Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Star TV - NTV ekranlarında canlı olarak yayınlanan 'Başbakakan Erdoğanla Özel' programında gazetecilerin sorularını yanıtladı...

İşte Başbakakan Erdoğan'a yöneltilen sorular ve Erdoğan'ın açıklamaları;

Erhan Ertük: Sayın Başbakan isterseniz terör meselesiyle başlayalım, Oslo görüşmeleri devam edebilir ya da Öcalan'la görüşülebilir dedniz. Bu siyasi açıdan risk teşkil edebilir mi, muhattap kim olacak terör görüşmelerinde?

Başbakan Erdoğan: Öncelikle şu an kamuoyu araştırmalarında terör sorunu öncelikli sorun olarak önümüze çıkıyor. Siyaseten bu riski almak eğer bu işte kararlılığınız varsa, hayatın bir risk olduğunu görerek yola çıktığımızı belirtmek isterim. Sizlerinde ifade ettiği gibi bir çok enstürümanlar var bunları siz bir risk olarak görecek ve bunlara katlanacaksınız. Bizi eleştirenler olabilir, geçmişte çok farklı s. bişkin kurumlar bu konuda 'sakın ha, bu alana girmeyin yanlış olur' demişlerdir ama bu şekilde yaklaşanlar aslında bu işi yapmışlardır. Ben bir Başbakan olarak kendi arkadaşlarımı Emre Taner'i Oslo'ya gönderdim daha sonra Hakan Bey döneminde de bu adımları İmralı'da da Oslo'da da attık. Bu adımları biz yine İmralı içinde Oslo için de yaparız.

Bugün Milli İstihbarat Teşkilatı dünyanın diğer istihbarat teşkilatları ile görüşür, böyle bir sıkıntı içinde olan teşkilat burada kiminle görüş alışverişi içinde olacaksa bunu yapar. Bu zaman zaman örgütün değişik ayakları olabilir zaman zamanda bu s. bişkin olayları yaşamış ülkelerin istihbarat teşkilatları olabilir. Böyle bir adım atılması gerekirse bu adımı atabilir, bu konuda bizim bir ön kabulümüz atmaması istikametinde yoktur. Bu adımı yeri geldiğinde atarız.

Nermin Yurteri: Daha sonra size Oslo'da masadan neden kalkıldığı sorulduğunda 'samimiyetsiz bulduk' dediniz. Biraz daha açarmısınız neydi o samimiyetsizlik?

Başbakan Erdoğan: Halkımız Habur'u aslında diğer muhalefetin değerlendirdiği gibi değerlendirmedi bunun içindir ki yüzde 50 bize oy verdi, biz burada samimiydik çünkü. Aynı şekilde Oslo ile ilgili süreçte böyleydi fakat o süreçte olay şuydu samimiyetsiz dediğim, burada görüşmeler olmuştur daha sonra bu görüşmelerin belli medya gruplarına servis edildiğini gördüm. Bu görüşmeleri belge diye servis etmek en önemli yanlıştı, bu bir belge değildir, belge olması için bunun altına tarafların imza koyması lazım. Burada bir çok başlıklar varki bunlar eksik, görüşülmemiş şeyler görüşülmüş diye vermiş. Bunlar uygulamaya girecek diye de altında bir taahhüt yok ama burada benim onadığım veya ilgili birimlerimizin onadığı birşey yok. Bunu birileri STAR almıştır hemen değerlendirme sürecine girmiştir, yargı bunu değerlendirme sürecine girmiştir nereden alarak? Medyadan alarak, medya burada samimi davranmış mıdır? Samimi davranmamıştır, böyle bir sürece medyanın direk olarak atlaması ülkenin geleceği için iyi olmamıştır.

Burada benim müsteşarımla ilgili atılan adımın arkasında ben vardım, arkadaşımı gönderen benim. Bir istihbaratla ilgili müsteşar bir başkanında, Başbakanın da en yakın mesai arkadaşıdır. Bu arkadaşımızı oraya getiren benim, o göreve de gönderen benim bunları ben yapmışken o zaman beni hesaba çekin neden onun üzerinden birşeyler yapmaya çalışıyorsunuz. İkincisi burada yargının attığı adımları ben doğru bulmadım.

