Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bir dizi açılış ve incelemede bulunmak için Burdur’a geldi. İlk olarak Bucak ilçesinde Belediye Başkanı Ramazan Ayaz ile görüşen Bozdağ, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağırması sorusuna, hükümetin görev başında olduğunu ve güvenlik güçlerinin her türlü imkanı kullanarak, terörle başarılı bir mücadele sürdürdüğü şeklinde yanıt veren Bozdağ, şöyle konuştu: “Bu mücadele kararlılıkla sürdürülmeye devam edecektir. Ülkemizin her karış toprağında güvenlik güçlerimiz var. Devletimizin imkanları var. Bu imkanlar çerçevesinde güvenlik güçlerimiz gerekeni yapıyor. Yapmaya da devam edecek. Terör konusu, partiler üstü konudur. AK Parti’nin, CHP’nin, MHP’nin sadece meselesi değil. Partiler üstü bir sorundur.”
AK Parti’nin 2001 yılında kurulduğunu kendilerinden önce de terör sorununun yaşandığını belirten Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları söyledi:

“1990’lı yıllarda da terör vardı. 1980’li yıllarda da vardı. O zaman AK Parti diye bir parti, AK Parti hükümetti diye bir hükümet yoktu. Bizden önce de hükümetler gelip geçti. Bugün CHP, bakarsanız 1991’den 2002 yılına kadar neredeyse iktidardadır. 1991-1995 arası SHP versiyonuyla. Sonra CHP ile birleştiler. 1995-1998 arasında da DSP yoluyla. Çünkü, aynı zihniyetin partisi. Adı başka olsa da. Ama terör bitmedi. MHP’de her yerde konuşuyor. Onlar da iktidara geldi. Onların döneminde terör bitmedi. Şimdi biz iktidardayız. Bizim dönemimizde de terör var. Dolayısıyla terör partilere ait bir sorun olsaydı sadece bir parti gidip diğer parti geldiğinde bu sorun çözülebilirdi."

Terörün partiler üzeri bir sorun olduğunu anlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu soruna bütün siyasi partilerin partiler üstü bir sorun olarak bakması, siyasi rekabette 'AK Parti zarar görsün', 'İktidarı buradan yıpratalım', her terör saldırısını fırsat bilmekten vazgeçin. Çünkü eğer siyaset bunu siyasetin malzemesi yaparsa, her terör saldırısında 'Hükümete vuracağımız', 'İşte hükümeti eleştireceğimiz bir olay oldu' gözüyle bakarsak bu vicdanları sızlatır. Türkiye’ye zarar verir. Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklama bana göre, bu olay üzerinden siyasi bir rant devşirme hareketidir. Biz hep söylüyoruz. Eğer çözüme dair bir öneriniz varsa söyleyin, biz onu yapalım. Kılıçdaroğu ya da CHP’nin veya başka partilerin görüşleri varsa bu görüşlere açığız. Bizim vazifemiz terörü sonlandırmak. Terörü bitirmek."
Terörü Türkiye’nin gündeminden çıkarmak istediklerini anlatan Bozdağ, şunları söyledi: "Biz kendi çalışmalarımızda güvenlik güçlerimizle birlikte sürdürüyoruz. Deniz Baykal’ın genel başkanlığı döneminde de CHP gene böyle bir çağrıda bulundu. Yine o zaman da aynı şeyleri söyledik. Bu konu siyasi istismar yapılabilecek bir konu değil. Daha dün 8 şehidimizi toprağa verdik. Bu acılar varken güvenlik güçleri canı pahasına mücadele ederken birilerinin bunu siyasetin malzemesi yapmak için plan yapmasını etik bulmuyoruz. Eğer CHP’nin söyleyeceği bir şey varsa buyursun söylesin onu yapalım. PKK terör örgütü kendi propagandasını da bir şekilde yaptırıyor."

