Her yeni teknolojinin, her yeni modanın bir hastalık davetiyesi olduğunu, Büyükşehirlerin kaosunun insanların yeni hastalıklara yakalanmasında etkin riskler taşıdığını belirten Bayrampaşa Şifalı Bitkiler Merkezi Sahibi Herbalist Yunus Ersin, "İnsanlar doğallıktan uzaklaştıkça, insanlar hareketsiz bir yaşam sürmeye devam ettikçe, insanlar teknolojik donanımlara bağımlı oldukça hastalıklarla boğuşan bir toplum olmaya mahkumuz" dedi.

Araçların çoğalmasının obeziteyi tetiklediğini, insanların yürümekten, hareket etmekten uzaklaştığını kaydeden Ersin, "Bayanların giydiği ince çoraplar ise yumurtalık iltihabı, idrar yolu iltihabı oluşturmaya başladı. Her 5 kadından 3'ünde görülen bu rahatsızlıkların bu moda akımıyla çok yakından ilgisi var. Erkeklerde ise dar kot pantolonların giyilmesiyle sperm sayısı düştü, varikosel baş gösterdi" açıklamasını yaptı.

Metropollerdeki stresin eşler arasındaki muhabbeti azalttığına dikkat çeken Ersin, "Eşler arasındaki muhabbetin ve mehabetin azalması aile kurumlarının parçalanmasına varacak bir boyutu önümüze taşıdı. Stres, sigara kullanımı, hormonlu yiyecekler, hazır gıda ve bilinçsiz beslenmenin getirdiği erkeklerdeki isteksizlik, mutlu aile formülünün sona ermesine yol açtı. Bu noktada neyi nasıl yapacaklarını, nasıl tedavi olacaklarını bilemeyen insanlarımız,  bilinçsiz şekilde medyanın kendilerine sunduğu sanal tedavi yöntemlerine sarılmak zorunda kaldılar" diye konuştu.

Şifasız hiçbir derdin olmadığını, yeter ki doğru ve güvenilir adreslerin bulunarak bu noktada bitkisel yardımcılardan yararlanılabileceğini belirten Ersin, "Bayrampaşa Şifalı Bitkiler Merkezi olarak, şu ana kadar ortaya koyduğumuz tüm ürünlerimiz, insanlarımızın teveccühüne mazhar oldu. Bu teveccüh, bizim de yeni ürünler üretme noktasındaki azmimizi artırdı. Bir çok rahatsızlıkta bitkisel şifalı metodları uygulayarak, insanlarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Biz hekim değiliz, teşhis koymuyoruz. Ama konulan teşhislerde, bitki ile tedaviye yardımcı olacak bir süreci ortaya koyuyoruz. Bu noktada bitkilerle tedavinin bizim tarihsel mirasımız olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Çağdaş tıbbın tüm imkanlarını kullanarak, bitkilerle de bu sürece destek verecek bir formülün bulunması gerektiğine inanıyorum. Türkiye, şifalı bitkiler cenneti olan bir ülkedir. Bir çok bölgesinde dünyada sadece orada yetişen endemik bitkileriyle, bitkilerinin şifalı yönleriyle araştırılıp, geliştirilmeye müsait bir coğrafyamız vardır. Bu coğrafyayı hep beraber kullanabilirsek, gerekirse Tıp Fakültelerinde şifalı bitkilerle ilgili kürsüler oluşturup, bu kürsülerden insanlar yetiştirebilirsek, yepyeni bir tedavi üssünün formülünü oluşturmuş oluruz" dedi.