Trabzon Yıldızlıgüven Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğba Bayraktar Aydın, enfeksiyonya ilgili başvuruların üşütmeye bağlı yada çocuğun hareketli olmasından dolayı terlemeye bağlı olmadığına dikkat çekerek, "Çocukların kış ve sonbahar aylarında kapalı ve kalabalık ortamlarda (okul kreş gibi) daha çok bulunması ile damlacık yolu ile virüslerin hızlı bir şekilde bulaşması ile alakalı" dedi.

Enfeksiyon ile ilgili bu günlerde şikayetlerin arttığına dikkat çeken Dr. Aydın, "Okulların başladığı şu dönemde çocuk polikliniklerinde üst solunum yolu enfeksiyonları ile başvuran çocuk sayısı artmaya başladı. Velilerin çoğu, 'yaz aylarında rahattık ama okula veya kreşe başladı yeniden şikayetleri arttı' şeklinde görüş bildirmekte. Aslında bu durum çoğu kişinin inandığı gibi havaların soğuması nedeni ile üşütmeye bağlı yada çocuğun hareketli olmasına nedeniyle terlemeye bağlı değil. Çocukların kış ve sonbahar aylarında kapalı ve kalabalık ortamlarda (okul kreş gibi) daha çok bulunması ile damlacık yolu ile virüslerin hızlı bir şekilde bulaşması ile alakalı. Dolayısıyla korumakta bir o kadar zor virüslerin eller yolu ilede yayılabileceği düşünüldüğünde el hijyenine dikkat önemli olsa da çocukların olduğu bir ortamda çocuğun hapşıran ve öksürende uzak durmasını sağlamak zor. Burada veliler ve öğretmenlere biraz iş düşüyor" ifadelerini kullandı.

Normal bir çocuğun yılda 6-8 defa üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebieceğini kaydeden Dr. Aydın, "Oysaki normal bir çocuk yılda 6-8 defa üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilir ki her enfeksiyonun 1 hafta yada 10 günde düzeldiği kabul edildiğinde bu neredeyse bütün okul dönemini kapsayabilir. Eğer yılda 2-3 defadan fazla zatürre 3 defadan fazla orta kulak iltihabı yada 8 defadan fazla üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriliyorsa o zaman çocuğun bağışıklık sisteminde bir problem olduğu düşünülüp bununla ilgili tetkikler yapılabilir.

Bu dönemlerde çoğu geçirilen enfeksiyon virüslerle oluşur dolayısı ile virüsler tedavisi olmayan kendi kendine gerileyen enfeksiyonlardır. Antibiyotiğe yanıt vermezler. Bazı veliler antibiyotik tedavisini kurtarıcı gibi görürken başlar başlamaz, tüm bulguların düzeleceğini ve ateşinin düşeceğini düşünüp düşündükleri olmayınca panikler. Oysaki viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımı zaten gereksiz ve yanlıştır. Ancak unutulmamalıki her enfeksiyon viralde değildir. Bazı enfeksiyonlardaki mikroplarda antibiyotik verilmelidir. Bu nedenle çocuğunuzun bir çocuk hekiminin takibinde olması ona güvenmeniz önemlidir. Özellikle gribal enfeksiyonlarda anne babanın yapabileceği en basit şey çocukların burnunu açmak aspire etmektir. Ateş 38-38.5 in üzerine çıkmadıkça ateş düşürücü verilmemelidir, bol sıvı verilmelidir. Gerekli olmadıkça ateş düşürücü bile kullanmamak ilaç kullanımını doktorlara bırakmak direnç gelişimini engeller" diye konuştu.