayız. Dördüncü devrim cumhuriyeti tam demokrasiyle taçlandıracağız. Bunun mücadelesini yapacağız” açıklamasında bulundu.
(İHA)