Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Türkiye’ye yönelik sözlere ilişkin, "Bu talihsiz açıklamaların Almanya’da yaklaşmakta olan seçimlere yönelik bir iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in, Büyükada’daki soruşturma sonrasında gelen tutuklamaların ardından yaptığı "Türkiye politikamızı yenilemeye ihtiyacımız var" açıklamasını değerlendiren Kalın, "Bu talihsiz açıklamaların Almanya’da yaklaşmakta olan seçimlere yönelik bir iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz. Almanya’da maalesef bu bir moda haline geldi. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik paranoya düzeyindeki bu husumetin, karşıtlığın Alman siyasetinde prim yapmaya başladığını görenler, şimdi bu vagona atlayarak kendilerince puan toplamaya çalışıyorlar. Bence onların oturup bu akıl tutulmasından kurtularak daha rasyonel bir şekilde düşünmesi gerekiyor. Bizim Almanya’da birçok vatandaşımıza yönelik soruşturma ve kovuşturma yapılıyor. Birçok masum vatandaşımıza adeta casus muamelesi yapıldı. Birçok STK’mıza ki bunlar Alman kanunlarına göre kurulmuş, orada yıllardır faaliyet gösteren, Türk topluluğu kadar oradaki Alman toplumuna da hizmet eden STK’lardır. Bunlara karşı bir sürü haksız uygulamalar yapıldı" diye konuştu.

"BU ÜLKEYE İHANET EDEN HAİNLERİN EN ÇOK GİTTİĞİ ÜLKELERDEN BİR TANESİ NASIL ALMANYA OLMAYA DEVAM EDİYOR"

"PKK ve FETÖ’nün Almanya’daki yapılanmasını herkes biliyor" diyen Kalın, "Kendileri Anayasayı koruma kurumunun yayınladıkları raporlarda da bunları açıkça ifade ediyorlar. Biz bunları defalarca Alman makamlarının önlerine koyduk. Bunlar bizim hazırladığımız raporlar değil, bunlar sizin hazırladığınız raporlar. Burada son 10 yılda PKK örgütlenmesinin nasıl genişlediğini ve derinlik kazandığını kendileri ifade ediyorlar. FETÖ kaçkınları, FETÖ soruşturmalarından kaçan, bu ülkeye ihanet eden hainlerin en çok gittiği ülkelerden bir tanesi nasıl Almanya olmaya devam ediyor. Alman makamları bunlara nasıl göz yumuyor. Bu konularla ilgili biz itirazlarımızı dile getirdiğimizde bizde yargı bağımsızlığı var diyorlar. Türkiye’deki yargı bağımsızlığına neden saygı duymuyorlar. Türkiye’de yargının sürekli talimat alan bir kurum olmasını istiyorlar. Talimatı da kendileri vereceklermiş. Bu öncelikle Türk yargısına bir saygısızlıktır. Türkiye gibi egemenliğini ve bağımsızlığını kimseyle paylaşmayacak bir ülkeye karşı saygısızlıktır. Bu konuda onlar buradaki yargıya saygılı olacaklar" açıklamasını yaptı.

’Türkiye’ye gelen Alman vatandaşlarının güvende olmadığı, Türkiye’deki Alman firmalarının tereddütleri ve endişelerinin olduğu’ yönündeki açıklamaları da şiddetle kınadıklarını kaydeden Kalın, "Böyle bir şey asla söz konusu değildir. Bizim Hamburg’ta Sayın Şansölye ile yaptığımız görüşmede Sayın Cumhurbaşkanımız, ilgili Bakanlarımız özellikle Türkiye’deki Alman yatırımlarının güvende olduğunu ifade ettik. Almanya bizim için önemli bir ticaret partneridir. Almanya’da birçok Türk firması var. Türkiye’de 6-7 bin civarında Alman firması var. Bunlar yıllardır karşılıklı olarak ekonomik ilişkileri güçlendiren en önemli aktörlerdir. Bugüne kadar herhangi bir Türkiye’de Alman firmasına karşı bir soruşturma yapılmış mı? Böyle bir şey yokken ortaya böyle bir şey atmak ilişkileri feda etmek demektir. Biz buna asla razı olmayız. Küçük siyasi hesaplarla bu ekonomik ilişkileri gölgelemeye çalışmak, Türkiye’deki Alman yatırımcıların zihninde tereddütler uyandırmaya çalışmak kabul edilebilir değil. Burada siyasi saiklerle ekonomi alanını bulandırmaya dönük açıklamaları kabul etmemiz mümkün değildir. Umarız bunlardan en kısa zamanda vazgeçerler. Yıllardır Alman vatandaşları Türkiye’ye turizm, eğitim, ticaret veya başka amaçlarla gelirler. Bunlarla ilgili bizim hiçbir sorunumuz yok. Onlar bizim misafirimizdir ve biz Alman turistlerini daha fazla görmek istiyoruz. Onların can ve mal güvenliği aynı zamanda bizim emanetimizdir. Burada soruşturma konusu olan veya yargı sürecine dahil olan kişilere baktığımız zaman polisin, yargının tespit ettiği kadarıyla bir takım illegal veya şaibeli faaliyetler içerisinde olan kişilerdir. Bunlarla, Türkiye’ye normal, meşru turizm, ticaret için gelen insanları aynı kefeye koyup, Türkiye’ye gitmeleri emniyetli değildir şeklinde bir mesaj verilmesi her şeyden önce büyük bir siyasi sorumsuzluktur. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Almanya ile hep iyi ilişkiler içinde olduk ve olmak istiyoruz. Ama bunun karşılıklı saygı ve çıkar ilişkileri çerçevesinde olması gerekir" ifadelerini kullandı.

"Kimse Türkiye’ye Avrupa’dan veya bir başka yerden parmak sallayarak hizaya getirmeye kalkmasın" diyen Kalın, "Bu ülkenin de kuralları, kanunları var. Kendi güvenlik kaygılarımız, endişelerimiz var. Avrupalılar, Türkiye’nin güvenliğini kendi güvenliklerinin bir parçası olarak görürlerse daha rasyonel bir iş yaparlar. Avrupa’daki Türkiye karşıtı bu örgütlerin yapılanmalarının yıllardır nasıl derinlik kazandığını, oralarda özellikle PKK terör örgütünün nasıl para topladığını, nasıl propaganda yaptığını, nasıl eleman devşirdiğini, sonra onları getirip Irak’ta, Suriye’de eğitip Türkiye’ye saldırttığını hepimiz biliyoruz. Bunlar, Almanların kendi resmi raporlarında yer alan konulardır. Bu tür popülist çıkışlarla Türk-Alman ilişkilerini gölgelemek yerine tersine bu reel sorunlara yönelmeleri, sorunlara ortadan kaldırmaları ve Türk-Alman ilişkilerini tekrar olması gereken rayına oturtmalarıdır" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

(İlker Turak/İHA)