Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç Fransa Senatosu’nda gündeme gelen “Basın Özgürlüğü Kanununa” ilişkin değişik önerisinin, 2017’deki seçimler öncesinde gündeme getirilmesinin siyasi rantın, hukukun ve evrensel değerlerin önünde tutulduğunu gösterdiğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, Fransa Senatosu’nda gündeme gelen “Basın Özgürlüğü Kanununa” ilişkin değişik önerisiyle ilgili yaptığı açıklamada, "6 Temmuz 2016 tarihinde Fransız Ulusal Meclisi’nde kabul edilen, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçunun inkarının belirli koşullar altında cezalandırılmasına yönelik yasa değişikliği önerisi, Eylül ayında Fransız Senatosu bünyesinde kurulan Özel Komisyon tarafından yasa tekniğine aykırı olduğu için tasarı metninden çıkartılmış, ancak, Senato Genel Kurulu’nun 14 Ekim 2016 tarihli oturumunda yapılan oylamada 146’ya karşı 156 oyla yeniden tasarıya eklenmiştir. Söz konusu düzenlemede, kimi çevrelerce öne sürülenin aksine, 1915 olaylarına dair bir atıf bulunmamaktadır. Kaldı ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadına göre, 1915 olayları meşru bir tartışma konusu olup ifade özgürlüğünün koruması altındadır. Keza, 1915 olaylarıyla ilgili olarak Fransa’da daha önce kabul edilmiş bir inkar yasasının, ifade özgürlüğüne aykırı olması ve parlamentoların yasama yetkisiyle bağdaşmaması nedeniyle Fransız Anayasa Konseyi tarafından 2012 yılında iptal edildiği hatırlanacaktır" ifadelerini kullandı.
Bilgiç, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
"Öte yandan, Fransız Senatosundaki Özel Komisyon tarafından, Fransız ceza mevzuatına bir yenilik getirmemesi ve ceza hukukuyla bağdaşmayan muğlak unsurlar içermesi nedeniyle yasa tekniğine aykırı görülen söz konusu yeni düzenleme de, ifade özgürlüğünün hukuka aykırı şekilde sınırlanması riskini doğurabilecektir. Hukuk ve ifade özgürlüğü açısından sorunlu bu yeni düzenlemenin, Fransa’da 2017 yılında düzenlenecek seçimler öncesinde gündeme getirilmesi, konunun hukuktan ziyade iç politika saikleriyle ele alındığını ve bu düzenleme sayesinde seçimlerde sağlanması hedeflenen siyasi rantın hukukun ve evrensel değerlerin önünde tutulduğunu göstermektedir. Henüz yasalaşmamış olan bu düzenlemeyle ilgili olarak önümüzdeki dönemde işleyecek süreçleri de yakından takip edeceğiz."
(İHA)