A&G Araştırma tarafından 7 bin hanede gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, bugün seçim yapılsa BDP’nin oyu yüzde 8’in üzerinde çıkacak. AK Parti ise Kürt seçmenlerin oyunu kaybetmesine rağmen oylarını artırmaya devam edecek. Ve yüzde 49.9’luk rekorunu yüzde 54’lere taşıyacak. Peki nasıl? Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’daki milliyetçi seçmenlerin oylarıyla... Gerisini söylemeye gerek yok, bu araştırmanın iki kaybedeni var; CHP ve MHP... Son söz Adil Gür’den; “Üstelik biz bu araştırmayı yaptığımızda henüz Uludere olayı yaşanmamıştı. Bugün yapsaydık belki de BDP oyları daha yüksek çıkacaktı!”

Uzun süredir arıyordum A&G Araştırma’nın patronu Adil Gür’ü... Gündemdeki tartışmalar o kadar çoktu ki, neredeyse ayda bir soruyordum; “Aylardır sesiniz soluğunuz çıkmıyor. Tartışılan pek çok siyasi mesele var, bunlarla ilgili hiç araştırma yapmadınız mı?” diye... “Yapıyoruz, ama henüz açıklamak için erken” oluyordu cevabı. Geçen hafta bir kez daha aradım, “Gelin, konuşalım” dedi. Kadıköy’deki ofisinde buluştuk. “Daha yeni çıktık seçimden... Ufukta seçim görülmediği ortamlarda siyasi tercihlerle ilgili kamuoyu araştırmaları genel eğilimleri ortaya koyar, ancak yüzdeleri tam olarak göstermeyebilir” diye girdi söze...

A&G Araştırma’nın yaptığı son araştırma seçmenin siyasi tercihi üzerine. Yani “Bugün seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirdiniz?” sorusuna yanıt aranmış. Ama araştırma geniş bir içeriğe sahip, salt oy dağılımı değil aranan... Türkiye’nin dört bir tarafında 7 bin hane bizzat ziyaret edilerek, yüz yüze anketler sonucunda elde edilmiş veriler. Tüm verileri açıklayamıyor Adil Gür, zira araştırma önemli bir kurumun talebi üzerine yapılmış ve açıklama hakkı da onlarda...

Sadece iki rakamsal veri alabildim ağzından, ama öyle iki veri ki, sonuçlar Türkiye’nin siyasi geleceğini değiştirecek nitelikte... “Diğer tüm araştırmalar BDP’nin oyunun yüzde 4 ila 6 bandında olduğunu gösteriyor, oysa ki bizim araştırmamızdan çıkan sonuç çok farklı. Şu anda bir seçim yapılsa, BDP yüzde 8’in üzerinde oy alabilir” diyor Gür. Bu verilerden hareketle, önemli bir iddiada daha bulunuyor; zaten sözüne de “Ben iddialı biri olmayı severim” diye girerek: “Eğer süreç böyle devam ederse, 2014’te yapılacak bir erken seçim ya da 2015’teki olağan seçimde BDP yüzde 10 barajını rahatlıkla aşar. Bunun bir sebebi oy artışı olacak, diğer sebebi ise ilk kez oy kullanacak olan genç seçmenler...”

BDP’li seçmenin ortalama hane nüfusu 8 kişi!

Özellikle ilk kez oy kullanacak gençlere vurgu yapıyor Gür. Türkiye’deki ortalama hane nüfusu dört kişiyken, BDP’ye oy veren seçmenlerin hanesinde iki katı insan yaşıyor, yani ortalama yedi-sekiz kişi... Bu hanelerde çocuk sayısı fazla ve onlar iki yıl içinde oy hakkına kavuşacaklar. Bu da BDP’nin oylarını patlatacak ve barajı aşmasını sağlayacak.

Bir küçük not daha, bu araştırma Uludere’den önce yapılmış. “Uludere, Doğu ve Güneydoğu’daki BDP ile AK Parti arasındaki siyasal kırılmanın önemli noktalarından biri olabilir. Uludere’ye kadar AK Parti, hem iktidar hem muhalefet profili çiziyordu. Bu olayda sadece iktidar gibi davrandı” diyor Gür. Yine ona göre, bu araştırma bugün yapılsa, BDP’nin oyu yüzde 8’in de üzerinde çıkacak!

