İşeme ya da işemeyi durdurma yeteneği genellikle 2-3 yaşlarında kazanıldığını belirten Dr. Öztürk, "İşeme eğitimi hastanın bozuk olan işeme paterninin düzeltilmesi ve daha da önemlisi idrar kesesinin düşük basınçlı idrar depolaması ve boşaltmasına yöneliktir. İşeme bozukluğu sonucu çocukta, gece-gündüz idrar kaçırma, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, vezikoüreteral reflü (idrar kesesinden böbreğe idrar geri kaçışı) gelişebilir. Hatta daha da önemlisi böbrek yetmezliğine kadar giden durumlar olabilmektedir. Bu da tedavide işeme eğitiminin önemini ortaya koyar. İstemli olarak işeme ya da işemeyi durdurma yeteneği genellikle 2-3 yaşlarında kazanılır. Dördüncü yaşla birlikte çocukların büyük çoğunluğu erişkin tipte işeme şekli geliştirmişlerdir. Çocuklarda tuvalet eğitimi genellikle önce gece sonra gündüz dışkı kontrolü, daha sonra gündüz idrar ve son olarak da gece idrcar kontrolü sırasıyla sağlanır. Tuvalet eğitimine başlamadan önce çocuğun, tuvalet, çiş-kaka yapma, lazımlık gibi kavramları anlamış hatta bu sözcükleri kullanır hale gelmiş olması gereklidir. Bezlenen çocukta, çocuğa bez değiştirme sırasında çişini daha önce söylerse tuvalete gideceği ve altının ıslak kalmayacağı anlatılmalı. Çocuklar altlarının ıslak kalmasından kesinlikle rahatsızdırlar ve tavsiyenize uyabilirler. Bu anlatımlar sırasında azarlayıcı ve cezalandırıcı olunmamalıdır" dedi.

"ÇOCUKLAR İSTERLERSE ÇOK UZUN SÜRE İDRARLARINI TUTABİLİRLER"

Çocuk, kendi çişini söylediğinde mutlaka ödüllendirilimesi gerektiğini kaydeden Dr. Öztürk, çocukların isterlerse çok uzun süre idrarlarını tutabileceklerine dikkat çekti. Öztürk "Çocuklar, kendi çişini söylediğinde ödüllendirilmelidir. Çocuklar isterlerse çok uzun süre idrarlarını tutabilirler. Hatta pek çok çocuk, okulda tuvalet yapmayıp, eve gelene kadar tutabilmektedir. Çocuklar tuvaletini bekletip, yerde kıvranma, genitalleriyle oynama, orasını burasını çekiştirme, çömelme hareketleri yapabilirler. Bu durumları fark edip çocuğu altını ıslatmadan tuvalete tutmak faydalı olabilir. Hatta çocuk kendi gitmiyorsa belirli aralıklarla tuvalete götürülmesi gerekir. Çocuk 2-3 saatte bir tuvalete gitmeye özendirilmelidir. Çocuğun tuvalette hemen idrarını yapıp kalkması yerine tuvalette bir süre kalması daha uygundur. Çocuklar eğer alturka tuvaletlerde rahat edemiyorlar ve tuvaleti çabuk terk ediyorlarsa alafranga tuvalet imkanı sağlanmalı, hiç olmazsa lazımlık kullanılmalıdır" diye konuştu.

"Tuvalette kalmayı özendirmek için çocuğu tuvalette meşgul etmek de yararlıdır" diyen Öztürk "Yaşa göre kitap, oyuncak gibi gereçlere izin verilebilir. Ailelere ve çocuklara, çocuğun idrarını yaparken ıknmaması, idrar tutma kaslarını gevşetmesi önerilir (Bu sayede düşük mesane basıncı sağlanır). Kabızlık işeme bozukluğuna eşlik eden diğer önemli yakınma olabilir. Kabızlığın giderilmesi gereklidir. Bazı çocuklarda sadece kabızlık önlenilerek işeme bozukluğu tedavisi sağlanabilmektedir. Bu amaçla çocuklar günde iki kez düzenli olarak tuvalete oturtulmalıdır. Besinlerinde yüksek oranda lifli gıda almaları sağlanmalı, su içmeleri desteklenmelidir. Sonuçta sürekli idrar tutma alışkanlığı, idrarın altına kaçırılması ya da tuvalete son anda yetişilmesi gibi durumlara sebep olabilmektedir. 'Sistit' denilen idrar torbası iltahaplanmasına yol açabilmektedir. Yoğun şekilde çalışan erişkinlerin de işemeyi ertelememeleri gerekir. Çocuklarına da aynı şekilde dikkat etmeleri gerekir. Tuvalet eğitimine rağmen 3,5-4 yaşına kadar önemli bir başarı sağlanamazsa, zaman zaman düzelmelere rağmen idrar kaçırma sürüyorsa ve idrar yolu enfeksiyonu da gelişiyorsa uzman hekime başvurulması tavsiye edilir" şeklinde konuştu.