Ankara'dan bugün sabah saatlerinde Anadolu Jet'e ait tarifeli uçakla Trabzon'a gelen Bakan Yılmaz, havalimanındaki karşılamanın ardından Trabzon Valiliği'ne geçti. Burada Vali Dr. Recep Kızılcık tarafından kendisine brifing verilen Bakan Yılmaz, basın mensuplarının gündemle ilgili sorularını da cevaplandırdı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili bir soru üzerine Yılmaz, "Türkiye bir hukuk devleti ve hukuk devletinin birçok ilkeleri vardır ama bu ilkelerden en
önemlilerinden bir tanesi masumiyet karinesidir. Masumiyet karinesi; herkesi aksi mahkeme kararı ile ispat edilene kadar masum kabul etmek gerekir. Hukuk devleti içersinde bu süreci en kısa zamanda neticelendirmek Türkiye'nin lehinedir. Yapılan yorumların Türkiye'ye hiçbir katkı getirmeyeceğini düşünüyorum. Hukuk devletinin gereği olarak en kısa zamanda bunu sonuçlandırmak ve masumiyet karinesini de göz önüne alaraktan bir karara bağlanırsa bu Türkiye'nin lehine olur diye düşünüyorum" diye konuştu.
"Kendisi tutuklanmasaydı kaçar mıydı veya delilleri karartır mıydı?" sorusuna ise Bakan Yılmaz, "Bu kadar söylüyorum. Hukuk devleti içersindeyiz, herkes masumiyet karinesinden yararlanır. Bunun en kısa zamanda sonuçlandırılması Türkiye'nin lehine olur diye düşünüyorum" yanıtını verdi.
Uludere'de yaşanan olayları da değerlendiren Yılmaz, "Savcılık bu konuda zaten bir yasak koydu. Bununla ilgili olarak Genelkurmay Başkanımızın hem adli hem de yargısal soruşturması devam ediyor. Hem de İçişleri Bakanlığımızın valilik üzerinden soruşturması devam ediyor. Şırnak Savcılığı'nın da soruşturması devam ediyor. 4-5 yerden incelemeler var. Bu incelemeler sonrası inşallah sonuç ortaya çıkar. Burada kaybettiklerimiz bizim kardeşlerimiz. Bizim canımız yandı. Bizim genel ilkemiz şu; kendinize
yapılmasını istemediğiniz şeyi başkaları içinde talep etmeyin. Bunların arasında çocuklar var mıydı? Vardı. 12-13 yaşındaki çocuklar oyuna gider. Kaybettiklerimizin yakınlarına sabırlar diliyoruz. Peki bizim itirazımız ne? Bu ölümleri istismar edenleredir. Yoksa ailesi, annesi, babası ve kardeşleri bize ne söylerse hakları var. Biz şu gelenekten geliyoruz. Hazreti Ömer zamanında bir eve hırsız girer. Hazreti Ömer evine hırsız giren kişiye 'Bütün eşyalar alındığında hiç uyanmadınız mı? Cevap, 'Biz Ömer'in
uyanık olduğunu biliyorduk.' Dolayısıyla bu kültürden gelen millet, devletinden şunu bekler; kaçakçıyla teröristi ayrıt etmesini. Nerede? Ülke sınarlarımız içinde. Bu olay nerede oluyor? Ülke sınırlarımız dışında. Önce bunun altını çizelim. Vatandaşımız şunu da bekliyor, 'benim devletim o kadar büyük ki, ülke sınırları dışında da olsa terörist ile kaçakçıyı ayırt edebilmesi' gerekirdi. Bu beklenti var . Bizde diyoruz ki evet bununla ilgili araştırma, soruşturma yapılıyor. İnşallah hiçbir hakikat
gizlenmeden neticelenir, milletimize sunulur. Bunun sonunda hem idari hem de yargı denetimi bir netice ortaya çıkaracaktır" ifadelerini kullandı.
Bakan İsmet Yılmaz, Türkiye'nin sipariş verdiği yeni nesil F-35 uçakları ile ilgili olarak ise, "Bu çok teknik bir konu. İki tane F-35 sipariş verdik. F-35'ler gelecek nesillerin, gelecek yüzyılın uçağı, en ileri bir teknoloji. Silahlı kuvvetlerimizle bir değerlendirme yapmıştık. Bu uçaklara şimdi sahip olsak mı daha uygun olur yoksa daha sonra mı diye. Biliyorsunuz planlama olarak sayı daha fazla düşünülüyordu. Böyle bir rakamda sipariş verilmesinin hem silahlı kuvvetlerimiz için hem de bu teknolojiye
sahip olunması, aşina olunması adına faydalı olacağı düşünülmüştü. Böyle bir karar verilmiştir. Ben ülkemiz için faydalı olduğuna inanıyorum" dedi.
Açıklamaların ardından Bakan İsmet Yılmaz'a Vali Recep Kızılcık, ziyaretin anısına gümüş işlemeli telkari hediye etti.