İbrahim Bey’in başkanlık sürecine destek verdim. Çünkü, sokağın adamıydı. O’na destek olan bazı çıkarcı gruplar gibi değildi düşüncem. Dünde bugün de yarın da, Trabzonspor’a bakış açım “Sokağın sesinin” yönetime sahip olması yönündeydi.
 
 
Hacıosmanoğlu bu anlamda; safa/temiz/duygusal/delikanlı/yiğit/anti politik bir görüntü çiziyordu.

Halk adamı, sokak çocuğu, mahallenin ağabeysi ve de egosuz biriydi.

Söylemleri, delikanlı duruşu cezbediciydi.

Sandık ittifaklarını görüntüde çıkar değil sevda uğruna yaptığını hissettiriyordu.

O nedenle, destek verdik.

Desteğimizi de taaa, TFF seçimlerine kadar sürdürdük.

Yakın markaj ile çalıştırılmadığına şahit olduk. Çıkar odaklarına dik duruşunu bizzat gördük.

Ama hey hat.

Güç ve dengeler(!) O’na da yolunu şaşırttı.

İlkeler kalmadı. Camia hassasiyetleri de. Böldü, parçaladı. En büyük  yürek sızıntısını, Sadri Şener’in Trabzon adliyesinde hakim karşısındaki halini görünce hissettim. Sonra soğudum. Sessiz kaldım.

Ama TTF seçimlerindeki ilkesizlik artık canıma tak etti.

Çek git Hacıosmanoğlu.

Devrin kapandı.

Sokaktan geldin ama sokağa sırt döndün.

Bir vesayet yıktın, başka bir vesayet kurdun. Bir diktatörlüğü baş kaldırdın, diktatör oldun.

Umudum o ki, sokak seni değil ama Trabzonspor’u hizaya sokacak.

Karizması meğer bir “Telefonmuş”

Trabzonspor başkanı ağır olacak.

Sözünün eri de. İlkeleri ile taktir edilecek.

Bakışları ile dostu sarmalayacak, düşmanı korkutacak.

Trabzonspor başkanı karizmasını çizdirmeyecek. Kendisi ile çelişmeyecek. Geçmiş yönetim anlayışlarına getirdiği eleştirilerin benzerini yapmayacak.

Hacıosmanoğlu bunların hiç birini hayata geçiremedi.

Bekledik, sabrettik, düzelecek dedik; ıııhh olmadı.

Çıkar ilişkileri kesilenlerin korosuna katılmadım. Yine bir müddet daha izleyelim. Şans verelim diye opsiyon tanıdık.

Ama nafile, hep duvara tosladı. Hep hata yaptı.

Önceki gün, bu gazete bu köşede beni telefonla arayarak TFF’nin önceki dönem iki yöneticisi Mustafa Beyazlı ve Taylan Önen’in şike sürecinde Trabzonspor’un yanında olmadığını iddia etti. Bende yazdım.

Ertesi gün tekrar aradı.

Söze şöyle girdi.

“Ali Savaş ben mi seni aradım sen mi beni aradın. Ben hiçbir gazeteciyi aramam. Sen aradın konuştum…”

Şaşırdım. Dondum.

Bir başkan, karizmasını telefon arama ile özdeşleştirirse, iş burada bitmiştir.

Eyyyy başkan.

Karizmanı, dön geriye bak, aldığın dik duruşlarda nasıl eğilip bükülerek çizdirdiğini mi hatırlatalım?

Bir gazeteci aranır, arar, aranabilir.

Mesele, gazetecinin ne yazdığıdır. Mesajına doğru verip vermediğidir.

Vah başkan vah.

Üç gün üst üste seni aradım. Cevap vermedin. Telefonlarıma çıkmadın. Sonra ben de aramadım. Aradan 3 gün geçti beni aradın, TFF ile ilgili aldığın pozisyonu anlattın. Yazıma beni aradığını belirterek başladım diye, köpürdün.

Bu ruh halini, sahur mahmurluğuna veriyor, bundan sonra Trabzonspor’la değil senle olan bütün arkadaşlık ilişkilerimi rafa kaldırıyorum.

Taylan Üner diyor ki!
Hacıosmanoğlu’nun iddiası o ki, Mustafa Beyazlı ile Taylan Ünen, TFF’de şike süresince FİFA ve UEFA yazışmalarını, Trabzonspor’dan gizlediler. Hem de bilerek.
Bu iddiayı Pazartesi günü bu köşede yazdım. Olay gündeme bomba gibi düştü. Dün, Taylan Ünen aradı. İddiayı yalanladı. Hacıosmanoğlu’na açık çağrıda bulundu.
Dedi ki;
“Hangi yazıyı, ne zaman gizlemişiz. Çıksın ortaya açıklasın. Benim, süreçle ilgili koyduğum bütün tepkiler kulüpte de var. Muhalefet şerhlerimin bütün yazılarını bilgi olarak da kulübe göndermişim. Şike sürecini takip eden Hukuk Kurulu’nun istediği her bilgiyi anında kendilerine iletmişim. Kaldı ki, FİFA ve UEFA’nın süreçle ilgili bütün yazıları bilgi olarak kulübe de gelir”

Üner bir başka detay bilgiyi daha şöyle verdi;

“Musampa'nın 800 bin Euro'luk parasının ödenmemesi nedeniyle, Trabzonspor'un Avrupa kupalarından alması gereken 12 milyon Euro dolayındaki hak edişlerine el konuluyordu, Bu olayı en iyi bilenlerden biri de Abdi Serdar Üstünsalih'tir.Bu konuyu bizzat ben hallettim”
Şimdi iddia sahibi Hacıosmanoğlu, Ünen’in bu söylediklerine ya cevap vermeli. Ya da iddialarını artık ispat etmeli. Belgeli bilgili.
Başkan, her konuda olduğu gibi bu konuda konuşmasın, icraatını göstersin.

ZAYTUNG
TÜBİTAK, Oruç Tutan Robot Geliştirdiğini Açıkladı...