Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “Allah muhafaza, darbe başarılı olsaydı bugün belki Türkiye fiilen bölünmüştü. Belli ki Türkiye’nin kendi içinde yaşayacağı kargaşadan istifade edip bölgede Türkiye’nin asla müsaade etmeyeceği bir takım gelişmeleri hazırlıyorlardı” dedi.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türk Harb-İş Sendikası Genel Merkezini ziyaret etti. Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Bayram Bozal ve şube başkanları ile bir araya gelen Bakan Işık, “24 Mayıs’ta görevi devraldıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı’nda yapılması gereken çok iş vardı. Öncelikle Yüksek Askeri Şurada yapılması gereken pek çok çalışma var ama takdir edersiniz ki orada sivil kanadın pek fazla ağırlığı yoktu. Hain terör örgütünün TSK içindeki yapılanmasını aslında herkes biliyordu ama herkesin bildiği bir sır olarak ifşa etmiyordu. Harb-İş’e bir teşekkür borcum var. 15 Temmuz darbe gecesi Mürted’deki arkadaşlar başta olmak üzere demokrasinin yanında çok güçlü bir duruş sergilediniz. Demokrasinin kazanması için orada askeri cenahtan alamadığımız pek çok bilgiyi sizlerin sayesinde orada çalışan işçi arkadaşlarımızdan aldık. Hakikaten bizim işçimiz toplumun ana unsuru dediğimiz bütün kesimlerimiz demokrasinin yanında sımsıkı durdu çok sağlam durdu. O akşam Harb-İş üyesi arkadaşlarımız mücadele gösterdi. İşçi kardeşlerimizin Akıncı’dan bilgi aktarması bizim işimizi çok kolaylaştırdı. Bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. O vazife ülke için çok değerliydi. Çocuklarımızın geleceği adına yapılmış bir görevdi” diye konuştu.

“15 TEMMUZ GECESİ BATI’NIN TAVRI NET BELLİ OLDU”
15 Temmuz darbe girişimini kimsenin hafife almaması gerektiğini belirten Işık, “Allah muhafaza darbe başarılı olsaydı bugün belki Türkiye fiilen bölünmüştü. Belli ki Türkiye’nin kendi içinde yaşayacağı kargaşadan istifade edip bölgede Türkiye’nin asla müsaade etmeyeceği bir takım gelişmeleri hazırlıyorlardı ama Allah’a hamdolsun bu darbe girişimini milletimizin çok güçlü şekilde engellemesiyle bu planlar suya düştü ve hayata geçmedi. Türkiye’nin her yerinde bu bilinç olduğu için, bu kararlılık olduğu için bir daha hiç kimse benzeri şeyleri yapamayacak. Nasıl batı illerinde darbe karşıtı mitingler yapıldıysa Doğu’da da Diyarbakır’da da Şırnak’ta da Batman’da da yapıldı. Türkiye’nin milli ruhunun canlı olduğunu görmüş olduk. Mesele milli iradeye sahip çıkmak olunca ciddi duruş gördük. Allah’a şükürler olsun ki böyle bir milletin evladıyız. Dünyada hiçbir millet bu kadar dirayet gösteremez. 15 Temmuz gecesi Batı’nın tavrı net belli oldu. Bu süreci birlikte yaşadık. Gördüğümüz tablo şu; Batı Türkiye’ye empoze etmeye çalıştığı demokratik değerlere sahip değil Batı’nın tek derdi var o da çıkar. Bu açıdan kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Türkiye’nin başlattığı hamleleri tamamlanması için hamlelerini hızlandırması için birlikte çalışacağız. Bu noktada en büyük gücümüz milletimiz” açıklamasını yaptı.
“BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN EVLADIR”
15 Temmuz’dan sonra Bakanlık olarak çok daha kritik noktaya geldiklerine dikkat çeken Işık, şöyle devam etti:
“Sizler Milli Savunma Bakanlığını bizden daha iyi tanıyorsunuz. Bir musibet bin nasihatten evladır. Türkiye’nin 50-60 sene evvel yapılması gereken reformları Türkiye yeni yeni hayata geçirmeye başladı. Ben bakan olunca benim dışımda sivil olarak bir basın müşaviri ve iki danışman arkadaş alabildik. 3 kişiyi bile almakta zorlandık ama dışarıdan bakınca kapıda bakanlık yazıyor. Bu hiçbir zaman Türkiye’ye yakışan görüntü değildi. Müsteşarım korgeneral özel kalemim albaydı. Eğer o gün beni Ankara’da tutabilseydi ilk derdest edileceklerdendim. Allah’tan o gün İstanbul’da önemli bir işimiz vardı. O programa katılmamam yönündeki bütün ısrarlarına rağmen Ankara’dan programa katılmak üzere ayrıldık. Dünyada savunma bakanlıkları askerle sivilin iç içe çalıştığı bakanlıklardır. Biz de Milli Savunma Bakanlığını yeniden yapılandırdık. Cumhuriyet tarihinin ilk sivil müsteşar ve ilk sivil özel kalem müdürünü atadık. Bu sizin açınızdan da önemli. Daha rahat iletişim kurabileceğiniz ortam oluştu. Askeri fabrikalar, tersaneler tamamen Milli Savunma Bakanlığı’na devroldu. Bağlı olduğu müsteşar yardımcımız ve genel müdürümüz de sivil olacak. Projeleri aksatmadan yürütmek için birlikte çalışmaya ihtiyacımız var. Sizler üreten insanlarsınız emeğinize saygı duymak bizim öncelikli görevimiz. Harb-İş sendikası bizim için çok önemli. 358 general ve amiralden 206 general amiralimiz var. Bunlarla hem terörle mücadele yapıyoruz hem de Cerablus harekatını sürdürüyoruz. Sınırımızı terör unsurlarından temizliyoruz. Bu ordumuzun gücünü de gösteriyor. Türkiye’nin güçlü demokrasisi güçlü ekonomisi ve güçlü ordusu olması lazım üç unsuru da birbirine feda edemeyiz. Ordunun ihtiyaç duyduğu sanayiyi yerli kaynaklardan karşılamalıyız.”
(İHA)