Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı mitingine katılmamasına ilişkin, "Keşke kendileri gelseydi, parti başkanları gelse orada vatandaşa hitap etselerdi, çok daha güzel birlik, beraberlik görüntüsü olurdu. En azından temsilci göndermeleri, o da bir anlamda birliğe beraberliğe verdikleri önemi gösterir” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk Televizyonu’nda Hande Fırat’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Yıldırım, “Gerek dün ölücü terör örgütü tarafından hain tuzaklamayla hayatını kaybeden 7 polis şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde hayatını kaybeden şehitlerimizi anıyorum. Türkiye zor bir ülke. Tarih boyunca birçok medeniyetlerin hedefi olmuş ülke. Dolayısıyla yaşadığımız ülkenin dinamik bir coğrafyada yer aldığını biliyoruz. O yüzden başkalarının bir tehdidi varsa, bizim on tehdidimiz var” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bugün yaptığı 2 saatlik görüşmeye ilişkin olarak ise, “Tabii ki KHK bugüne kadar 3 tane çıktı, bundan sonra da çıkacak. Yani önümüzdeki günlerde yeni bir KHK yayınlanacak. Onunla ilgili hazırlık çalışmaları devam ediyor. Dahil edilecek konuların ne olacağı konusunda uzmanlar, bakan arkadaşlarımız çalışıyorlar. Zannediyorum birkaç gün içinde toparlanmış olacak” dedi.
Doğu ve Güneydoğu’daki terör olayları ve Yüksek Askeri Şura kapsamında yapılan değişimlerin de Erdoğan ile yaptığı görüşmede ele alındığına işaret eden Yıldırım, “Bu hafta sonu gelmeden herkes görev yerine başlamış olacak ve operasyonlarda bir güvenlik zafiyeti olmasın diye bu tedbirleri aldık. Bunların detaylarını görüştük. Yarın Cumhurbaşkanımız Genelkurmay’a bir geçmiş olsun ziyaretinde bulunacak” diye konuştu.

“Keşke kendileri gelseydi, parti başkanları gelse orada vatandaşa hitap etselerdi”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı mitingine katılmayacağını hatırlatan Yıldırım, “Keşke kendileri gelseydi, parti başkanları gelse orada vatandaşa hitap etselerdi, çok daha güzel birlik, beraberlik görüntüsü olurdu. En azından temsilci göndermeleri, o da bir anlamda birliğe beraberliğe verdikleri önemi gösterir” şeklinde konuştu.

“Genel anlamda da istihbaratla ilgili sorunlarımızın olduğu da ortada, bu bir sır değil”
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yeni yapısı için çalışmaların yapıldığını anlatan Başbakan Yıldırım, “Burada istihbarat ile ilgili bir dağınıklık olduğu söz konusu. Emniyetin, jandarmanın, MİT’in istihbaratı var. Dolayısıyla bütün bunlar olurken genel anlamda da istihbaratla ilgili sorunlarımızın olduğu da ortada. Bu bir sır değil. Son 15 Temmuz olayında da bunu net olarak gördük. İstihbarat bir ülkenin güvenliği için olmazsa olmaz öneme sahip iştir. Bilgiye sahip olmazsanız başınıza gelecek olaylara tedbir alamazsınız. Bizim 15 Temmuz’da yaşadığımızın izahı budur. Bu istihbarat vakitlice elde olabilseydi bu mesele belki de bu noktaya gelmeyebilirdi. Yapacağımız istihbarat yeniden yapılanması, iç ve dış tehditleri aynı derece ele alacak ve onlara yönelik etkin operasyonel tedbirler, olayları önleme, istihbarata karşı koyma tedbirleri birçok tedbiri içerecek modern gelişmiş ülkelerin sahip oldukları istihbarat altyapısı. Önemli olan buradaki koordinasyonsuzluğu ortadan kaldırıp, görev tanımlarını net olarak yaparak istihbaratın içeride ve dışarıda sağlıklı işlemesini sağlamak” şeklinde konuştu.

TİB kapatılacak
TİB’in de kapatılacağını anlatan Yıldırım, “TİB üzerinde FETÖ yoğun yapılaşma yaptı. Yerine bir kuruluş gelmeyecek. TİB de istihbarat kuruluşlarına destek veren yapıydı. Bu yapı yeni kurulacak istihbarat içinde yerini almış olacak. TİB’İn kayıtları ile ilgili süregelen davalar var, bunlarla ilgili araştırmalar yapıldı. Bir kısmına erişildi, bir kısmına erişilemedi. Kapatılınca da orada kurumsal hafıza yok olmayacak. Herhangi bir hukuki delil ihtiyacı olduğunda oradan karşılanacak” dedi.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu konuda çok seçenekli çalışılıyor. Bazı ülkelerde iç istihbarat, dış istihbarat ayrı. Çok değişik örnekler var. Bir ülkenin, ki diğerine aynen uyacak diye bir kural yok. Biz, mevcut bugüne kadarki birikimimizi yok sayamayız. İyi örnekleri devam ettirip, sağlıklı bir yapıyı kurmamız lazım. Dinleyeni kim dinleyecek? Görevini yapanların bu görev alanı dışına çıktı mı çıkmadı mı, zaman zaman bunların denetimi yapılacak, gerekli işlemler tesis edilecek. TİB’de de bir anlamda geçmişte yapılan odur. Güven yine esas olacak ama kontrolü de elden bırakmamak lazım.”

