Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, milletvekilliğinin kutsal bir görev olduğunu belirterek, “Benim de hayalimde, idealimde milletvekilliği var. Bize görev verildiği takdirde seve seve yapacağımı da ifade etmek isterim" dedi.

BALTA ÖZETLE ŞUNLARI SÖYLEDİ:

"İl Genel Meclisi parlamento gibiydi. Orayı siyasetin okulu gibi görüyorum. Hizmet etme araçlarından en önemlilerinden bir tanesidir. Siyaseti öğreniyor, vatandaşla devlet arasında köprü oluyorsunuz. Trabzon'a farklı farklı hizmetleri getirdik ve bu bize çok önemli bir alt yapı oluşturdu. İşlerin nasıl yürüdüğünü ve süreci öğrendik. En önemlisi demokratik kültürü öğrendik. Farklı siyasi görüşün temsilcileri ile aynı çatı altında buluşmanın bir zenginlik olduğunu gördük.”

GERİLİM DİLİ KULLANMADIK

“O günlerde İl Genel Meclisi’nden il başkanlığına gelmek çok zordu ve belediye bizim partimizde değildi. Amacımız belediyeyi kazanmak ve başarılı olmaktı, o günler zor günlerdi. Partimize kapatma davası açılmış, yeni bir ekip kurulmuştu. 

Tüm bu zorluklara rağmen mücadele verdik. Toplumun bakış açısı da, makam mevki yükseldi mi, bir telefon açması yeterli, çünkü sizi çözümün merkezi olarak görüyor. Her an her şey size sorulabilir, her alanda hazırlıklı olmanız gerekir. Şükür olsun ki biz verilen emanetin hakkını vermek için gece gündüz çalıştık.

Elbette daha da başarılı olunabilirdi fakat o süreçte bu kadar olunabildi. Biz gerilim dilini hiç bir zaman kullanmadık Trabzon'da, bunlardan siyasi prim bile sağlayabilirdik fakat insanın kişiliğini rencide edecek hiç bir söylemi kullanmadık. Neden, çünkü geçmişten ders aldık biz. Siyasi görüş farklılıklarının bir kavga aracı olmadığını hizmet aracı olduğunu ifade ettik. Bizim gönül birlikteliğimiz var ve etrafımıza örnek olacak davranışlar sergiledik. Ötekileştirmeden yaklaşmak ve insanları dinlemek lazım... Biz böyle yol aldık. Eğer bir siyasi parti her seçimde oylarını arttırıyorsa bu ideolojik düşüncenin değil, insana ayrım yapmadan insana gösterilen değerin eseridir.”

LİSE SONDA AYAĞIMA AYAKKABI GİYİNDİM

"Lise sonda ayağına ayakkabı giyinen bir insanım. Kara lastikli bir Muhammet Balta, Bakan Yardımcılığı görevine kadar gelmişse elbette Muhammet Balta'nın bir çalışması, emeği vardır bunda. Bu emeğin karşılığını almak demek köylü kentli ayrımı yapılmadığını gösterir. Çalışan nerde olursa olsun mücadele eden kişi karşılığını alıyor ve bu ülkenin mimarları oluyor.

2009-2010 arası boşta kaldım ve kendi işime döndüm. Bu iki yıl siyasetten uzak kalmak çok şey öğretti bana. Hayata tutunmanın faktörleri var. İnsan sağlığını, parasını, makamını kaybedebilir. Fakat tüm bunları kazanabilme azmi olmalı. Bunların temelinde çok genç yaşta babamızı kaybedip yetim büyümemiz de etkili oldu. Çok genç yaşta hayat mücadelesi vermeye başladık."

HAYALİMDE MİLLETVEKİLLİĞİ VAR

"Milletvekilliği çok kutsal bir görev, herkesin hayalinde vardır ve olması da lazım. Kime sorsanız, milletvekilliği heyecanlandırır. TBMM çatısı altında görev yapmak çok önemli bir şeydir. O kutsal yapının altında herkes olmak ister. Bazı şeyler nasip kısmet meselesidir. Biz bize verilen görevi en iyi şeklide yapmaya çalışıyoruz. Lafı farklı yerlerde dolandırmaya gerek yok.

Benim de hayalimde, idealimde bu görevler var. Ben de o kutsal çatı altında Trabzon'umuza hizmet etmek isterim. Ama tabi bu sadece bizim isteğimizle olmuyor. Önce Allah nasip edecek, sonra insan hazır olduğunu hissedecek. Ben kendimi hazır hissediyorum. Fakat burada Trabzon insanın ve Genel Merkez iradesinin de bunu istemesi gerekiyor. Bize görev verildiği takdirde seve seve yapacağımı da ifade etmek isterim."

BAKAN TRABZON DÜŞMANI DEĞİL

"Bakan değişikliğinden sonra Trabzonlu bürokratların kıyıma uğradığı iddiaları doğru değil. Bazı bürokratlarda değişiklikler oldu ama yerlerine gelen Trabzonlular da var. Şimdi yerel basında, 'Bakan Yardımcısı ne yapıyor' diye haberler çıkıyor. Sonuçta ben bir Bakan ile çalışıyorum. Biz görüşümüzü söyleriz son kararı Bakan Bey verir. Mesela Alo 181'in kapanıp kapanmayacağı mevzu oldu.

Sayın Bakanımıza anlattım ve bizlere hak verdi, Alo 181'in kapanması ortadan kalktı. Bakan Güllüce’nin Trabzon düşmanı olduğu ve bu algının Trabzon'a yayılması yanlış. Faruk Özak, Mustafa Demir, Koray Aydın ve Erdoğan Bayraktar bakanlarımızın olduğu yerde tabi ki Trabzonlular fazla olacaktı. Burada da hangi Bakan yenilemeye kalksa Trabzon'la ilişkilendirilecekti. Yani bu söylenti otomatik olarak çıkacaktı.”

ÖZAK, ÖNEMLİ BİR İSİMDİR

"Trabzon'da sorumluluk sahibi insanların toplumu gerecek söylemlerden uzak olması gerekir. Birliğimizi beraberliğimizi bozacak dili kimse kullanmamalı. Hele ki Trabzonspor gibi topluma mal olmuş bir kulübün yetkililerinin asla kullanmaması gerekiyor. Ne Faruk Özak'ı, ne Eyüp Aşık'ı ne de Koray Aydın'ı, daha birçok isim sayılabilir ve bu isimleri rencide edici dil kullanmak hem onlara hem Trabzon'a haksızlık olur. Faruk Özak'ı siyasi olarak eleştirebilirsiniz fakat bu takımda taş üstüne taş koyan bir isimdir ve emeği vardır. Ona karşı düşmanca tavırların alınmasını doğru bulmam. Böyle insanları eleştirirken daha dikkatli olmak lazım ve gerilim dilinden uzak olmak gerekir."

Kaynak : Karadeniz'in Sesi - Meryem Akgün