Mehmet Barlas: Sayın Başbakan görüşmeler Oslo'da yapılıyor, yabancı bir ülkede gerçekleşen gizli toplantıdan belge sızması sadece o STAR toplantıdakilerin işi olmayabilir. Norveç istihbaratının işi olabilir, yabancı dış güçte o konuşmaları dinleyip, o belgeleri sızdırmış olabilir dediler. Hiç bu araştırıldı mı?

Başbakan Erdoğan: Bizim araştırmalarımızda tam tersi çıkıyor, ev sahipliğini yapanlar tarafından böyle birşeyin yapıldığını hissettiğimiz andan itibaren zaten oralarda bir daha bu tür toplantıları arkadaşlarımızın yapmaları mümkün değil.

Nazlı Öztarhan: 30 binin üzerinde şehit verdik. Bu noktada terör örgütü lideriyle görüşülmesini ne kadar doğru buluyorsunuz, bu görüşmelerde herhangi bir şekilde özerklik sözü verildi mi? Öcalan'a ev hapsi gündeme gelebilir mi?

Başbakan Erdoğan: Somutluk anlamında bizim iktidarımız en güçlü adımları atmıştır, hangi iktidarlar döneminde ne kadar şehidimiz var bunları rakamlarla verdik. Operasyonlara baktığımız s. bişkin zaman en düşük dönem bizim dönemimizdir. Zirve yaptığı dönemler varki CHP'nin de iktidarı olduğu dönemdir. Şehit sayılarına baktığımız zaman oralarda yine zirve yaptığını görüyoruz. Bölge çok farklı bir bölge ve o bölgede yerleşim alanları itibariyle özellikle Hakkari, Şırnak olsun oradaki mücadeleyi verdikleri alanlar farklı alanlar.

"TERÖR ÖRGÜTÜ ALAN HAKİMİYETİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYOR"

Terör örgütü artık bireysel davranıştan öte alan hakimiyeti sağlamaya çalışıyor. Çözüm noktasında bakıyorsunuz bazı bölücü terör örgütüyle berabermiş gibi davranan ve açıklama yapanlar var ne diyorlar? 'Silahlar sussun' silahların susması çözüm değil ki, s. bişkin silahın bırakılması bir çözümdür eğer bölücü örgüt silahı bırakacaksa bizlerde iktidar olarak bu operasyonları minimize ederiz ama askerinde polisinde silahı bırakması gibi birşey söz konusu olamaz. Bizim arkadaşlarımız İmralı'ya, Oslo'ya gitmişse bunlar çözüm için atılmış adımlardır.

"ARTIK BDP İLE MÜZAKERE NOKTASINDA DEĞİLİM"

Bu ara gerek ana muhalefetin genel başkanı gerekse diğer uzantılar bazı şeyler söylüyor 'çözüm için biraraya gelelim' diyorlar. Biz çözüm için zaten hiç birzaman kaçmadık ki? Terör ile kim iç içe bu önemli, terörle iç içe olanla ben neyi konuşacağım? Ben terör örgütüyle mücadele, siyasi uzantılarıyla müzakere dedim. Şimdi aynı yerde nasıl olayım ben bakıyorsunuz bunların milletvekilleri teröristlerle kucaklaşıyor sonra 'gelin müzakere yapın' diyorlar. Nasıl olacakta ben teröristle yanak yanağa olan bir eş başkanla konuşacağım? Ben bunlarla konuştuğum zaman şehit anneleri onlarla masada beni gördüğü zaman ne der? Kusura bakmayın ben birtane şehit annesinin gözyaşını bunların hiç birine değişemem. Bunlar dürüst olsalardı biz müzakere yapardık, artık siyasi uzantılarla müzakere noktasında değilim.

"PARTİ KAPATILMASINA KARŞIYIM"

Ben parti kapatılmasına karşıyım, biz partilerin kesinlikle kapatılmasına karşıyız suç işleyen kimse bedelini o ödesin diyoruz.

