Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan ve İsrail’de yürütülen nükleer çalışmaları görmezden gelip İran’ın nükleer çalışmalarına şüpheyle yaklaşanlara tepki gösterdi. “Bu adalet değildir, bu hakkaniyet değildir” diyen Erdoğan, Türkiye’de kurulacak nükleer santrallerde emniyet tedbirlerini alarak enerji üretileceğini, “Barışçıl amaçlarla kullanmak isteyenlerin de bundan yararlandırılacağını” ifade etti.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) Ankara Kazan’daki Proton Hızlandırıcı Tesisi’nin açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tesisin en başta sağlık alanında yapılacak çalışmalarda önemli faydalar sağlayacağını söyledi. Tıpta kullanılan bazı tanı aletlerinde radyo izotopların kullanıldığını belirten Erdoğan, “Bunlardan sadece flor 18 denen maddeyi Türkiye kendisi üretiyor. Diğerleri hep yurt dışından büyük bedellerle ithal ediliyor. biz bunlara yıllık 10 milyon dolar ödüyoruz. biz şimdi bu tesiste bu maddeleri kendimiz üreteceğiz. İleride bu maddeleri ihraç etmeye de başlayacağız” diye konuştu.

Proton hızlandırıcı tesisin sadece sağlık alanında üretim yapmayacağını, bununla birlikte Ar-Ge, eğitim ve bilim alanlarında bir okul ve bir laboratuar işlevi göreceğini ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin ilk hızlandırıcı teknolojisine sahip araştırma merkezi olan tesisin nükleer fizik araştırmaları, elektronik araştırmaları, hatta uzay araştırmalarında kullanılacağını ifade etti. Erdoğan, Türkiye’nin yükselen bir büyüme grafiği sergilediğini, buna karşın mevcut kaynaklarla yetinerek 2023 hedeflerine ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi. Milli gelir, ihracat, yatırımlar, turizm gelirleri kadar eğitime, bilime, araştırma ve geliştirmeye markalaşmaya daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, gelişen ülkelerin enerji ihtiyacının artacağına dikkat çekti.

Türkiye'nin büyümenin en önemli ihtiyaçlarından olan "enerji" konusunda çözümler üretmek zorunda olduğunu kaydeden Erdoğan, ekonomi büyüdükçe, elektrik tüketimi, doğalgaz, petrol kömür tüketiminin arttığını, ülkelerin refah düzeyinde artışın ve büyümesinin enerji tüketimiyle de doğru orantılı olduğunu vurguladı. Enerji tüketimi fazla olan ülkelerin güçlü ve büyük ülkeler olduğunu söyleyen Erdoğan, “Enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmemiz de gerekir. Sadece termik, hidro-elektrik santralleriyle yürüyemeyiz, ithale mahkum olduğumuz doğalgazla yürüyemeyiz, bize nükleer de lazım” diye konuştu.

-“BİR OLAY YAŞANDI DİYE FARKLI YERLERE TAŞIMANIN ANLAMI YOK”-

Konuşmasının kalan kısmında nükleer enerjinin güvenli olup olmadığı ile ilgili tartışmalara yer veren ve başka ülkelerde yapılan nükleer enerji üretimleriyle ilgili değerlendirmelere yer veren Erdoğan şunları söyledi:

"Bazı yerlerde farklı isimler altında ideolojik yaklaşımlarla nükleer enerjiye karşı tavır takınanlar oluyor. Açık söylüyorum, bizim hedefimiz önce insandır. İnsan refahı için atmamız gereken adımları atacağız. Artık nükleer enerjide insan hayatını tehdit eden unsurlar adeta yok edilmiştir. Ölçümlerine varıncaya kadar adeta sıfırlanma noktasına gelmiştir. Artık 20-30 yıl öncesinin Nükleer enerji santralleri kurulmuyor. Japonya’da bir olay yaşandı diye bütün insanlığı farklı yerlere taşımanın anlamı yok."