Şaşırtıcı, beklenmedik ve çok ciddi sonuçlar yaratabilecek veriler bunlar. Ama seçimlerden hemen önce yaptığımız söyleşide, herkesin “BDP en fazla 25 milletvekili çıkarır” tahmininde bulunduğu bir ortamda Adil Gür çok net konuşmuş ve “BDP 32 milletvekili çıkarır” demişti. Herkes de abartılı bulmuştu. Sonucu hatırlatalım; 35 milletvekili!..

Araştırmada ortaya çıkan bir diğer sonuç daha var ki, bu da özellikle iki muhalefet partisini kara kara düşündürecek gibi... Zira ilk sonuç AK Parti’nin Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da oy kaybına sebep olacak nitelikte ve öyle de! Ama buna rağmen, iktidar partisi hâlâ oylarını artırıyor. Diğer tüm bölgelerde yüzde 50’lik oy oranını korumakla kalmıyor, özellikle Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’daki milliyetçi seçmenlerin oyu AK Parti’ye kayıyor. Peki yüzde 50’yi ne kadar geçebilir iktidar partisi? En az 4 puan! Bu da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç görülmemiş bir durum. Hem üçüncü dönem iktidarda olup hem de oyunu yüzde 50’nin üzerinde tutabilen ve hâlâ artırabilen bir parti!

Bugün seçim olsa nasıl bir tablo var karşımızda?

Yapılan tüm araştırmalar gösteriyor ki, AK Parti 12 Haziran’daki gücünü koruyor. Hatta birkaç puan daha fazla oyu.

Yani yüzde 53’lerde mi? Yoksa daha mı fazla?

52, 53, 54 demenin çok doğru olmadığını düşünüyorum. Seçmen davranışları bakımından Türkiye’de son dönemlerde pek çok anket yayınlanıyor. Bu anketlerden benim bulduğum bulguların en önemli farkı ise BDP’yle ilgili.

BDP’nin oyunun yüzde 4-6 olduğu görülüyor...

Evet. Halbuki ben BDP’nin oyunun yüzde 8’in üzerinde olduğunu görüyorum.

Yani neredeyse yüzde 10 barajını aşacaklar?

Evet. Türkiye’de siyasi tercihler bakımından çok önemli iki değişiklik var. Birincisi, Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti’nin oyu azalıyor, BDP’nin oyu artıyor. Ama AK Parti Kürt kökenli seçmenlerden oy kaybederken, Ege’de, Akdeniz’de, Batı’da, Orta Anadolu’da milliyetçi seçmenlerden aldığı oyu artırıyor. Yani sizinle Mayıs ayında konuştuğumuz süreç devam ediyor. Tabii bunu da yadırgamamak lazım. Çünkü seçimlerden sonraki sürece baktığımızda AK Parti’nin milliyetçi söyleminin artarak devam ettiğini görüyoruz. O nedenle AK Parti Kürt kökenli seçmenlerden bir miktar oy kaybediyor, buna karşılık milliyetçi kökenli seçmenlerden aldığı oyu artırıyor.

BDP’nin oyunu yüzde 8’e çıkarması çok önemli, çok şaşırtıcı. Tüm siyasi ezberleri bozuyor...

Daha da şaşırtıcı, daha da iddialı bir şey söyleyeyim. Eğer bu süreç böyle devam ederse, 2014’de erken veya 2015’te zamanında yapılacak bir seçimde BDP yüzde 10 seçim barajını aşacaktır. Bunun nedenini sadece oy artışıyla açıklamak mümkün değil, alttan gelen seçmen artışı da var. Bugün Türkiye’deki hanelerde ortalama 4 kişi yaşıyor. BDP’li seçmenlerin hanesinde ise 7-8 kişi var. Çocuk sayısı fazla. Yeni seçmen olacaklar da eklendiğinde, bir dahaki seçimde BDP’nin kuvvetle muhtemel baraj problemi olmayacaktır.