Türkiye’de olağanüstü bir durum olmadığını anlatan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye terörle mücadelesini her halükarda başarı ile sonuçlandıracak ama şimdi Kılıçdaroğlu bu çağrısıyla sanki Türkiye’de olağanüstü bir takım şeyler varmışta hadiseyi büyüterek abartarak bir noktada PKK terör örgütünün propagandasını yapmasına mecliste nutuk yarışlarına dönüştürülmesine kadar götüren bir yaklaşım ortaya koyuyor. Halbuki nutuk atma değil, varsa çözüm önerimiz onu ortaya koyup iktidarın yapmasını isteme hakkımız olması lazım. CHP maalesef bunu yapmadı. Biz kendisinden yine de çözüme dair önerilerini bekliyoruz. PKK’nın ekmeğine yağ sürecek ve PKK terör örgütünün propagandasını yapmasını dolaylıda olsa TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağırılmasına doğru bulmuyoruz. CHP, sözleri varsa kamuoyuna söylesin, bize söylesin istifade edelim.”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “CHP'nin MİT tarafından takip edildiği” iddialarına ise şöyle karşılık verdi: “CHP’nin bu konuda verilmiş iki soru önergesi var. İki soru önergesi de henüz hükümete intikal etmemiştir. Soru önergeleri, TBMM’dedir. Bize gelmeyen bir soruya bizim nasıl cevap vermemizi bekliyor. Onu anlamak mümkün değil. Kılıçdaroğlu'nun bilgisi yanlış. Hükümete şu ana kadar ulaşmış bir soru yok. İntikal ettiğinde hükümet olarak cevap vereceğiz. Bu bir iftiradır. Yaklaşımdır. Kılıçdaroğlu kendi konuştuklarının gazetelerde başka yerde yansımasından bu kanaate varıyorsa öncelikle yanındaki adamlara dikkat etsin. Konuştuğu insanlardan veya istişare ettiği kişilerden bu bilgilerin dışarı sızmadığı ne malum ve herkes biliyor ki CHP’nin parti meclisinde veya başka yerde yapılan konuşmalar ertesi gün gazetelerde çarşaf çarşaf yazılıyor. Onun için Kılıçdaroğlu, kendi konuşmaları ve kendileriyle ilgili bir haber çıktığı zaman bunu başkalarını suçlayacağına, önce sağına soluna,önüne arkasına bakmasını öneririm. Önünde arkasında olanların birisi bunu basınla paylaşmış olabilir mi? Basına bunu iletmiş olabilir mi? Değerlendirmesinde fayda görüyorum. Tabi bir de CHP’de böyle bir hastalık da var. Hatırlarsanız daha önceleri Önder Sav, partinin genel sekreteriydi. Bir gazeteciyle konuşurken elini yanlış düğmeye basıyor, bir kaset çıktı. Sonra bunu mecliste gensoru önergesi getirdiler. 'MİT bizi dinledi', 'Hükümet bizi dinledi' dediler. Öyle bir senaryo yaptılar ki, sonra bütün incelemeler yapıldı, kendi kendilerini dinletmişler. Yanlış düğmeye basmışlar sonra ülkenin MİT'ini suçluyorlar. Ülkenin başbakanını suçluyorlar. Ülkenin hükümetini suçluyorlar. İşin doğrusu biz alıştık. CHP kendi kendini dinliyor veya kendi içindeki haberleri başkalarıyla paylaşıyor sonra da bunu başkaları yaptı diye suçluyor. Onun için bu konuda sabıkaları çok. Başkalarını suçlamadan önce kendilerine baksınlar. MİT ve devletin kurumları gayri yasal hiçbir iş ve işlem yapmaz. Yapmaları da mümkün değil. Kılıçdaroğlu veya herhangi bir milletvekilinin dinlenmesi takip edilmesi söz konusu değ

ildir. Bunlar siyasi iftiralardır. İftiralar iftira atılan kişileri değil iftira atanları lekeler. Zannedersem CHP’yi lekeleyecek bir iftiradır”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bir gazetecinin Suriye olaylarıyla ilgili sorusu üzerine, yaşanan hadiseleri hiç arzu etmediklerini ve Suriye'de akan kanın kısa süre içinde sonlandırılması gerektiğini belirtti. Bozdağ, PKK terör örgütünün ve başkaca yapıların Suriye hükümetinin desteğiyle Türkiye'nin içerisine dönük terör eylemlerinde bulunması veya başkaca silahların Türkiye içerisine sokulması hususunda da gerekli tedbirleri hükümetin aldığını belirterek "Bu noktada gereken adımlar atıldı, atılıyor. Bunları önlemek için gerekenler yapılıyor. Başkaları ne yapar onların takdiri, bizim ne yaptığımız çok önemli. Biz kendi ülkemiz içinde PKK terörünün olmaması için başka ülkelerden giden silahların Türkiye içerisine sokulmaması için gerekli önlemleri aldık” dedi.