Mehmet Barlas: Önümüzde 3 tane seçim var, yerel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler. Seçim dönemlerinde radikal icraatta yapılmaz, üretilmez de. Her atılan adım çünkü yanlışsa seçmen kaçırır. Obama'dan bugün görüyoruz bunu, yerel seçimler geliyor çok önemli, arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimi arkasından genel seçim. PKK ile Oslo tarzı bir görüşme olursa bu size oy kaybettirir, bu çözümler sonraya ertelenmeli gibi beklentiler daha doğru olmaz mı?

Başbakan Erdoğan: Ne gerekiyorsa ben onu söylerim, mesela herhangi bir söylem şu anda neyi kastederek söylüyorsunuz bilemem ama öyle söylemlerim vardır ki bunu bazıları milliyetçi söylem olarak ifade etmiştir. Doğru bir olay varsa oturur karar alırız, eğer doğru kararsa kayıp getireceğini düşünmeden adımlarımızı atarız. Habur olayında aynısı yaşandı, eğer terör örgütü yandaşları oraya gitmeseydi Habur farklı şekilde daha iyi olacaktı. Halkımız, milletimiz bizim samimiyetimizi gördü burada da biz ülkemizin menfaati neyse atarız orada popülist bir yaklaşımı kesinlikle benimsemeyiz.

Bu ara zamlar yaptık mesela, bize bazıları 'bu ara zam yapılır mı?' dediler. Biz battıktan sonra mı zamları yapacağız? Şurada İtalya, Yunanistan, İspanya ne durumda görüyorsunuz.

Nermin Yurteri: İçeride yada dışarıda bazı odaklar bu terör sorununu Tayyip Erdoğan'a çözdürmek istemiyor diye düşündünüz mü?

Başbakan Erdoğan: Olabilir, birinci derecede Batı bunu istemiyor. Açık söylüyorum Almanya, Fransa istemiyorlar ve bize yardımcı olmuyorlar tam aksine ülkelerinde teröristbaşlarına cirit attırıyorlar parasal kaynak orada çünkü. İskandinav ülkeleri bu işe kesinlikle yataklık yapıyorlar, suçluların iadesi diyoruz hani nerede? Bir taraftan AB'de kalkıp 'PKK terör örgütüdür' diyeceksiniz sonrada bunların bütün temsilcileri ülkenizde cirit atacak. Sonra belediye izniyle çadır kurup orada teröristbaşının resimleriyle para toplayacaklar. Esrar eroin kaçakçılığı, kara para aklama hepsi var bunların hepsini görüyoruz ve netice aldıramıyoruz.

Erhan Ertürk: Balyoz davasında gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başbakan Erdoğan: Konuyla ilgili olarak ben birinci mahkemenin geniş bir çalışma yaptığını biliyorum. Bizde bunu Adalet Bakanlığımız vasıtasıyla takip ettik fakat bu süreci gerek avukatlar, sanıklar olsun zaman zaman provoke ettiler. Mahkemeye gelmeyişler, yargı heyetini hakaretlerle tahrik etmeleri, bütün bunlara rağmen bu kadar zaman içinde bitmesini bile ben çok hızlı buluyorum.

Şu anda Anayasa'nın hükmü gereğince kararların doğru olup olmadığını söyleyemem. Tabii şimdi bir Yargıtay süreci var yani burası bir nihai sonuç değil, Yargıtay'ın vereceği karar nedir bunu bilemiyoruz. Yoksa orada kendi vereceği kararla birincil mahkemenin kararını onar mı bilinmiyor, bütün bu değerlendirmeler neticesinde biz hakkaniyete uygun bir kararın çıkmasını Yargıtay'dan bekleriz. Benim bu davada muvazzaf kadronun tutuksuz yargılanması temennimdi.

Nazlı Öztarhan: Sizi bir Başbakan olarak değil, Recep Tayyip Erdoğan, kardeş, abi, baba olarak soruyorum bu soruyu. Karar çıktığında bayılanlar, fenalaşanlar oldu bunu nasıl değerlendirdiniz?

