Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Önümüzdeki günlerde bir de PKK terör örgütü ile ilgili çalışmalarımız var. Onu da önümüzdeki bir hafta içinde sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Bu ülkeye, bu millete ihanet etmeye hiç kimsenin hakkı yok" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, basın mensuplarıyla kahvaltıda biraraya geldi. Toplantıda gazetecilerin sorularını cevaplayan Müezzinoğlu, bir gazetecinin çocuğu ilkokula gidecek olan aileler için yapılan çalışmanın son durumu ile ilgili sorusu üzerine, "Ana ilkeleri itibariyle basına yansıdı ama henüz bu anlamdaki yönetmeliğin değerlendirmesi bana gelmedi. Bunun da çok paydaşları var, önümüzdeki günlerde bu değerlendirmeyi arkadaşlarla. Bir iyilik yapalım derken, istihdamı, kadın istihdamını nasıl etkileyecek? İşverenin olumlu, olumsuz görüşü, çalışanın görüşü, sürdürülebilirlik ve bütün bunlarla ilgili görüşlerin de bir kısmı alındı, bir kısmı değerlendiriliyor. Temel ilke olarak 66 aylığa kadar çocuğunun yanında ebeveynlerinden birinin olması, böyle bir hakkı kullanması, yarım zamanlı olarak temel ilke olarak bunu uygulayacağımız ve bununla ilgili yönetmeliği de önümüzdeki günlerde yayınlayacağımız bir süreçteyiz. İstiyoruz ki çocuk psikolojik ve sosyal yönden yanında, günün yarım saati annesi ve babası olabilsin. Anne veya baba çalışmıyorsa zaten yanında ikisinden biri var demektir. Burada yalnız anne üzerinden, mutlaka anne bu hakkı elde etmeli dersek bu sefer de kadın istihdamındaki sorunu göz ardı etmiş oluruz. Dolayısıyla çok yönleri olan detaylarda eksik yapmamak, hata yapmamak üzere yönetmelik çalışmaları tamamlanmak üzere. Önümüzdeki günlerde son şeklini verip yayınlayacağız" cevabını verdi.

"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE BİR DE PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ VAR"
Bakan Müezzinoğlu, bir gazetecinin, "FETÖ ile mücadele kapsamında bakanlıkta yapılan çalışmalar ne aşamada? Son rakamlar nedir? Haksız yere kamuya girmiş ve çıkarılmış personeller var, bunlar için ödenmiş haksız sosyal güvenlik primleri var. Devletin de zararı var, bunların tazmini noktasında bir çalışma yapılacak mı?" sorusu üzerine ise, "FETÖ terör örgütü nedeniyle bakanlığımızdan ihraç edilen personel sayımız 785, soruşturma sürecinde olan 319, görevde iade edilen de 383 bugün için. Bu soruşturma süreçlerine göre de bu 319 göreve iade veya ihraca dönüşebilir. Rakam hemen hemen her gün ama ortalama haftada bir gün güncellenerek kamuoyuyla paylaşıyoruz. Önümüzdeki günlerde bir de PKK terör örgütü ile ilgili çalışmalarımız var. Onu da önümüzdeki bir hafta içinde sonuçlandırmaya çalışıyoruz. O anlamda da kamu görevlisinin millete ve devlete hizmet dışında ikinci bir adresi varsa, o ikinci adresini seçmeli. Bir devlet memuru kamuda milletin parasıyla görev almış ve milletin hizmeti için orada görev alan kim varsa onun hizmet anlamında tek bir adresi vardır, millettir, devlettir ve ülkedir. İkinci bir adresi benimsediyse bu birinci adresini ya terk edecek ya da biz onları ikinci adresten çıkaracağız. Bu ülkeye, bu millete ihanet etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Milletin imkanlarıyla millete veya devlete ihanet etmeye hiç kimsenin hakkı yok" diye konuştu.