“MİT’İn Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması gündemimizde olan bir şey”
“Öteden beri (TİB) burayla ilgili çok iddialar ortaya atılmıştı” diyen Yıldırım, “İstihbaratla ilgili yeniden yapılanma gündeme gelince bunlar gündeme geldi. MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması da gündemimizde olan bir şey, üzerinde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bir binbaşı MİT’e geliyor ve 15 Temmuz’un istihbaratını veriyor"
MİT’e 15 Temmuz günü ulaşan istihbaratın hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Bir binbaşı MİT’e geliyor ve 15 Temmuz’un istihbaratını veriyor. MİT Başkanından dinlediğim bilgileri söylüyorum. Genelkurmay Başkanı Hakan Bey’i çağırıyor. Bir iki saat bir ada oluyorlar ve o ara Genelkurmay Başkanı sağa sola talimatlar gönderiyor. Ben bunu MİT Başkanına sordum, yani bu nasıl olur dedim. Başbakanın haberi yok, Cumhurbaşkanının haberi yok. Genelkurmay Başkanının haberi olabilir ama aynı zamanda Başbakana da verebilirsiniz. MİT’e neden haber vermediniz diye sordum, bunun cevabı verilemedi” diye konuştu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bu bir kriz, büyük bir felaket, arkasından sen görevini yaptın, yapmadın, sen az yaptın gibi bir münakaşa o krizin doğurduğu sonuçların bertaraf edilmesine katkı sağlamaz. Aksine moral değerleri dibe vurur ve başka krizle yüz yüze gelebilirsiniz. Şu an önceliğimiz kişilerin neyi yapıp yapmadıklarından ziyade bu işle ilgili defetmemiz. Bu darbeye dolaylı destek veren kuruluşlar var. Üniversitelerde, sağlık kuruluşlarında var, her yerde var bunlar. Bütün bunlar üzerinde yoğun çalışma içindeyiz.”
Yaverlerin ihanetinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, “Bunun arkasında ne var, ya bu işi küçümsedik, yahut da açıkçası bu örgüt o kadar kendisini saklayabiliyor ki ne kadar dikkat ederseniz edin en yakınınızdaki fark edemiyorsunuz. Cumhurbaşkanımızın yaveri, yanımızda çalışanlar. Böyle kapalı yapılar, şeffaf olmayan yapılarla mücadele zordur. Yani, karanlıkta ıslık çalmak gibi bir şey. Çünkü, elinizde bir sürü bilgi kirliliği var. Neresinden bakarsak bakalım bu olay çok büyük tahribat yaptı. En başta ordumuza yaptı. Ordu içindeki alt rütbedekiler kapsamlı bir darbe teşebbüsünde bulundu. Siviller üzerine ateş ettiler. Bu görüntüleri benim torunum, binlerce çocuk bu görüntüleri gördü. Torunum sordu, ben açıklayamadım, laf boğazıma düğümlendi ama şimdi açıklıyorum. Bunlar en ağır şekilde cezalandırılacak. Hiçbir şey yanlarına kar kalmayacak. Adaletle davranacağız, intikam duygusu ve merhametle hareket etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“Yanlış tespit yapılmış olabilir, bu konudaki itirazları değerlendireceğiz” diyen Yıldırım, “Yanlış olduğunu ispat ederek hareket edeceğiz. Getir gitsin öyle yok. Baştan şunu yapmak mecburiyetindeyiz, biz bir ölçü koyduk, ölçüler belli. Doğrudan teması olan, devam eden, 17-25 Aralık’tan sonra destek sağlayan bütün bu insanların hepsi zanlı olarak toplanıyor. Daha sonra bu işle benim alakam yok diyenler, itirazlarını yaptıkları zaman bunları gözden geçireceğiz. İkna edici bir delil ortaya çıkarsa o zaman bu diğer zanlılardan ayrılacak. Bizim haklıyla haksızı birbirinden ayırt etmemiz lazım” dedi.

“58 bin 611 kişi görevden alındı”
Görevden almalarla ilgili son rakamlara değinen Yıldırım, “58 bin 611 kişi açığa alındı. Görevden çıkarılan, ihraç edilen sayısı 3 bin 499. Bunun da ağırlıklı olarak subaylar, astsubaylar, rütbeli rütbesiz” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, 2010 KPSS’nin iptaline ilişkin konuşarak, “86 bin kişi memuriyete girdi. Burada bir yargı kararı var. Bunlar memuriyete girmiş. Ya bir yasa düzenleyeceğiz ya da mahkeme kararını uygulayacağız. Bunların sınavlarını incelemek lazım” şeklinde konuştu.
Öğretmen ihtiyacının da olduğunu anlatan Yıldırım, 15 bin öğretmenin alımı konusunda Bakanlar Kurulu’nda bir kararın alındığını ifade etti. Yıldırım, okulların açılacağı tarihin ertelenmeyeceğini ve okulların zamanında açılacağını söyledi.
(İHA)