ERDOĞAN İLK KEZ AÇIKLADI

Başbakan Erdoğan: Burada herkes görüşüm neyse iyi bilir, aynı konuda aileler ziyaretlerini yapacaklardır. Nasip olursa bu yeni dönemde ki pazar günü açıklayacağım budur içerideki mahkumlarla ilgili olarak bu süreç içerisinde belki buna tutukluyuda katacağız, görüşmelerde belli sürelerde eşler birbirleriyle diyelim ki 24 saat cezaevi içerisi değil, onun dışındaki belli yerlerde ihtiyaç neyse bu odada görüşecekler. İlk defa bu uygulamayı biz başlatacağız, buna aile görüşmesi olarak bir adım atacağız bu ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş insanlar için bile geçerli olacak.

Oradaki ağlamalar, anlık yaşanan tablolar doğaldır orada duyguların dışa vurmasıdır bunu o şekilde ben değerlendiriyorum.

Şimdi CD'leri dinliyorum şok oluyorum ki (Balyoz planlarını) YAŞ toplantılarında beraber olduğumuz bir arkadaş. Ben bunu CD'den sesinden dinlemesem inanın inanmayacağım. O zaman ilk defa bir sivil mahkemede böyle bir sürecin olması aslında Türk demokrasisi adına çok önemli yani burada Türkiye bir değişimi, dönüşümü demokrasi adına yaşıyor ve bundan dolayı şu anda aleyhte kampanya yürütenler var. Çünkü ortada bir vaka var nedir? Türkiye'de darbelerle bir yere gidilmesi değil artık halkın kazanması, milletin kazanması, demokrasinin kazanması çok önemli.

O zaman küresel sermaye ülkeye daha iyi gelecektir. Burada dikta varsa küresel sermaye gelmez, ama demokrasi varsa küresel sermaye buraya gelir.

Nermin Yurteli: Eğer sayın Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök bu girişimlerden haberdar ise neden görevden alınmadı bu kişiler diye soru işaretleri var?

Başbakan Erdoğan: Bu benim alanım değil, yargının alanı ve yargı bu paşalarımızı da dinledi. Ben 4 dönem görev yapan Hilmi paşamızla da iyi çalıştım, Yaşar paşayla da, İlker paşayla da ben sorunsuz şekilde çalıştım. Bu konularla ilgili bize düşen birşey söz konusu değil, görüşmeleri gerekenle zaten görüşmeleri yargı yaptı. Bundan sonra da süreç içerisinde çağıracakları olur mu, olmaz mı diye birşey yok.

Erhan Ertürk: Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun çalışması bittikten sonra ne çıkacak ortaya?

"27 NİSAN'I E-MUHTIRA OLARAK GÖRMÜYORUM"

Başbakan Erdoğan: Darbeleri Araştırma Komisyonu belki benide çağırabilir daha birşey yok. 27 Nisan'ı ben muhtıra olarak görmek istemiyorum bir yaptırımı yoktu onun. Sadece bir açıklama yapmışlardır, bildiri okumuşlardır ertesi gün hükümet anında gerekli değerlendirmeyi yaparak asıl muhtırayı hükümet yapmıştır.

Nazlı Öztarhan: CHP'nin desteklediği TSK'dan şuanda AK Parti'nin desteklediği TSK'ya geçildi deniliyor bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başbakan Erdoğan: Buna normalleşme olarak bakalım, silahlı kuvvetleri tanımım şudur 'peygamber ocağı' ben böyle değerlendirdim hep. Ben Mehmedime Mehmetçik olarak bakarken küçük Muhammed olarak değerlendirmiş o şekilde görmüşüzdür. Burada zaman s.bişkin içerisinde maalesef arzu edilmeyen bazı şeyler olmuş, ordumuzu yönetenlerin yaklaşımında bazı yanlışlar olmuş. Bu noktada ordu, millet nezdinde diyalog şimdi daha ileriye gidecektir. Şimdi böyle bir normalleşme sürecini ben görüyorum ve bu süreç ordumuzun gücünü daha da çok kuvvetlendirecektir.

Nermin Yurteli: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Wikileaks belgeleri üzerinden size söyledi sözler hakkında neler düşünüyorsunuz?

