AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, Cumhuriyet Gazetesinin bazı yöneticileri ve yazarlarına yönelik operasyona ilişkin, "Eğer terör örgütüne payandalık yapıyorsa, kalemini oynatıyorsa, ona yarenlik yapıyorsa şayet gazeteci de medya mensubu da olsa akademisyen de olsa gerekli tedbirler alınmalıdır. Yapılan operasyonda bu anlamda yapılmıştır" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çalık, şehit yakınları ve gazilerle bir araya geldi. Çalık, burada yaptığı konuşma esnasında gözyaşlarını tutamadı. 15 Temmuz darbe girişimine değinen Çalık, "Hangimiz neredeysek hangi ilde hangi bölgedeysek tüm Türkiye’de teyakkuza geçtik. Hiç kimse yerinde değildi. Sadece korkaklar saklanmıştı. Milletimiz rehberine inanır ve güvenirse kahramanlıkta üstüne yoktur. Aynen Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’e inandıkları gibi. 15 Temmuz’da Recep Tayyip Erdoğan’a inanan, rehberine inanan, başkomutanına inanan kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyetinin 78 milyon vatandaşı meydana indi" diye konuştu.

"CUMHURBAŞKANIMIZIN 15 TEMMUZ GECESİNDE NEREDE SORUSUNU SORAN ANA MUHALEFET LİDERİ KILIÇDAROĞLU’NA SORUYORUM…
Çalık, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz darbenin ilk olduğu saatten itibaren Cumhurbaşkanımızın nerede olduğunu çok iyi biliyoruz. Dakika dakika saat saat milletine rehberlik etmek için gözünü kırpmadan ona yurtdışı yolları gösteriyor olmalarına rağmen tüm yolları kapatarak beni direkt olarak milletimin içine İstanbul’a götürün milletimle beraber olacağım diyen bir liderimiz var. Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesinde nerede sorusunu soran ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’na soruyorum, bizim liderimiz Türkiye’nin lideri Türk milletinin gözünün önündeydi dakika dakika saniye saniye milletimizle beraberdi. Bu destanı liderimizle beraber kahraman milletimiz yazdı. Liderimizin nerede olduğunu Türk milleti biliyor. Peki sen neredeydin hangi sığınakta hangi evde saklanmıştın? O gece Kılıçdaroğlu’nu ekranda gören var mıydı? Nerede olduğunu bilen var mıydı? Muhalefetiyle iktidarıyla 15 Temmuz gecesinde biz tarih yazdık diyoruz. Dönüp Yenikapı ruhunu unutup itibarsızlaştırmaya çalışan, milletimizin kahramanlığını itibarsızlaştırmaya çalışan herkese söyleyecek çok sözümüz var."

"SİZ İDAM İSTİYORSANIZ MİLLETİMİZ İDAM İSTİYORSA BİZ MECLİSTE ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA VARIZ"
FETÖ, PKK, PYD ile mücadelenin devam edeceğini bildiren Çalık, "PKK ve onun siyasi uzantıları bilsin ki mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bizi yıldıramayacaksınız. Siz yok olacaksınız bu millet bu topraklar üzerine yaşamaya devam edecek. Biz şehitlerimizin emanetlerinin yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Şehit aileleri ve gazilerin idam talebine ilişkin ise Çalık, "Siz idam istiyorsanız milletimiz idam istiyorsa biz mecliste üzerimize düşeni yapmaya varız. Memnuniyetle varız. Siyasi partiler bu yürekliliği göstermeli. Milletimizin sesine kulak vermeli" dedi.

"O TERÖRİSTLERE LANET OLSUN, BİZE BU ACILARI YAŞATAN BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİNE LANET OLSUN"
Cuma Dağ ve eşi Rukiye Dağ’ın 15 Temmuz gecesi gözünü kırpmadan cumhurbaşkanının ‘meydanlara inin’ cümlesinden sonra meydanlara indiğini anlatan Çalık, "Cuma Dağ kardeşimizi Külliyenin önünde şehit veriyoruz. Kahraman Rukiye Dağ eşini gördüğümde ve sonrasında da bu yürekli duruşunu hiç bozmadan devam ettiriyor. Rukiye’nin söylemiş olduğu sözler beni çok derinden yaraladı. ‘Siz hiç başı bedeninden ayrılmış nefes borusu görünen insan gördünüz mü’ dedi. O teröristlere lanet olsun, bize bu acıları yaşatan bütün terör örgütlerine lanet olsun. Biz şehitlerimizin emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Dün olduğu gibi bugün de yarın da sahip çıkacağız. Biz madden ve manen ne yaparsak biliyoruz ki hiçbir şey ne şehidimizi geri getirir, ne gazimizin yaşadığı travmayı ve uzvunu geri getirir. Ama emanete sahip çıkan bizim şiarımızdandır" açıklamasında bulundu.

