Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hava sahası ihlali sırasında hayatını kaybeden Rus pilot, dün gece saat 01.45 itibarıyla sınırımızdan tarafımıza teslim edildi. Alındı ve gece Hatay’da bulunan Ortodoks din adamları tarafından yapılan katkılarla kendi dini geleneği çerçevesinde cenaze işlemleri teslim açısından da, dini tören açısından da yapıldı" dedi.
Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi’ne katılmak üzere Belçika’ya seyahati öncesi Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Davutoğlu, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımları içeren bir emri imzaladığı belirtildi. Vize konusunda geçtiğimiz günlerde bir karar aldılar. Türkiye tarafından herhangi bir karşıt yaptırım olacak mı?" sorusuna, "Her şeyden önce bir önemli gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hava sahası ihlali sırasında hayatını kaybeden Rus pilot, dün gece saat 01.45 itibarıyla sınırımızdan tarafımıza teslim edildi. Alındı ve gece Hatay’da bulunan Ortodoks din adamları tarafından yapılan katkılarla kendi dini geleneği çerçevesinde cenaze işlemleri teslim açısından da, dini tören açısından da yapıldı. Biraz önce Hatay Valimizle konuştum, gece de süreci takip ettim. Biraz sonra Silahlı Kuvvetler’den bir temsilcimizle Rus askeri ataşe Hatay’a intikal edecekler ve Rusya’nın talebi üzerine yaptığımız girişimler sonucu Türkiye’ye teslim edilen cenaze Rusya’ya teslim edilecek" karşılığını verdi.

"KASIT RUSYA FEDERASYONU DEĞİL"
Hava sahası ihlali sırasında yaşanan olayı "uluslararası hukuk açısından meşru ve Türkiye’nin sadece kendi hava sahasını koruma saikiyle yaptığı bir eylem" olarak nitelendiren Davutoğlu, bunun hükümet açısından da bir görev olduğunu vurguladı. Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Burada kasıt ve hedef Rusya Federasyonu değildir. O esnada hangi uçak olmuş olsaydı aynı tavır sergilenirdi. Daha önce defaatlerce yapılan ihlaller ve sonrasında yapılan uyarılar göz önüne alınmış olsaydı bu yaşanmazdı. Dolayısıyla sorumluluğu Türkiye tarafına atmaya dönük çabalar hem uluslararası hukuk açısından geçersizdir, gayri meşrudur hem de Türkiye ile Rusya arasındaki yakın dostluk ve komşuluk bağları açısından da doğru değildir. Eğer bir sorumluluk aranacaksa Türkiye hava sahasını daha önce de defaatlerce ihlal eden tarafın da öncelikle kendisini sorgulaması icap eder."

"TÜRKİYE TEK TARAFLI OLARAK RUSYA’DAN ÇIKAR ELDE EDİYOR DEĞİL"
Rusya’dan son dönemde gelen açıklamaların komşu ülke ilişkileri bakımından kabul edilebilecek açıklamalar olmadığını bildiren Davutoğlu, "Bu çerçevede ekonomik müeyyideler konusuna girersek Türkiye-Rusya ilişkileri karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan bir yapıdadır. Türkiye tek taraflı olarak Rusya’dan ekonomik çıkar elde ediyor değil. Rusya’nın da Türkiye’den elde ettiği ekonomik çıkarlar var. Karşılıklı olarak birçok alanda ortak çıkar ve komşuluk ilişkimiz var. Rusya yetkililerinin bütün bunları göz önüne alarak soğuk kanlı bir şekilde ve olayı bütünüyle değerlendiren bir tutum için tavır sergilemesini beklemek en doğal hakkımız" ifadelerini kullandı.