Başbakan Erdoğan: Bir kere ben sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan tazminat almaktan bıktım fakat o ödemekten bıkmadı. Bu olayda yargıya intikal edecek çünkü orada kullandığı bir kelime var 'hain' diyor. Hiç kimse bu ülkenin başbakanına 'hain' diyemez. Eline almışsın bir palavra Wikileaks diye buradan kalkıp Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına vuracaksınız. Benim Kayseri Belediye Başkanı'ma takıldı kaldı bakın Belediye Başkanım şimdi bol bol tazminat alıp orada halka sucuk dağıtıyor. Eğer siyaseti böyle başarbileceğini zannediyorsa bu millet bunları hiçbir zaman iktidar yapmaz. Millet AK Parti'nin ne denli doğru olduğunu, ne denli taviz vermediğini biliyor.

Mehmet Barlas: Sayın Başbakan'ın medyayla ilişkileri konusuna girmek istiyorum, size karşı haklı eleştiriler de var bunları da bir pakete alıp reddediyorsunuz fakat Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde trafik kapanınca Ulaştırma Bakanlığı devreye girdi, buda haklı bir eleştiriydi gelecek sene Boğaz Köprüsü de bakıma alınacak, ders alındı ve çalışmalar şimdiden başladı, her eleştiriyi ille de reddedip zaten bize karşı haksızlık yapılıyor demeden daha sakin bir üslup alsanız olmaz mı?

Başbakan Erdoğan: O dönemde zaten siz de gördünüz gazete ve televizyonların hepsi istisnasız saldırıya geçmişti. Burada yüklenici firmanın beceriksizliği olmuş olabilir, 2 ay belli bir bölgenin trafiği tıkanacaktı ve bu köprüde 2 ay gibi süre içerisinde buranın tamamiyle bu hale getirilmesi olayı kolay bir iş değil ve burada yeni bir uygulamaya girildi, Türkiye'nin bugüne kadar yapmamış olduğu bir uygulama. Daha uzun süreli dayanıklılık olsun diye bir adım atıldı ve farklı bir asvalt kullanıldı şimdi burada. Birinci köprüde şimdi bu yaşanmayacak, en uygun mevsim okulların tatil olduğu mevsimdi.

Şimdi HGS ile ilgili birşey başlatıyoruz ama diğerlerinde birikmiş geçiş imkanı olduğu için ondan dolayı heme ona geçiş yapmıyor kimse. Ben bugün Ulaştırma Bakanı'ma dedim ki 'kaçtane geçiş hakkı varsa buraya aktaramıyormuyuz' diye.

Erhan Ertürk: Pazar günü kongre var, yeni yönetim nasıl şekillenecek?

Başbakan Erdoğan: Benim bir hocamın çok güzel ifadesi vardı 'oğlum siyasette tekkeye derviş aramayacaksın, bu işi yapacak ehil insan arayacaksın' şimdi olaya böyle bakarsak doğru istikametteyiz. Şimdi göreceksiniz hem yine dinamik bir kadro ve yüzde 30'u aşağıda kalmayacak bayan arkadaşlarımız hem asılda hem yedekte olacaklar. Parti disiplin kurulunda yine aynı şekilde ve bu şekilde yenilenmiş, güçlü, temsil kabiliyeti olan bir kadroyu oluşturacağız. Ben merkezli değil, biz merkezli bir kadro, ortak akla değer veren bir kadro oluşturma gayretimiz var, MKYK'da değişiklik olacağı gibi MYK'da da değişikliğe gideceğiz. Tüzük gereği de 3 dönem kuralını çok daha açık net şekilde ortaya koyacağız.

Biz bir kongreye gidiyoruz ve bu kongre 3 yıllık demek ki 3 yıllık bir sürecimiz var, yerel seçimimiz var önümüzde bu seçimleri en iyi şekilde atlatarak önemli çalışmalarımızı devam ettirmeyi düşünüyoruz. Biz bu yerel seçimi erkene almamızın sebebi şöyle bir 4-5 ay çekmemiz sebebi mevsim koşulları, ikincisi de aynı yıl içinde iki seçim yapmayalım dedik. Bugünde Meclis'e MHP ile imzalayarak gönderdik kısa sürede oda çıkacak diye düşünüyoruz.