"EĞER TERÖR ÖRGÜTÜNE PAYANDALIK YAPIYORSA, KALEMİNİ OYNATIYORSA…”
Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Çalık, Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri ve yazarlarına yönelik başlatılan operasyonla ilgili soruya, "Hiç kimse kendi mesleğini yaptığı için ne soruşturma açılır ne gözaltına alınır ne de operasyon yapılır. 15 Temmuz gecesinde TSK’nın kıyafetlerinin altındaki teröristler asker kılığıyla ülkeyi işgal etmeye, darbe yapmaya kalktılarsa ve terör örgütleri saldırılarını yaptılarsa kılıklarının kıyafetlerinin ne olduğuna bakmaksızın ne yaptıklarını çok iyi görmek lazım. O gün asker kıyafetleri içerisinde Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için darbe girişiminde bulunmuşlardı. Hangi meslek örgütünden olursa olsun, ister gazeteci olsun, ister akademisyen olsun, ister öğretmen, ister doktor, ister eczacı hangi meslek örgütüne ait olursa olsun, ister milletvekili olsun eğer terör örgütüne payandalık yapıyorsa kalemini oynatıyorsa ona yarenlik yapıyorsa şayet gazeteci de medya mensubu da olsa akademisyen de olsa gerekli tedbirler alınmalıdır. Yapılan operasyonda bu anlamda yapılmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

"ŞUANDA KHK İLE BİRLİKTE DE İNŞALLAH ÜNİVERSİTELERİMİZİN HUZUR ORTAMI OLMASINI İSTİYORUZ"
Son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üniversitelerdeki rektörlük seçimlerinin kaldırılmasına muhalefetin yaptığı eleştirilerin hatırlatılması üzerine Çalık, şunları kaydetti:
"Son KHK ile birlikte seçimlerin yapılması üniversitedeki huzur iklimini net bir şekilde bozuyordu. Seçimler yapılıyor ve bire ikiye üçe giren akademisyenler cumhurbaşkanımız tarafından atanıyordu YÖK’ün teklifiyle birlikte. Bu vesileyle teklifin ötesinde yine YÖK akademisyenlerimiz hocalarımız bu teklifi cumhurbaşkanımıza yapacak ve cumhurbaşkanımız sadece üniversite içerisindeki birbirini kıran birbirini inciten söylemlere maruz kalan seçim esnasında üniversitelerin huzur ortamını bozan süreci sonlandırmış oldu. Birinci çıkanların atanmadığı, ikinci çıkanların hatta beşinci altıncı çıkanların atandığı dönemler oldu geçmiş cumhurbaşkanlarının görevleri esnasında. Dolayısıyla demokratik bir süreç işleyip neticede birincinin atanmasıyla olmadığına göre okunması gereken en önemli şey orada akademisyenlerin kanaatiyle ortaya çıkacak kişinin YÖK tarafından cumhurbaşkanımıza teklif edilmesi üç kişi içerisinde bu teklifin de cumhurbaşkanımız tarafından değerlendirilerek atamasının yapılmasıdır. Bu çok daha önce konuşuldu. Şuanda KHK ile birlikte de inşallah üniversitelerimizin huzur ortamı olmasını istiyoruz. Siyasi alana dönüşmemesini ve siyasi çekişmelere malzeme olmamasını arzu ediyoruz. Herkes kendi akademik çalışmasını yapsın ve üniversitelerine bilime odaklansın arzusu içerisindeyiz."

"CHP YA DA MUHALEFET PARTİLERİ HER DEFASINDA SÖYLEYECEK ÇOK CÜMLE BULUYORLAR"
"KHK’larla ilgili olarak yasal zemin buna müsaittir" diyen Çalık, "Dolayısıyla o gün konuşulan YÖK’ün seçimleriyle değil de cumhurbaşkanımızın atamasıyla görevlerine getirilecek olan rektörlerin ataması daha önce de konuşulmuştu. Bunun antidemokratik bir usul olduğunu söyleyenler hepsi çok net biliyor ki üniversiteler bilim yuvalarıdır, sadece bilimle ilgilenmelidir ve başka akademisyenlerin oylarını almak adına farklı söylemler eylemler içerisine girmeden direkt olarak bilimlerine yönelmeli gençliği yetiştirmeye yönelmeli ülkenin gelişimine katkıda bulunacak Ar-Ge çalışmaları dahil olmak üzere çalışmalar yapmaları gerekir. CHP ya da muhalefet partileri her defasında söyleyecek çok cümle buluyorlar. Hangi icraatı yaparsak yapalım, her defasında bir cümleleri var. Bu en doğru yol ve usul olarak YÖK mensubu arkadaşlarımız akademisyenlerimizin talebi olarak da bizlere iletilmişti."
(İHA)