Dolayısıyla Türkiye’de yıllardır “Ya, şu yüzde 10 ülke barajını düşürmeyelim, BDP barajı aşar, HADEP barajı aşar, DEHAP barajı aşar” endişesi vardı ya, ben diyorum ki “Beyler artık böyle bir baraj endişesine kapılmanıza gerek yok! Süreç bu şekilde devam ederse baraj problem olmayacak. Onun için gelin şu antidemokratik yüzde 10 ülke barajını ya tümüyle kaldırın ya da aşağıya çekin!” Bu arada biz bu seçim döneminde “Eğer yüzde 10 ülke barajı yüzde 4’e düşürülseydi, bunun Meclis’e yansıması ne olurdu?” diye de baktık. Gördük ki aslında BDP dışındaki partilerin milletvekili sayısında çok az sayıda değişiklik olacaktı. Yani siyasi partilerin milletvekili sayılarında dramatik değişiklikler olmayacaktı.

Uludere, AK?Parti’nin siyasi kırılma noktası olabilir

Türkiye’de siyasi tercihler bakımından çok önemli iki değişiklik var. Birincisi, Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti’nin oyu azalıyor, BDP’nin oyu artıyor. Ama AK Parti Akdeniz’de, Ege’de, Orta Anadolu’da milliyetçi seçmenlerden aldığı oyu artırıyor

Uludere olayı, Doğu ve Güneydoğu’daBDP?ile AKP arasındaki siyasal kırılmanın önemli noktalarından biri olabilir. Uludere’ye kadar AK Parti hem iktidar hem muhalefet profili çiziyordu.

Bu olayda sadece iktidar gibi davrandı...

Araştırma sonuçlarına göre, BDP ve AK Parti seçimlerden sonraki 7-8 aylık sürecin kârlı partileri gibi görünüyor...

Evet. Bir de herkese göre sürpriz olan, bana göre sürpriz olmayan ise BDP ağır ağır yüzde 10 ülke barajını aşmaya aday gibi görünüyor.

- Siz rakam vermekten kaçınıyorsunuz ama merak ediyorum, AK Parti’nin oyu yüzde 53-54 olabilir mi?

Evet. Şu anda yüzde 53-54 bandında...

BDP de yüzde 8 bandında, öyle mi?

Evet. Yüzde 8.5’in altında, yüzde 8’in üzerinde görünüyor. Ama şunu özellikle belirtmek istiyorum; bu araştırmaların artı, eksi yüzde 1.5 hata payı vardır. Yalnız bu şu manaya gelmez; “Araştırmacı BDP için yüzde 8.2 diyor, yüzde 1.5 hata payı var, yani BDP’nin oyu yüzde 6.7 de olabilir.” Hayır, böyle değil.

- Neden değil?

Çünkü aynı örneklemde yaptığınız geçmiş araştırmalarda BDP’nin oyu yüzde 6.5 görünürken, yine yüzde 6.5 çıkıyordu. Eğer şimdi yüzde 8.2 görüyorsanız, bu olsa olsa yüzde 7.7 ya da yüzde 8.5 olabilir. Ama bu hayretle karşılanacak bir durum değil. Hatta daha da ileri giderek bir şey söyleyeyim, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt meselesiyle ilgili çıkışları Batı’da biraz daha milliyetçilik hassasiyetleri olan seçmen tarafından kızgınlıkla karşılanıyor, siyaseten yanlış bulunuyor. Ama devlet adamlığı bakımından baktığınızda aslında Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti’nin oyunun bir miktar azaldığı bir süreçte, BDP ile beraber o siyasi arenada başka bir partinin de yer alması hem demokrasimizin gelişmesi hem de bölgedeki siyasi kutuplaşmanın azalması açısından daha sağlıklı görünüyor.

- Peki ya CHP’nin bu söylemi oya dönüştü mü?

Dönüşmedi. 12 Haziran’da belki en önemli sürprizlerden biri şuydu; Kürt kökenli seçmenler “CHP’ye oy verebilirim” dedi ama vermedi.

- Siz de geçen seçimlerde bir tek CHP konusunda yanıldınız galiba. “CHP yüzde 30’ları bulabilir ve Siirt’ten milletvekili çıkarabilir” demiştiniz. Çıkaramadı. Burada ne etkili oldu sizce?

Kuvvetle muhtemel AK Parti ile BDP arasındaki o keskin siyasal söylem, safları daha da sıklaştırdı. Oyların boşa gitme endişesi insanları BDP ve AK Parti arasında seçim yapmaya zorladı. Tabii bir de seçmen davranışı dediğimiz şey, bir gecede ya da üç ayda, beş ayda keskin geçişler yapan bir davranış değil. Gerçi CHP o bölgenin yabancısı değil. Geçmişte milletvekili de çıkarıyordu.