İMAM HATİP AÇIKLAMASI

Biz burada şunu söyledik İmam Hatip okuluna gitmeyenler teröristtir demedim ki. Buradan terörist çıkmadı diye mi kapattınız diyorum. Şu anda millette bir rahatlama oldu çünkü görüyor ki önümüz açıldı, çünkü katsayı denilen olay ortadan kalktı. Ben İmam Hatip mezunuyum, çocuklarım İmam Hatip mezunu ama ben bu ülkede çocuklarımı okutamadım, katsayı olayına takıldılar, kızlarım başörtüsünden dolayı gidemedi ve okul kapılarında okula sokulmayan kızlar vardı. İzmir'de geçen yaşanan olay, sınıfa sokmayan öğretmen mahkum edildi. Bu nasıl özgürlükçülük? Burada yazılı ve görsel medya o öğretim üyesine sahip çıkıyor, o yavrulara sahip çıkmıyor ama başka konularda bakıyorsunuz kıyametler kopuyor. Bu ayrımcılık olmasın bu ülkede.

Mehmet Barlas: Türkiye'de bir İslamafobi mi var acaba?

Başbakan Erdoğan: Tabii ki var, sadece Batı ülkelerinde değil bizim içimizde de var.

YARGIYI PARLAMENTO SEÇEBİLMELİ

Nazlı Öztarhan: Partide ve kabinede çok büyük değişiklikler olabilir mi?

Başbakan Erdoğan: Kabinede değişiklikler her zaman yapılır, bu aslında performanslara göre değerlendirilir ve bende sürekli bu şekilde değerlendirmeler yaparım. Şu anda bütün meşguliyetimiz kongre, kongreyi aşacağız bunun yanında da aynı şekilde biz birşey getirdik bu çok büyük değişiklikti. Bunun üzerinde medya durmadı biz şuanda sisteme oynuyoruz şuanda nasıl? Bakanlık yardımcısı sistemini getirdik, eğer milletim isterse Başkanlık sistemine de gidilir. Partiler arası bir mutabakat sağlanırsa bu olur, benim 3 önerim var bu konuda yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanlığı ve başkanlık sistemi olabilir. Bu şekilde bir sistem olduktan sonrada bence yargıyı parlemento seçebilmeli.

DOĞALGAZA YÜZDE 10-15 ARASINDA ZAM

Biz ekonomide mali disiplini bozmayı düşünmüyoruz. Şu anda dünyada sisli bir hava var. Ekim başında yüzde 10-15 oranında doğalgaza zam yapılacak. Ben yeni bir süreç başlattım, kamudan kamuya gayrimenkul satışları serbesttir ama özele satışları bizzat kurduğum bir ekiple takip altına aldım. Baktım rakamlar çok ucuz, basit. Burada önce ekspertifi bu ekip çıkartacak, eğer böyle bir rakamı verebiliyorsa girsin ihaleye alsınlar ama veremiyorsa kusura bakmasınlar. Bunlar cari açık konusunda bize artı katacak. Türkiye biliyorsunuz özellikle yeni plan süreci içerisinde de kalkınmış bir ülke olarak güzellikleri yakalamak durumunda.

Mehmet Barlas: Beşşar Esad bizim seçim süreci sonuna kadar dayanırsa ne yapacağız?

Başbakan Erdoğan: Gidicidir ama o zamanı belirlememiz mümkün değil fakat yakın zamanda gider, dayanamaz buna. Oradan tam aksine muhaliflerin yanına geçenler çok fazla.

Mehmet Barlas: Obama'nın duruşu sizi üzmüyor mu Suriye konusunda?

Başbakan Erdoğan: Obama'nın seçimi var ve bunu önemsiyorum ama asıl beni üzen burada Rusya oldu. Çin aynı şekilde, İran'ı ne anlamak nede anlatmak mümkün değil. İran'ın şuanda ölçüsü nedir ben bu ölçüyü anlamış değilim. Bu tablo karşısında halen Beşşar'ın yanında olmak, sarmaş dolaş olmak nedir, herhalde bunun hesabını tarihe veremezler.

Biz oradaki muhaliflere, lojistik destek veriyoruz. Fakat şuanda Suriye'nin farklı ülkelerde, farklı yerlerde silah noktasında destek veren şahıslarda var. Bizim en önemli desteğimiz kamplardır, bu kamplarda ki kardeşlerimizi misafir ediyoruz' diyerek konuşmasını sonlandırdı.