Ensarioğlu, Diyarakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nce Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen ''Anadili Politikaları'' adlı toplantıda, anadil konusunun önümüzdeki sürecin en çok tartışılacak, konuşulacak konusu olduğunu belirtti.

Kürt sorununun çözümünde ve yeni anayasa çalışmasında en önemli meselenin anadil konusu olduğunu kaydeden Ensarioğlu, bugüne kadar Kürt sorunu denilince akla, etnik bir kimliğin inkarı geldiğini, bugün ise ulus devletin 80 yıl sonra bu inkardan vazgeçtiğini ifade etti.

Bugün Kürtlerin demokratik haklarının tartışıldığını, bir ulusun ulus olmasının en önemli şartlarından birinin dil olduğunu anlatan Ensarioğlu, resmi ve eğitim dili olmayan dillerin yaşatılmasının çok zor olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet'ten önce çok kültürlü bir yapının bulunduğunu, bu yapı içerisinde Kürtlerin de kendi dillerinde eğitim yapabildiğini aktaran Ensarioğlu, Cumhuriyet'ten sonra da belli bir süre bölgede medrese kültürü sayesinde Kürtçe ve Zazaca eğitim yapıldığını, ancak bugün bölgede medreselerin kalmadığını söyledi.

Dünya globalleştiği için gelinen noktada dili korumanın çok zor olduğunu ifade eden Ensarioğlu, şöyle konuştu:

''Eğitim dili, devlettin müdahalesi olmazsa Kürtçe yaşatılamaz. Çocuklarımızın adı Kürtçe, ancak Kürtçe ve Zazaca bilmiyorlar. Bilinç gelişti, ancak dilleri yok. Son 5 yıldan bu yana Kürtlerin anadilde eğitim konusundaki talepleri ortaklaştı. Bunu Türkiye kamuoyununa çok iyi anlatmak lazım. Siyasilerin de çok iyi izah etmesi gerekiyor. Anadil eğitimi bir haktır. Demokratik ve insani bir haktır. Kürtler bunu talep ediyor. Kürtler, anadil taleplerini hiçbir şekilde pazarlık meselesi yapmayacak, anadil taleplerinden hiçbir şekilde vazgeçmeyecek. Bunun güçlü bir şekilde bilinmesi gerekiyor. Ben de dahil olmak üzere Kürtler anadili bir hak olarak görüyor, talep ediyorum ve vazgeçmeyeceğimiz bir hak olarak tanımlıyoruz. İstanbul'da Rum, Ermeni okulu var. Bunlar milli eğitimin okulları. Bu dillerde eğitim veriliyor. Bunların dışında İngilizce ve Fransızca eğitim veren okullar da bulunuyor. Sadece mesele Kürtlere gelince, sırf 'siz azınlık değilsiniz' deniliyor. Azınlık değilim, ama azınlık hakkı da bana tanınmıyor. Bu nasıl birşey. Eğer çoğunluksam, eşit yurttaşsam eşitlik hukukun uygulanması gerekiyor.''

Ensarioğlu, bu konunun önümüzdeki günlerde daha çok konuşulması gerektiğini, düne kadar Kürtçe kursların olmasına dahi tahammül edilemediğini, bugün kurslar açıldığını, düne kadar belki kendi partisinin zihninde seçmeli dersin bulunmadığını ama bugün Kürtçe seçmeli ders verildiğini dile getirdi.

Seçmeli dersin devlet açısından bir dönüm noktası olduğunu aktaran Ensarioğlu, ''Yeterli midir, yeterli de değildir. Talep de bu değildir. Ama en azından geçiş süreci için bunlara değer biçmek lazım. Eğitimin altyapısını oluşturacak unsurlardır. Türkiye anadilde eğitimi kabul ediyorum, geçeceğim dediği zaman bunun 5 yıldan önce altyapısını oluşturamaz. Önemli olan bunun doğru zeminde tartışabilmek. Anadilde eğitim bir haktır, bu hak mutlaka tanınmalıdır. Kürtler bu haktan vazgeçmezler, ödün vermezler. Bunun bilinmesi gerekiyor'' diye konuştu.

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da anadilde eğitim konusunun siyasallaştığını, farklı partilerden milletvekilleri ile bir araya geldikleri zaman benzer şeyleri düşündüklerini, ancak bunu partilerin politikasına yansıtamadıklarını söyledi.

Daha sonra Ensarioğlu ve Tan, izleyicilerin sorularını yanıtladı.