"HER AÇIDAN TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİNİ MASAYA YATIRDIK"
Başbakan Davutoğlu, cuma günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın geniş bir askeri brifing verdiği toplantıda her açıdan Türkiye-Rusya ilişkilerinin masaya yatırıldığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in koordinasyonunda bunun doğurabileceği ekonomik sonuçları ve ele alınacak tedbirleri de çalışacak olan bakanlıklar arası koordinasyon komitesi oluşturulduğunu açıklayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Onlar bugün toplanacaklar, çalışacaklar. Biz de Brüksel’den döndükten sonra tekrar değerlendireceğiz. Ama birinci önceliğimiz, Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmaktır. İkinci önceliğimiz, Rusya ile bir daha benzer gerilimler yaşanmaması için Suriye’deki operasyonlar konusunda bir iletişim ve koordinasyon sağlanmasıdır. Bu olay, açık bir şekilde ortaya çıkarmıştır ki aynı hava sahası üzerinde iki farklı koalisyon ülke grubunun yürüttüğü hava operasyonları her zaman bu tür kazalara, her zaman bu tür olaylara sebebiyet verebilir. Bir taraftan Türkiye’nin, ABD’nin, 50’ye yakın ülkenin içinde olduğu DEAŞ’a karşı mücadele koalisyonu var ve onun yürüttüğü operasyonlar var. Diğer tarafta Rusya’nın özellikle İran’la birlikte Suriye rejimine destek vermek üzere ve ’DEAŞ’a karşı operasyon yapıyoruz’ diyerek destek vermek üzere yaptığı operasyon var. Burada iki koalisyonun ve eğer DEAŞ’a karşı mücadele ediliyorsa sadece DEAŞ’a dönük olarak ortak bir eylem planı içerisinde buluşması önem taşıyor. Ama ’DEAŞ’a karşı operasyon yapıyorum’ diyerek Türkiye’ye yeni mülteci akınlarına yol açacak şekilde sivil halkı bombalamak, bugün katılacağımız Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi’nin ana konusu olan mülteciler krizi bağlamında da Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren bir konudur. Yani bu uçak düşmemiş olsaydı da, sınır ihlali olmamış olsaydı da ’Bu operasyonlar doğru bir zeminde yapılmıyor’ diyerek Rusya ile görüşmelerde bunu dile getirecektik."

"TÜRK HAVA, DENİZ VE KARA SAHASININ KORUNMASI TSK’NIN GÖREVİDİR"
Angajman kuralları çerçevesine dün Meclis Genel Kurulu’nda da söz konusu olan bazı tartışmalara açıklık getiren Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Türk hava sahasının, deniz ve kara sahasının korunması Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevidir. Bu görev yerine getirilirken herhangi bir olaydan bağımsız olarak, son gelişmeden de bağımsız olarak söylüyorum, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne angajman kuralları Başbakanlık direktifiyle verilir. Yani ’Şunlar şunlar gerçekleşirse şu tavrı alabilirsiniz’ diye Başbakanlık direktifi verilir. Ve sadece Başbakan’ın talimatına münhasıran yapılabilecek eylemlerle ilgili olarak yetki Genelkurmay Başkanı’na, Genelkurmay Başkanı’ndan da Hava Kuvvetleri Komutanı’na devredilir. Usul budur. Demokratik ülkelerde bütün kurallar çerçevesinde de usul budur. Bu gelişme bağlamında da önce 2012’de Suriye, Türk savaş uçaklarını düşürdüğü zaman Suriye uçaklarına dönük olarak angajman kuralları o zaman Sayın Başbakanımız, şimdiki Cumhurbaşkanımız tarafından verildi. 3-4 Ekim’de Suriye Hava Kuvvetleri dışındaki Rus ve diğer unsurlar tarafından da operasyonlar başlatılınca 30 Eylül’de bu sefer de tarafımdan, o zaman ihlaller gerçekleştiğinde aynı yetki, angajman kuralları bağlamındaki yetki Silahlı Kuvvetlerimize verilmiştir. Bu konuya özellikle açıklık getirmek istiyorum. Çünkü nihai kertede Türkiye demokratik bir ülkedir. Silahlı Kuvvetlerimiz o anlamda meşru, hukuki bir tutum içinde aldığı talimatın gereğini yapmıştır. Ama bu talimat herhangi bir şekilde bir ülkeye dönük bir talimat değildir."

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NDAN MUHALEFETE ELEŞTİRİ UYARISI
Başbakan Davutoğlu, "Kim hava sahamızı nereden ihlal ederse bu ateş çemberinin içinde herhalde hava sahamızın, elek gibi geçilen, süzgeç gibi geçilen bir hava sahası olmasını kimse arzu etmez. O bağlamda da özellikle muhalefet partilerine, özellikle ana muhalefet partisine yapılan açıklamalarda sorumlu bir tutum takınmasını ve Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı bu riskler karşısında hükümete yönelttikleri eleştirilerin ülke savunmasına zaafiyet getirmemesi konusunda da samimi bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bu ülke hepimizin, Türkiye Cumhuriyeti hava sahası bütün Türk vatandaşlarının onurudur, izzetidir ve hep beraber bunu savunma konusunda da hiçbir tereddüt gösterilmemelidir" dedi.
(İHA)