Prof. Dr. Canpolat yaptığı yazılı açıklamada, löseminin çocukluk çağında görülen kanserler arasında birinci sırada yer aldığını belirtti.

Hastalığın nedenleri konusunda erişkinlerde çevresel faktörler önemliyken, çocuklarda genetik faktörlerin ön planda olduğunu aktaran Canpolat, şunları kaydetti:

''Vücutta kanseri engelleyen, kansere neden olabilen genlerdeki 'mutasyon' adı verilen değişiklikler, lösemiye zemin hazırlıyor. Bazen nükleer radyasyon, bazen virüsler, özellikle lösemiyle arasında ilişki kurduğumuz 'öpücük hastalığı' dediğimiz hastalığa yol açan Epstin-Barr Virüsü, lösemiye neden olabiliyor. Bazı kimyasal maddeler, örneğin petro-kimya endüstrisinde sık kullanılan 'benzen' adı verilen maddelerle çocuklar erken yaşta temas ederse lösemi olabiliyor. Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ve radyasyon da bazen lösemi yapabiliyor. Elektro manyetik radyasyonu suçlayan bir bulgu topluluğu var, tam netlik kazanmış değil. Yüksek gerilim hatları, baz istasyonları gibi... Bunların dikkatle takibi gerekiyor, henüz kesinlik kazanmadıysa da maruz kalınmasından kaçınılması gerekiyor.''

Canpolat, bazı bağışıklık sistemi hastalıkları ve Down sendromu gibi hastalıkların da lösemiye yol açabildiğine dikkati çekti.

Karaciğer, dalak ve lenf bezlerinin büyümesinin hastalık belirtisi olabileceğine işaret eden Canpolat, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

''Hiç düşmeyen ve uzun süren bir ateş varsa bazı testler yapılmalı, hasta yakından takip edilmelidir. Vücutta çok sayıda ve kendiliğinden veya hafif bir darbe ile oluşan morluklar, geçmeyen küçük noktasal kanamalar, burun ve diş eti kanamaları, hastalığın belirtileri arasındadır. Hastaların yüzde 25'inde kol veya bacak ağrıları da görülebiliyor. Bu durum büyüme ağrısı veya romatizmal hastalık gibi yorumlanarak tanının gecikmesine neden olabiliyor. Hastalarda anemiye bağlı olarak solukluk, çabuk yorulma, zor ve hızlı nefes alma gibi bulgular ortaya çıkabiliyor.''

-''Hastalığın erkek çocuklarda görülme sıklığı daha fazla''-

Prof. Dr. Canpolat, erkek çocuklarda hastalığın daha fazla görüldüğünü aktararak, şöyle devam etti:

''Hastalığın tedavisi erkek çocuklarda 3,5 yıl, kızlarda 2,5 yıl sürüyor. Erkeklerde hastalık kızlardan biraz fazla görülüyor. Kanserli hücreler, testiste saklanma eğilimine sahip. Üreme organlarını koruyan bariyerler nedeniyle burada saklanan lösemi hücreleri, kemoterapinin etkisinden kolayca kaçabiliyorlar ve kanserli hücreler testisten nüks edebiliyor.''

Canpolat, son yıllarda kabul edilen bazı kriterlere göre, bazen erkeklerdeki tedavinin de kızlardaki kadar kısa sürede yanıt verebildiğini ifade ederek, Türkiye'de 100 binde 3-4 kişide rastlanılan hastalığın görülme sıklığının batı toplumlarından farklı olmadığını vurguladı.

Hasta bakımındaki kalite artışı, gelişmiş laboratuvar olanakları ve risk sınıflandırılmasının daha iyi belirlenmesi gibi etkenlerin tedavide başarı oranını arttırdığını vurgulayan Canpolat, ''Çocuklarda lösemi tedavisi başarı oranı yüzde 80'e ulaştı'' ifadesini kullandı.