-“DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULACAĞIZ”-

Bir yandan enerji tüketimi artarken, bir yandan da dünyada enerji fiyatlarının yükseldiğini belirten Erdoğan, “Biz enerjiyi ucuza mal edip halkımıza ucuza satmamız gerekiyor. Nükleer santral inşa ederek hem ucuz elektrik üreteceğiz dışa bağımlılıktan önemli oranda kurtulacağız hem de karbon salınımını azaltarak çevreyi güçlendirmiş ve o oranda da kullanmış olacağız” diye konuştu.

-“2023’E KADAR 3 NÜKLEER SANTRAL”-

2023 yılına kadar iki nükleer santrali üretime geçirmeyi planladıklarını, Akkuyu ve Sinop santralleri dışında üçüncü bir santralin inşaatına da bu sürede başlamayı planladıklarını ifade eden Erdoğan, 2023 yılında kurulu gücün yüzde 10’unu bu santrallerle karşılamak istediklerini söyledi. Erdoğan, santrallerin yapım süreçleriyle ilgili olarak, “Rusya ile Mersin Akkuyu’daki santral için antlaşmayı imzaladık. Sinop’taki santral için de Japonya, Güney Kore, Çin, Kanada gibi ülkelerle müzakereler devam ediyor” dedi.

-“KAPISINDA OTURSANIZ ZARARI YOK”-

Nükleer santraller konusunda “kamuoyunu yanıltmaya dönük bazı yanlışlar” da olduğunu kaydeden Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:

“Dünyada çalışan 436 nükleer santral var. 61’i de inşa aşamasında. Fransa elektriğinin yüzde 77’sini, Rusya 18’ini, ABD yüzde 19’unu, Güney Kore yüzde 35’ini bu yolla üretiyor.Bugüne kadar dünyada 3 kaza yaşandı ve bu kazalardan büyük dersler alındı. Tedbirler iyi alınırsa, güvenliği hassasiyetle sağladığınızda nükleer santral hiçbir tehlike içermiyor. Bir yıl boyunca 24 saat nükleer santralin kapısında otursanız, ben bunu bilim adamlarının bize verdiği bilgiler ışığında söylüyorum, bir uçak yolculuğu kadar radyasyon almazsınız. Bu kadar açık ortada.”

-“İRAN’A NÜKLEER DESTEĞİ”-

Konuşmasında, Ermenistan’ın Türkiye sınırına yakın nükleer santraline ve uluslararası ortamda devam eden “güvenli ve barışçıl nükleer enerji” tartışmalarına da değinen Erdoğan, nükleer enerji üretimi konusunda çifte standartlı yaklaşımları da eleştirdi ve şunları söyledi:

“Burada şunu da ifade etmek durumundayım. Iğdır sınırında 16 km uzaklıkta Ermenistan’da bir nükleer santral var. Üstelik gerekli güvenlik tedbirleri alınmamış, 32 yaşında ve etrafa tehlike saçıyor. Biz uluslararası toplantılarda bunun dile getiriyoruz ve tedbirinin alınmasını istiyoruz. Ama bakıyorsunuz, kendisinde nükleer olan, başkasına bunu hak görenler çıkıp komşumuz İran’ı eleştiriyor. Her ülkenin nükleer enerjiden istifade hakkı vardır. Ama hakkaniyeti gözeteceksiniz. Siz Ermenistan’da yeterli güvenlik önlemi olmayan santrali görmeyeceksiniz, siz İsrail’in nükleer faaliyetlerini görmeyeceksiniz ama öbür tarafta İran üzerinden kriz çıkaracaksınız. Bu adalet değildir, hakkaniyet değildir. Her ülkenin emniyetli şekilde ve barışçıl amaçlarla nükleeri kullanma hakkı vardır. Emniyet tedbirlerini alarak bunu biz de kullanacağız. Barışçıl amaçlarla kullanmak isteyenler de bundan yararlanacak ve biz bu hakkaniyeti savunacağız.Bu tesis sağlık, eğitim bilim kadar nükleer enerji konusunda da çok önemli bir merkez olacak.”