"PKK’YA DESTEK VEREN SENDİKALARIN DURUŞUNA DA HAK VERMEYİZ, DOĞRU DA BULMAYIZ"
Kamudaki PKK terör örgütü ile ilgili görevden almalarda Eğitim-Sen’e yönelik yapıldığı yönündeki iddialarla ilgili bir soruya Bakan Müezzinoğlu, "Sendikalarımızın feveran etmesini doğru bulmuyorum. Sendikalarımızın da birinci duruşunun, kendi üyelerinin duruşunun merkeze, alanlarındaki hangi görevi üstleniyorsa mesleğini yapıp yapmamalarıdır. Bu anlamdaki hak ve hukuklarını korumak adına da sendikalarımız onların hakları adına sorumludur ama düşünün ki devletin imkanlarını PKK terör örgütüne kanalize ediyor veya devletin kadrosunda ama Twitter hesabına bakıyorsun, PKK’nın mücadelesini destekliyor, ülkenin bölünmesini veya farklı bölgelerinde farklı yapıların kurulmasını destekliyor. Bunu herhangi bir sendikamız normal karşılıyorsa esasında sendikanın da yaptığı bir sendika görevinin ötesinde farklı bir alandır, buna hakkı yok. Bu anlamdaki sendikaların duruşuna da hak vermeyiz, doğru da bulmayız" ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın terör faaliyeti içinde bulunanların sendikal haklarının olmayacağını, bunları destekleyen sendikaların da böyle bir hakkı olmadığını söylediğini hatırlatması üzerine Bakan Müezzinoğlu, "Bizim burada kamu adına, ister sendika, ister dernek, ister STK’ların hangi boyutu, temsilcilik üstlenen yapılarımızın ve kurumlarımızın azami müştereklerde tartışma olmaz. Dört tane kriterimiz var, tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet. Burada farklı bir devlet veya yapının savunuculuğunu yapan bir sivil toplum örgütünü Türkiye’nin yasal sivil toplum örgütü olarak görmemiz mümkün değil, doğru da değil. Bu millete böyle bir haksızlık yapmaya da hakkımız yok" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Müezzinoğlu, bir gazetecinin "Sendikalara bir yaptırım uygulayacak mısınız?" sorusu üzerine, "Sendikaların bir terör örgütü üyesinin hak ve hukukunu korumak için mücadele yapıyor olmasını doğru bulmam. Bundan sonrasına hukuk baksın" dedi.

"2 BİN 100 GAZİMİZ VAR, MAĞDUR KELİMESİNİ KONUŞACAĞIMIZ KİTLE BUNLAR"
Bir gazetecinin görevden uzaklaştırılanlarla ilgili, "Kamudan ihraç edilenlerin bir kısmı geri dönüş için başladılar, mağdur olduklarını belirttiler. Burada kriter konusunda bir sıkıntı mı vardı? Dönüş için de yine aynı kriterler mi geçerli olacak? Mağdur olabileceğini düşündüğünüz kişiler var mıdır ve bunların geri dönüşünde de titiz bir çalışma yapılıp, adaletli bir karar verileceğini düşünüyor musunuz?" soruları üzerine şunları kaydetti:
"Mağdur olabileceğini düşündüğümüz bir kitlenin var olduğunu kabul etmek lazım. Olabileceğini de kabul etmek lazım. 15 Temmuz akşamından 16 Temmuz sabahına geldiğimizde karanlık bir geceden aydınlık bir sabaha geçtik ama bu güllük gülistanlık gelmedi. 240’ın üzerinde şehidimiz var, bunun 173’ü sivil şehit. Birdenbire ülkenin kaderiyle oynamak isteyen hainler için sokağa çıktı. Benim kanaatim oraya gelenlerin en az yüzde 5’inin belinde silah vardı ama hiç kimse belindeki silahı çıkartıp ateş etmedi. Hiç kimse o askere, o isyankar haine bir yanlış yapmadı. Saygın bir duruşu, milli bir duruşu onların karşısında dimdik durarak canı pahasına verdi. Şimdi 2 bin 100 gazimiz var. 2 bin 100 gazinin şu anda kaçının ömrünün sonuna kadar hayatını engelli yaşayacağını bilmiyoruz. Mağdur kelimesini konuşacağımız kitle bunlar. Bu mağdurları ve ülkeyi mağdur