Radyoaktif kısır yapar mı ?

Katılımın yüksek olduğu toplantıda, AK Parti Trabzon Milletvekili Adayı Ayşe Sula Köseoğlu ve AK Parti Kadın Kolları Başkanı Bahar Ayvazoğlu'da katıldı.

Triod hastalığına dikkat çeken Doç. İnan Anaforoğlu "25 Mayıs, 2007 yılından beri Dünya Tiroid Günü olarak kutlanıyor. 2008 yılından beri de 25 Mayısın olduğu hafta Tiroid Farkındalık Haftası olarak kullanılıyor. Burada amaç Tiroid hastalıkları çocuklardan yaşlılara varana kadar toplumda çok yaygın. Trioid hormonları bizim için çok önemli hormonlar vücudumuzun dengesini ayarlayan, metabolizmamızın dengesini düzenleyen hormonlar. Hastalıkları da bu nedenle çok önemli. Burada amaç Tiroid hastalığındaki farkındalığı arttırmak, mümkünse erken tanı, erken tedaviyi sağlayabilmek için insanları bu konuda bilinçlendirmek. Bizde bu vesile ile Tiroid hastalıkları ile ilgili genel bir bilgi vereceğiz" şeklinde konuştu. 

RADYASYON ÇOK ETKİLİ

Tiroid hastalığında radyasyonun çok etkili olduğunu belirten Anafaroğlu, "Bu yıl Çernobil’in 25. yılını andık, mesela Çernobil bölgesinde o senelerde yaşayan kişilerde o dönemde çocuk olanlarda yıllar içinde ve şuanda Tiroid Kanseri çok yaygın ve agresif gidiyor, kötü gidiyor. Tabi geçen yıllarda olan Fukuşimada da olanlarda da biz bunu bekliyoruz. İnşallah olmaz. Ama radyasyonun tiroid kanseri üzerindeki etkisi net olarak ortaya konulmuş. Tabi fazla ışın almak, baş ve boyundan radyoterapi alan, ışın tedavisi alan hastalarda da risk var. Röntgen teknisyenleri çekim yaparken boynunu korumuyorsa risk var. Ama diş için akciğer için ya da mamografi filmleri böyle bir risk taşımıyor bunu da bilmek lazım" şeklinde bilgiler verdi.

Tiroid hastalarına nasıl tanı koyulduğunu belirten ve Tiroid kanserine de değinen Doç. Dr. İnan Anaforoğlu," Biyopsi ile tanı koyuyoruz ya da tesadüfen de rastlayabiliyoruz. Bu durumda da yüz nodülden beşinde kanser teşhis ediliyor" dedi. 



RADYOAKTİF TEDAVİSİ ASLA KISIRLIK YAPMAZ

Radyo aktif tedavi ile ilgili yanlış bilinen bilgileri düzetmek adına da bilgi veren Anaforoğlu, "Radyoaktif tedavilerle ilgili de çeşitli efsaneler var halkımızın arasında. Onlarla ilgili bilgi vermek istiyorum. Evet ilk 24 ve 36 saatleri arasında izole bir şekilde bir odada yalnız kalmanız gerekiyor. Verilen ilacı vucudunuzun atması ve etrafınızdakilere zarar vermemek için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. İlk günlerde özellikle ağızda kötü tad olabilir bunlara karşı çeşitli tedbirler var. Limon yedirebilir, sakız çiğnetebilirsiniz tükürük bezinin çalışması için.

Kesinlikle gebelerde ve emziren annelerde kullanmıyoruz. Yanına da yaklaştırmıyoruz. Tİroid kanseri hastaları evlenebilir, çocuk doğurabilir, gebe kalabilir, emzirebilir ama tabi belli bir atom tedavisi aldıysa belli bir süre gerekebilir bu genellikle 6 ay ile 12 ay olabiliyor daha sonrasında hayatlarına normal bir şekilde devam ediyor bu kişiler. Asla kısırlık yapmaz Radyoaktif İyot Tedavisi. Bu da böyle halk arasında efsane gibi bir mit gibi anlatıldığını biliyoruz. Bize de hastalarımız bazen bunu soruyorlar. Bu konuda genç bir birey alması gerekiyorsa alabilir" şeklinde konuştu.

Aynı zamanda gebelerde Trabzon Merkezde yaklaşık 1000 kişide yapılan iyot eksikliği ve kullanımı hakında bir araştırmada, İyodun gebelikteki önemini bilen gebe sayısı yüzde yirmilerde olduğunu belirten Doç. Dr. İnan Anaforoğlu, "Gebelikte İyodun ne kadar önemli olduğunu bilen gebe sayısı %28, iyotlu tuz kullanım oranı bilmeden de olasa oldukça yüksek bu sevindirici, ama uygun şekilde işte kuru, kapalı şekilde, ışıktan, nemden uzak ve yemeklere pişikten sonra kullanım sayısı düşük oldu. İyotun hamilelikte çok önemli olduğunu ve eksikliğinde zeka geriliğine neden olacak kadar etkili birşey ve bunu bilmemiz, bilerek tüketmemiz gerekiyor" şeklinde konferansa son verdi.