Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Hollanda Mahkemesinin Srebrenitsa katliamıyla ilgili kararına ilişkin, “Hollanda Mahkemesinden bugün çıkan karar ise AİHM’nin ve batı hukukunun ikiyüzlülüğünün ispatıdır” dedi.

1995 temmuzunun sonlarına doğru Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde Sırp ordusu tarafından gerçekleştirilen katliam, bugün Hollanda Mahkemesinin almış olduğu kararla tekrar gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, mahkemenin Srebrenitsa katliamı ile alakalı almış olduğu kararı eleştirerek, "Karar eksiktir ve kesinlikle düzeltilmesi gerekir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2016’da Hollanda’nın orada hiçbir kusuru olmadığını belirtmişti ama Hollanda Mahkemesinden bugün çıkan karar ise AİHM’nin ve batı hukukunun ikiyüzlülüğünün ispatıdır” diye konuştu.

“Katliamın tanıklarını dinleyin”

Tarihe kara bir leke olarak düşen Srebrenitsa katliamı hakkında Hollanda Mahkemesinin almış olduğu kararın eksik olduğunu belirten Topçu, “Sırpların 10 bine yakın insana yapmış olduğu katliamda, BM’nin Hollanda askerlerinin hamiliği vardır. Katliama uğrayan ailelerin yakınları bugün halen hayattadır ve bunu her defasında ifade etmektedirler. Bu sadece orada yaşayan Müslüman Boşnakların ifadeleri değil, orada yaşayan diğer ahlaklı ve vicdanlı Hristiyan halklardan görgü şahitlerinin de ifadesidir. Hollanda almış olduğu bu kararla batının hukuk ahlakını bir nebze de olsa düzeltmeye çalışmıştır” diyerek karara tepki gösterdi.

“En büyük insanlık katliamı”

BM tarafından Temmuz 1995’te Yugoslavya iç savaşı sırasında güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa’yı korumakla görevli 600 Hollandalı askerin katliama göz yumduğunun tüm dünya tarafından bilindiğini ve bu katliamın II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yapılan en büyük insanlık katliamı ve etnik soykırım olarak dünya tarihine kazındığının altını çizen Topçu, katliamda BM’nin de en az Hollanda kadar suçlu olduğunu söyledi. Topçu, “Orada 10 bine yakın çoluk-çocuk, yaşlı-genç jenosite tabi tutulurken Hollanda askeri olayları seyretmiştir. Tarih karşısında Hollanda kendini eğer insanlık suçundan aklamak istiyorsa oradaki katliamın tamamında hamilik yapan askerlerinin jenosite ortak olduğunu söylemeli ve jenosite uğrayanların hayatta olanlarına veya Bosna-Hersek hükümetine tazminat ödeyerek, bütün dünyaya bu suça hamilik yapan askerlerini ilan etmeliler” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde Bosna-Hersek’teki Müslüman Boşnakların lideri Bakir İzzetbegoviç tarafından Lahey Adalet Divanına Srebrenitsa jenositi ile ilgili başvuruda bulunulmuş ama Lahey Adalet Divanı orada bir katliamın yapılmadığını iddia ederek başvurunun reddine karar vermişti. Kararın ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, Lahey’in Bosna-Hersek’in başvurusunu reddetmesine de 10 Mart 2017 tarihinde attığı bir twitte, "Müslümanlar; Bu adaletsizlik için sadece ayaklarınızı yere vursanız, Lahey’le birlikte dünyayı sallarsınız" diyerek tüm dikkatlerin buraya çekilmesine konusunda kişisel olarak tepki göstermişti.

Topçu sözlerini şöyle sürdürdü:

“AİHM veya LAD, adı her ne olursa olsun buradan çıkan kararların sadece ve sadece kendi fundamentalist anlayışlarına hizmet ettiğinin, evrensel ve insanlık hukukla ilgili kararlar almadığının bir kere daha ifadesidir. Şu anda Batının uluslararası hak ve hukuku koruyup ve kolladığına dair kurdurmuş olduğu mahkemelerin tamamı her verdikleri kararda Müslümanların veyahutta mazlum ve mağdur milletlerin aleyhinde karar çıkarmışlardır. Aynı zamanda Rusya’nın hamiliğinde Hocalı’da da Ermeni’ler bir jenosit uygulamış ve batı buna da sessiz kalmıştı. Şimdiyse Türkiye Cumhuriyetine karşı suç işlemiş, milletine karşı suç işlemiş, vatandaşlarımızı öldürmüş ve katletmiş terör örgütü üyesi olduğu kesinleşmiş 10 binlerce suçluyu bağrında barındırmaktadır. Aynısını şuanda Batının en büyük hamisi ABD yapmaktadır. ABD şu anda terör örgütüyle başka bir terör örgütünü yok etmek için kolkola savaşıyor. ABD, terör örgütü PKK’nın uzantısı PYD ve YPG’nin meşru olduğunu savunacak kadar ahlaki ilkelerden yoksun davranmaktadır."