etmek isteyen o yapıyı unutacağız, bu anlamda bu yanlışı yapan yapının tasfiyesi için hızlı yapılması gereken ve acil verilmesi gereken kararlar için de mağduriyetleri onun üzerine taşısak onlara haksızlık ederiz. Ben şehit ailelerine de, gazi ailelerine de ziyarete gittim hiçbirinde ’ben mağdurum’ diye bir ağlama görmedim. Mesele vatansa, bu ülkenin geleceğiyse böyle bir kararda da bazı mağduriyetler olabilir, olmaması için bizden her türlü talebi yapmalılar. Bizim de bu anlamda kararlılığımız var. Nasıl yanlış yapmamakta kararlıysak, burada da tek bir vatandaşımızı mağdur etmeme duyarlılığımız var ama şunu kabul etsinler geçirdiğimiz fırtına olağanüstü bir fırtına, deprem çok ağır bir deprem. Mağdurum diyene ne halin varsa gör diyecek bir anlayış yok. Tam aksine kamu vicdanı asla kanmamalı, kim mağdurum diyorsa benim başımın üstünde yeri var, hemen inceleriz tekrar. Kusura bakma vatan için millet için bu fedakarlığına da teşekkür ederiz deriz, yine dün neyse görevini iade ederiz. Rakamlarda da bu görülüyor ama önmüzde 2 ay yaptığımız en önemli çalışması da bu olacak. Bizim insanımız hain değilse ona sahip çıkacağız, hainse cezasını çekecek."
Bakan Müezzinoğlu bir gazetecinin, "İyi okullar diye çocuklarını cemaat okullarına gönderen ailelerin ya da Bank Asya’ya para yatıran insanların kamudan ihraç edilmesi konuşulurken, ’O okulların yapıldığı arazileri tahsis eden ya da bina sağlayan belediyeler ya da kurumlar hakkında herhangi bir işlem yapılmıyor’ diyor bu insanlar. Dün Başabakanlık önünde toplananlardan çok sayıda böyle tepki geldi. Onlara dönük bir çalışma da olacak mı?" sorusu üzerine, "Hiçbir alanda bizim burayı görmeyelim diyebilmemiz mümkün olmaz. Biz görmeyelim diye bir alan oluşturursak bu millet bizi affetmez. Şehitler de, gaziler de hakkını bize helal etmez" şeklinde konuştu.

"TELAFİ ETME KAPIMIZ AÇIK"
Bakan Müezzinoğlu, 11 bin 500 öğretmenin ihraç edilmesinde öğretmenlerin hangi kriterlerle görevden alındığı, bakanlıkta yapılan çalışmalarda bu görevden almalarda kriterin ne olduğu ile ilgili soruya ise, "Dün itibariyle kriterlerimizi değerlendirdik ve ilave kriterler de koyduk. Bu haftaki çalışmalarımızla birlikte elimizde reel veri var. Üyeliktir, sosyal medya hesabıdır veya tespit edilmiş konuşmalarıdır, bunun dışında da kanaate destek olacak elimizde veriler var. Vicdanen bu verileri tam yeterli bulmuyoruz. Bunu destekleyici verilerle ilgili de başlıklarımız var. Bunları son şeklini alınca paylaşacağız. Bütün AK Parti yönetim anlayışında bize yapılmasını istemediğimiz hiçbir yanlışı karşımızdakine yapmamak var. Birilerini mağdur ederek biz mutlu olamayız, birilerini mağdur ederek AK Parti iktidarını güçlendiremez. Burada vicdanların rahatsız olduğu bir kararı verip, o kararda da ısrar ederek o kararda başarılı olamayız. Acil vermemiz gereken kararlarda vicdanımıza ve kamu vicdanına dedik ki, ’Burada hatalarımız olabilir, telafi etme kapımız açık’. O kararı acil vermeyelim, aylarca inceleyelim, incelerken hiç hata yapmayalım derken artçı deprem geldi binayı çökertti. O zaman millet vicdanı bize bu binada bu insanları niye tuttun derdi. Tahliyeyi hızlı yapmamız gerekiyordu, tahliyeyi hızlı yaptık. Mağdurların olabileceğini baştan söyledik. Mağdurlar için onu temiz kabul etme bakışımız var, mağdur olduğuyla ilgili müracaatını yapacak, onun dosyasına bir daha bakacağız" açıklamasında bulundu.
(İHA)