TBMM'ye kadar taşınan bu olay hakkında Trabzon Milletvekili açıklamalarda bulundu. Koray Aydın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

"MHP Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman, basın özgürlüğüne yönelik bu tehdidi bir soru önergesiyle TBMM’ye taşıdı.


Türkiye günlerdir bekledi; olay büyük yankı uyandırır, hükümet ve AKP kanadından bir açıklama veya basın camiasından bir tepki gelir diye..

Ancak, beklentiler boşa çıktı. Hükümet, AKP ve yanlı basın konuyu dikkate almadı ve dikkate değer bulmadı.

Hükümet, AKP ve yanlı basını anladık. Peki gazeteciler cemiyeti ve diğer basın kuruluşları olaya neden hiçbir tepki göstermedi?

AKP’NİN AYAKLARI YERDEN KESİLDİ, AKLI BAŞINDAN UÇTU

12 Haziran seçimleriyle ayakları yerden kesilen, aklı başından uçan AKP’nin, “ipi kopmuş tespih gibi dağıldığını”, daha önce söylemiştim.

AKP’nin sözde Ustalık Dönemi’nde bu dengesiz, orantısız ve yakışıksız beyanlara, bu öfke patlamalarına daha çok tanık olacağız.

12 Haziran seçimlerinin ardından artık iyice “ne oldum delisi” olan AKP sözcülerinin böylesi açıklamaları benim için sürpriz olmadı.

Yinede, sorumlu bir siyasetçi olarak konuyu enine boyuna araştırmalarını çalışma arkadaşlarımdan rica ettim.

Ortaya çıkan tablo gerçekten şaşırtıcı ve bir o kadar da traji-komik bir durumdu.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ HEDEF ALMIŞTIR

Önce basından sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Arınç’ın basın özgürlüğünü hedef alan açıklamalarına bakalım:

“Bursa’mızda münteşir bir gazete kocaman böyle patlak gibi gözlerle başlık atmış bugün. İçinden geçeni yazmış.”

‘Başbakan kongreye gelmiyor’ demiş”

“Sen ne demek istiyorsun arkadaş? İçindekini böyle başlığa çıkarman ayıp oluyor Senin içinden geçeni ben biliyorum.”

“Çünkü sen eski günlerin özlemi içindesin. Sen istiyorsun ki Bursa’da eskiden bazı yanlışlıklar yapılmıştı ’Ah ne de güzel olmuştu.”

“Nerden çıktı bu adam şimdi? Doğru düzgün kongre yapmaya çalışıyor’ diye bana çakmaya çalışıyorsun. Bana çakılmaz arkadaş?”

“Ayağını denk al. 22 Nisan’dan sonra seninle daha rahat konuşuruz.”

GÖZLERİNİZE İNANABİLİRSİNİZ, BU VİDEOYA BAKABİLİRSİNİZ

Bir Başbakan Yardımcısı böyle konuşabilir mi? Gözlerinize inanabilirsiniz, aşağıdaki videoya bakabilirsiniz: http://video.cnnturk.com/2012/haber/3/26/bana-cakilmaz-arkadas-ayagini-denk-al

Basına yönelik bu açık tehdit karşısında, bahsi geçen gazete manşetini ve yazıyı ben de sizler gibi merak ettim.

Sayın Arınç’ın “kocaman böyle patlak gözlerle başlık” dediği, sayfanın en alt bölümünde küçücük bir başlıktı sadece. Manşet de olabilirdi…

İşte o gazetenin birinci sayfası: http://www.olay.com.tr/gazete-gazete-manseti.html?ne=627

Peki yazının içeriği böylesine bir şiddeti, hiddeti ve tehdidi hak edecek bir şekilde mi? Bir de ona bakalım:

“…Dün Ankara’dan moral bozucu bir haber daha geldi: AK Parti Gençlik Kolları Büyük Kongresi 22 Nisan’da Ankara’da yapılacak.”

“Gelişme… Öncelikle Gençlik Kolları Kurultayı’na katılmayı tercih edecek Erdoğan’ın Bursa kongresine gelemeyebileceği izlenimi veriyor”

“Ankara’dan gelen haberle bozulan moraller ‘Belki sabahtan Bursa’ya gelir,öğleden sonra Ankara’daki kurultaya yetişir’beklentisine dönüştü.”

Özetlenen yazının tümü bu bağlantıda: http://www.olay.com.tr/makaleler/ahmet-emin-yilmaz/buyuksehir-yunuselide-ilk-maniayi-asti-14336.html

BU NE ŞİDDET, BU NE HİDDET?

Bu yazıda hakaret yok, aşağılama yok, çakma yok, hatta eleştiri bile yok… Velev ki eleştiri olsa ne olacak?

Hal böyle iken “bana çakılmaz arkadaş, ayağını denk al” ne demek Sayın Arınç? Bu öfke patlamasının nedeni nedir?

Bu orantısız tepki neyin nesidir? Ey AKP yetkilileri siz kendinizi seçilmiş kral, gazetecileri saray şairi mi sanıyorsunuz?

Bu ne tahammülsüzlüktür, bu ne insafsızlıktır, bu ne hoşgörüsüzlüktür Allah aşkına?

Ustalık döneminizde köşe yazarları size sormadan yazı yazamayacaklar mı? Muhabirler haberlerini önce size mi geçecekler Sayın Arınç?

AKP hükümetinin basından sorumlu Başbakan Yardımcısı olmanız size basını tehdit etme hakkı mı veriyor?

BASIN HÜRDÜR SANSÜR EDİLEMEZ: ESAS AKP AYAĞINI DENK ALMALI

Anayasa açıktır: “Basın hürdür, sansür edilemez… Devlet, basın ve haberalma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır…”

Bu örnek olay, AKP iktidarının basın özgürlüğüne, demokrasiye ve farklı fikirlere tahammülsüzlüğünün çok açık bir göstergesidir.

Türk milleti, kendilerini seçilmiş kral zanneden AKP’ye ilk fırsatta: “esas sen ayağını denk al” diyecektir."